Hatalardan Doğan Başarı

Felaketler, başarılardan daha öğretici. Bu fikir mantığa aykırı görünse de, mühendisler arasında yaygın bir şekilde kabul görüyor. Teknolojinin ilerlemesine neden olan etkenler genelde tesadüf eseri ortaya çıkıyor veya tam olarak anlaşılamıyor. Öte yandan başarısızlığın nedeni ayrıntılı olarak anlaşılıyor, belgeleniyor ve hatanın giderilmesi için gerekli ilerleme yapılıyor. Kısacası felaketler yeniliğe açılan birer kapı olabiliyor. Hiç şüphe yok ki makine inşa etme veya endüstriyel gelişmeler için gerekli deneme-yanılma süreci yüzyıllar boyunca çok kan dökülmesine yol açtı ve binlerce cana mal oldu. Bazen dehşet verici de olsa başarısızlıklar kaçınılmaz oluyor ve mühendisler gelecekte meydana gelebilecek kazaları önlemek için bunlardan ders çıkarılması gerektiğini söylüyor. Sonuç olarak modern dünyayı tanımlayan teknolojik başarılar, bazılarının unutmak isteyeceği olaylar sonucu ortaya çıkıyor. Duke Üniversitesi'nden mühendislik tarihçisi ve "Başarısızlık Yoluyla Başarmak" kitabının yazarı Henry Petroski "Başarısızlık, büyük bir bilgi kaynağıdır ve bizi alçakgönüllü yapar ki bazen alçakgönüllü olmak gerekir. Kimse başarısızlığı sevmez. Ama iyi bir krizin hiçbir işe yaramaması da büyük bir israftır" diyor. Uzmanlar şimdi bu tür analizlerin, şirketlerin çok derin sularda petrol kuyusu kazmak için kullandığı karmaşık alet ve prosedürleri geliştireceğini söylüyor. 20 Nisan'da Meksika Körfezi'nde Deepwater Horizon petrol platformunda meydana gelen ve 11 kişinin ölümüne yol açarak ABD tarihinin en korkunç petrol sızıntısını başlatan patlamanın, teknolojik ilerlemeyi hızlandıracağını söylüyor. Adli mühendislikle ilgili bir ders veren Texas Üniversitesi'nden Profesör David W. Fowler, "Sektör bunun tekrarlanmaması gerektiğini biliyor. Tarihin tekerrür etmesini önleyecektir" diyor. 22 Haziran'da Londra'da yapılan Dünya Milli Petrol Şirketleri Kongresi'nde Greenpeace üyesi protestocular, petrol kuyusunu kazan bir BP'linin konuşmasını yarıda kestiler. Bir protestocu götürülmeden önce, "Gezegene karşı sorumluluk duymak, derin sularda petrol kuyusu kazma girişimlerini durdurmaktır" diye bağırdı. Teknoloji tarihi böyle bir sonucun pek muhtemel olmadığını gösteriyor. Bazı cihazlar gözden düşebilir ancak tasarımsal nedenlerden dolayı kullanılmaması pek rastlanan değil. Hindenburg'un patlaması yanıcı bir gaz olan hidrojenin kullanımının tehlikelerini göz önüne serdi. Kaza, hava balonlarının kullanımını bitirmedi ancak yanıcı olmayan helyuma odaklanmasına yol açtı. Teknoloji analistleri, yapıcı refleksin ve bunun derin deniz sondajında yaratacağı muhtemel etkinin petrol platformlarını daha güvenli bir hale getireceğini söylüyor. Burada petrol kullanımının azaltılmasının ne kadar iyi veya kötü olduğunu tartışmıyoruz. Sadece BP felaketinin teknolojik gelişmeye çanak tutacağını belirtiyoruz. Titanik gemisinin batmasından 1986'da Çernobil reaktörünün patlamasına, 1940'ta Washington'daki Tacoma Narrows Köprüsü'nün çökmesinden 2001'de Dünya Ticaret Merkezi'nin yıkılmasına kadar, tüm bu felaketler mühendisleri daha sonra ölümcül olarak görülen hataları çözmek zorunda bıraktı. İkinci Dünya Savaşı sırasında uçak geliştiren ve daha sonra Imperial College London'da dersler veren İngiliz mühendis Eric H. Brown, bu çıkmazı samimi bir şekilde açıklıyor. 1967'de yayınlanan bir kitapta, "Yapı mühendisliği, halkın kuşkulanmayacağı bir şekilde tam olarak anlamadığımız malzemeleri tam olarak analiz edemeyeceğimiz şekillere dönüştürüp hesaplayamayacağımız kuvvetlere dayanmasını bekleme sanatıdır" demişti. Duke Üniversitesi'nden Petroski, "Başarısızlık Aracılığıyla Başarmak" kitabında başarısızlıkların yol açtığı yeniliklere de dikkat çekiyor. "Başarısızlıklar, bir tasarım hakkında bize her zaman başarılardan daha fazla şey öğretir ve daha yeni ve gelişmiş tasarımların yaratılmasını sağlar."