Pazartesi 09.08.2010

Pakistan İkiyüzlülüğün Kıyısında

Terörizmle mücadelede 'iki tarafı birden idare etmek'.

LONDRA - Herkesin özellikle sinirlendiği bir şey vardır. Almanlar açısından bu, euro'yu mahveden ve mali durumlarını düzeltmek için Mikonos adasını bile satmayan Yunanlılardır. Futbolun sambacı kralları Brezilyalılar, yenildiklerinde Buenos Aires sokaklarında sevinçle zıplayan kibirli Arjantinlilere kızar. Arizonalılar güya işlerini ellerinden alan Meksikalılara öfkelenir. Beni sinirlendiren ise Pakistan. Bu ülkeye duyduğum öfkenin infiale dönüştüğü zamanı tam hatırlamıyorum. Bu tıpkı, hafif bir diş ağrısının dayanılmaz acıya dönüşmesi gibi yavaş yavaş oldu. Ama belli bir tarih vermem gerekirse, 20 Haziran 2009 diyebilirim. O gün, meslektaşım David Rhode'un 7 aylık esaretten sonra Pakistan'ın Kuzey Veziristan bölgesinde Taliban'dan kaçtığını öğrendim. Rhode'un Miram Şah şehrindeki kaçışını sıra dışı kılan, birkaç yüz metre yürüyünce karşısına Pakistan Sınır Birlikleri'nin bir üssünün çıkmasıydı. Anlattıklarını birkaç kez okuduktan sonra buna ancak inanabildim. Evet, sadece birkaç yüz metre. Rhode'un yaşadıkları, şehrin Taliban egemenliğinde olduğunu ve Pakistan kuvvetlerinin onlara hiç dokumadığını gösteriyor. İngiltere Başbakanı David Cameron, işte bu Pakistan kuvvetlerini, terörizmle savaşta "iki tarafı birden idare etmekle" suçladı. Pakistan hep rencide oluyor. ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton geçen yıl Pakistan'ın üst düzey bir El Kaide liderini yakalayamamasıyla ilgili yorum yaptığında, Pakistan kırıldı. Clinton, "Pakistan'da hiç kimsenin teröristlerin yerini bilmediğine ve istedikleri takdirde onları ele geçiremeyeceklerine" inanmakta zorlandığını söyledi. Pakistan şimdi de, İngiltere'nin yeni lideri açık sözlü davranıp ona terörizmi desteklemeye son vermezse dışlanacağını söylediği için kırıldı. ABD ve İngiltere'nin "Af-Pak" konusunda bu kadar can kaybını ve masrafı haklı gösterecek temel bir önceliği varsa o da, bölgeye terör ihraç eden terör üslerinin tekrar kurulmasını engellemektir. Ancak hep doğudaki kadim düşmanı Hindistan ile batıdaki istikrarsız kardeşi Afganistan arasında sıkışan Pakistan'ın öncelikleri farklı. Pakistan için asıl önemli olan, Afganistan'ın kendi etki alanında kalmasını sağlamak. Pakistan, sınır boyunca uzanan Peştun bölgesinin (sınırın her iki tarafındaki Peştun nüfusun yaşadığı bölge), Afganistan'daki Hindistan destekli Peştun karşıtı güçlerin siyasi egemenliğine direnmesini amaçlıyor. Aksi halde, Pakistan iki düşman arasında sıkışacak. Taliban Peştun kökenli olduğu için Pakistan'dan bir miktar desteği hak ediyor. WikiLeaks bir süre önce, Amerika'nın Afganistan savaşına ilişkin gizli savaş günlüklerini yayınladı. Belgelerdeki en az şaşırtıcı bilgi, Pakistan askeri istihbaratının Afganistan'daki Taliban direnişçileriyle ara sıra işbirliği yaptığı ve Amerika'nın sınır bölgesindeki isyancıları yenilgiye uğratmasını güçleştirdiği yönünde. Pakistan'ın istihbarat kurumu, kısaca ISI olarak bilinen Kurumlar Arası İstihbarat adlı teşkilat. Bu kuruma İsyan Destekleme Teşkilatı adı da uygun düşerdi. Evet, öfkeliyim. Pakistan'ın terörizmden çok çektiği doğru. Aynı şekilde, Pakistan ordusunun sınır bölgesindeki operasyonlarının, Cumhurbaşkanı Asıf Ali Zerdari'nin döneminde (ve Amerika'nın yoğun baskısıyla) artarak, belli bir başarıya ulaştığı da doğru. Birçok Pakistanlının Taliban'dan ve ülkelerinin radikal bir çizgiye kaymasından nefret ettiği yadsınamaz. Yine de, Pakistan'ın stratejik öncelikleri onun bir miktar ikiyüzlü davranmasını gerektirdi. Bu ikiyüzlülük, Batının fedakârlıklarını ve Amerika'nın Pakistan'a yaptığı yıllık 1 milyar dolarlık yardımı komik duruma düşürüyor. Cameron bu şekilde konuşmakta haklı. Aslında Başkan Obama, Cameron'dan bir şeyler öğrenebilir. Başkandan rahatsız olan İngilizler, ona lakap takmaya başladı. İngilizler, sürekli orta yolu bulmaya çalışan başkanın "Bay Ölçülü" haline geldiğini düşünüyor. Belinden silahını çekmeye her an hazır olan Bush'a kıyasla, bu iyi bir şey. Ama siyasette daha açık sözlü olmanın gerektiği durumlar da var. Obama'nın bunu yeniden öğrenmesi lazım.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.