Pazartesi 30.08.2010

İstikamet Batı: Çinli Dansçı Geçmişine Bakıyor

Mihail Barişnikov'un 1974'te Sovyetler Birliği'nden kaçıp ABD'ye sığınması, büyük bir haber olmuş ve dikkatleri hem dansçıya hem de baleye çekmişti. Ancak Barişnikov o dönemde komünist bir ülkeden kaçıp Batıya sığınan tek dansçı değildi. Li Cunxin, ABD'de bale yapmak için Çin'de, taşradaki evini ve yaşam biçimini terk etti. Onun bu yolculuğu, yönetmenliğini Bruce Beresford'un yaptığı "Mao'nun Son Dansçısı" adlı filmde anlatılıyor. Li yolcululuğunun başında, Pekin Dans Akademisi'nden Houston Balesi'nin o zamanki sanat yönetmeni Ben Stevenson'ın davetiyle bu kuruma geldi. 1981'de ABD'ye iltica eden Li, zamanla bir yıldız oldu. Anna Kisselgoff 1981'de New York Times gazetesinde onun için, "İzlemeye değer sanatçılar arasında, Pekin'den gelerek Houston Balesi'nde eğitim alan ve çalışan bir grup genç dansçıdan birisi olan, Li Cinxin var. Li, gövdesini ve kollarını harika bir incelikle kullanarak olağanüstü bir zarafetle dans ediyor. Ayrıca tam bir dönüş ustası" diye yazmıştı. Li Avustralya'ya yerleşmeden ve şu anki filme esin kaynağı olan, çok satan özyaşam öyküsünü yazmadan önce Houston Balesi'nde 16 yıl boyunca dans etti. Birmingham Kraliyet Balesi'nin baş dansçılarından Chi Cao, filmde Li'yi oynuyor. Pekin'deki akademide eğitim alan öğrencilere gösterilen bir videoda görünen Barişnikov da filmde dolaylı olarak kendini gösteriyor. Avustralya'daki Li (49) ile telefonda yaptığımız röportajda, sanatçı hem filmle hem de kendisinin ve Çin'in geçirdiği değişimlerle ilgili yorumlar yaptı. Röportajdan bazı satırbaşlarını aşağıda bulabilirsiniz: Soru: Hayatınızın ilk dönemleri nasıldı? C: Çin tarihinin çok zor bir döneminde dünyaya geldim. Ben 1961 yılında doğdum ancak 1958 ile 1961 yılları arasında, 35 ile 38 milyon arası sayıda insan açlıktan öldü. Bu yüzden, doğduğum dönem Çin tarihinin korkunç derecede zor bir dönemiydi. Yedi erkek kardeşin altıncısıydım. Tabii, anne babam için yedi erkek çocuk büyütmenin ne kadar güç olduğunu tahmin edebilirsiniz. Çiftçilik yapan annem ve babam, okula gitme şansı bulamadıkları için okuma yazma bilmiyorlardı. Çocuklarının açlıktan ölmemesi için her gün mücadele veriyorlardı. Daha doğduğumda, kaderimde tıpkı babam ve ondan önceki atalarım gibi çiftçi olmak vardı. S: 11 yaşına geldiğinde, evinden ayrılmana izin verildi. C: İnanılmaz bir andı. Filmde de gördüğünüz gibi, Pekin'den gelen ve sınıfımıza giren dört adam, bizlere Bayan Mao'nun Pekin Dans Akademisi'nden gönderilen kültür danışmanları olarak tanıtıldı. Kuracakları bale için yetenekli gençler bulmak üzere gelişmişlerdi. O gün çok dondurucu bir soğuk vardı ve kar yağıyordu. Dışarıdaki tipi kar tanelerini savuruyordu. Derme çatma sınıfta oturmuş, "Başkan Mao, Seni Seviyoruz" adlı kitabı okuyorduk. Kitabın ortasına gelmiştik ki, o dört kişi sınıfa girdi ve ayağa kalkıp şarkı söylememizi istedi. O zamanlar herkesin üstünde, içi pamuk doldurulmuş ceketler ve annelerimizin bizim için diktiği pantolonlar vardı. Hepimiz tombul cücelere benziyorduk. Kültür danışmanları, yüz ifadelerimizi görmeye ve beden tipimizi anlamaya çalışıyordu. İlk önce bana dikkat etmeyip yanımdan geçtiler. Ancak kapıdan çıkmak üzerelerken, öğretmenim omuzlarına dokunarak beni gösterip, "Bu nasıl?" diye sordu. İşte o an dönüm noktasıydı. Daha sonra okul müdürünün odasına götürüldük ve soyunduk. Vücudumuzun her noktasını ölçen danışmanlar, ayaklarımızı kaldırmamızı istedi. Çok acı vericiydi. Daha sonra diz bağlarımın koptuğu anlaşıldı.
S: Filmdeki eğitimin çok zor olduğu söyleniyor. Bu eğitim, diğer bale okullarındakinden farklı mıydı?
C: Evet, çok zordu. Dersler haftanın altı günü, sabah 5.30'dan akşam 9'a kadar sürüyordu. Sadece bale değil, akrobasi, savaş sanatları ve ikili dans bile yapıyorduk. Ama asıl önemlisi, komünizme inanmamız ve gerçekte bale dünyasının Kızıl Muhafızları olmamız için siyasi açıdan beynimiz yıkanıyordu.
S: Baleye ne zaman âşık oldunuz? Başlangıçta baleye ilgi duyuyor muydunuz?
C: Önceleri baleden nefret ediyordum. Dünyanın en sıkıcı şeyi olduğunu düşünüyordum. Ama sonraları hayatıma giren harika bir öğretmen, baleyi gerçekten seviyordu. İkinci yılın sonlarındaydık ve neredeyse eve geri gönderilmek üzereydim. O muhteşem öğretmen hayatıma girdi ve bana dans tutkusunu aşıladı.
S: Sen ve diğer öğrenci arkadaşların gerçekten Barişnikov'un videolarını izlediniz mi?
C: Evet, Mao'nun öldüğü sıralarda Japonya'da yaşayan, Pekin Dans Akademisi'nin eski bir mezunu, bu videoyu okula geri dönerken bir hediye olarak yanında getirmişti. Önceleri videoyu sadece öğretmenlerin izlemesine izin verildi. Sonra biz de izlemek için yalvardık ve sonunda izledik. Hayal gücüm bir anda kontrolden çıktı. Barişnikov kalıcı bir esin kaynağım haline geldi.
S: ABD'ye iltica etmenizin diğer Çinli sanatçılar üzerinde ne tür etkileri oldu?
C: Ben Çin'in kültür dünyası mensupları arasında ilk iltica eden kişi sayılırım. O zamanlar Çin dış dünyaya hâlâ çok kapalıydı. Benden sonra Çinli sanatçılar için kapılar bir anda açıldı. İzleyicilerin benim öyküm üzerinden Çin'de meydana gelen değişimler hakkında bir fikir edinebilmesini umuyorum. Kökenleri Çin'e de dayanan bale sanatının çok Batılı bir görünümü var. Bu yüzden, uluslararası arenaya çıkabilmek ve başarı kazanabilmek, büyük bir kültürel sıçrama.
S: Amerika'da ilk kez sahneye çıkmak nasıl bir duyguydu?
C: İnanılmaz bir şeydi. İlkinde sakatlık geçiren bir dansçının yerine sahneye çıktım. Çok heyecanlı olmama rağmen, hayatımda ilk kez kendimi özgür hissettim. Dans sanatını gerçekten seven bir izleyici kitlesinin önündeydim. İzleyiciler o gece büyülenmişti. İnsanlar çığlık atıyor ve bağırıyordu. Bu tür bir izleyici tepkisini daha önce hayal bile edemezdim.
S: Yapmak zorunda olduğun bazı fedakârlıklar için pişmanlık duyuyor musun?
C: İltica ettikten sonra Amerika'da kalınca, ailemle ve altı yıl boyunca dostluk kurduğum insanlarla ilişkim tamamen koptu. Çin'e gitmeme bir daha asla izin verilmeyeceğini düşünüyordum. Bu, bir insanın hayatta yapabileceği en acı verici fedakârlıktı. Peki, aynı durumla karşı karşıya kalsam bu fedakârlığı tekrar yapar mıyım? Evet, yaparım.
S: Bu durum sizi bir sanatçı olarak etkiledi mi?
C: Bir sanatçı olarak korkusuzca dans etme özgürlüğünü hissetmek, siyasi baskılara maruz kalmamak gerçekten olağanüstü. Çin'de kalsaydım bunları asla yapamazdım.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.