Pazartesi 29.11.2010
Son Güncelleme: Pazar 28.11.2010

Dikkati Dağılan Beyinler

Aileler ve eğitimciler, öğrencilerin dijital teknolojiye ne kadar kapıldığından şikayet ededursun, Amerika'da birçok okul bu teknolojiyi giderek daha yoğun bir şekilde kullanmayı sürdürüyor. Bunun örneklerinden biri de Silikon Vadisi'ndeki ormanlık tepelerin arasında bulunan Woodside Lisesi. Başka okullarda olduğu gibi burada da öğrenciler cep telefonundan günde yüzlerce mesaj atıyor veya video oyunlarında saatlerini harcıyor. Ayrıca Facebook'ta hesabı olmayan yok gibi. Eski bir müzisyen olan 37 yaşındaki müdür David Reilly ise 21'inci yüzyılın öğrencileriyle onların istedikleri koşullarda diyalog kurmaya kararlı. Örnek olarak öğrencilerle iletişim kurmaları için öğretmenlerden Web siteleri açmalarını istiyor, dijital araçlarla nasıl müzik kaydedileceği hakkında dersler açıyor, Çince öğretmek için iPad'lere fon buluyor ve bir multimedya merkezi için 3 milyon dolar bağış topluyor. "BlackBerry ve video oyunlarından dikkatlerini almaya çalışıyorum. Bunun için bir yere kadar ben de teknolojiden yararlanıyorum" diyor. Araştırmacılara göre teknolojinin etkisinde gelişen gençlerin beyni, bir şeye odaklanma konusunda zorlanabilir. Harvard Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde doçent olan ve Boston'daki Medya Ve Çocuk Merkezi'nin yöneticiliğini yapan Michael Rich, "Bu gençlerin beyni bir şeye odaklanmak değil daldan dala atlamaya göre ayarlanmış. Ekranların karşısında yetişen ve beyin devreleri farklı gelişen bir nesil olacaklarından endişe ediliyor" diyor. Vishal Singh, teknolojiyle öğrenme arasındaki gerilimin somutlaşmış bir örneği. 17 yaşındaki Vishal, hem bilgisayarlarla dikkati kolayca dağılabilen hem de onları son derece iyi kullanabilen zeki bir öğrenci. Lisedeki ilk yılında dijital kamera ve yazılımlarla bazı video görüntüleri hazırlamış ve bu sayede popüler olmuş. Vishal, ailesinin teknoloji destek uzmanlığını da yapıyor. Laboratuar müdürü olan babası Satendra'nın bilgisayardaki kayıp belgeleri geri kazanmasına, San Francisco havaalanında güvenlik müdiresi olan annesi Indra'nın da kendi Web sitesini kurmasına yardım ediyor. Fakat haftada 10 saatini video oyunlarına harcamayı ihmal etmiyor. Hafta içinde bile Facebook'taki durumunu gece yarıları düzenli olarak güncelliyor. İnternetteki videoların bağlantılarını vermesinden dolayı öyle bir ünü var ki, yakın arkadaşları ona "YouTube ağası" diyor. Öğretmenlerine göre Vishal en parlak öğrencilerden biri. Fakat geçtiğimiz dönem İngilizce ve matematikte pek iyi değilmiş. Film eleştirisindeyse en yüksek notu almış. Reilly, "Vishal iki dünya arasında sıkışıp kalmış bir çocuk" diyor. Yani bir yanda sanal dünyanın, öbür yanda gerçek hayatın arasında. Son dönemdeki araştırmalar, gençlerin bilgisayarı öğrenme değil, eğlence amaçlı kullandıklarını ortaya koyuyor. 14 yaşındaki Allison Miller ayda 27 bin cep telefonu mesajı alıp gönderiyor. Aynı anda yedi sohbeti sürdürürken parmakları şimşek hızıyla hareket ediyor. Fakat bu hünerin bir bedeli var. Son karnesinde üç dersten en yüksek notu alamamasını onca işi bir arada yürütmesine bağlıyor. "Örneğin bir ev ödevi için kitap okurken bir mesaj geliyor ve okumaya ara verip kitabı bir kenara bırakıyorum, telefonu alıp mesaja cevap veriyorum. 20 dakika sonra fark ediyorum ki, ödevi unutmuşum" diyor. Utangaç öğrenciler içinse teknoloji bir arkadaşlık ortamı değil, bir sığınak oluşturuyor. İçine kapanık 14 yaşındaki Ramon Ochoa-Lopez hafta içleri günde 6 saat video oyunu oynuyor ve hafta sonları bu süre daha da artıyor. Ödevlerini okuldan önce tuvalette yapmaya çalışıyor. "Kendimi bu yolla başkalarından ayırıyorum" diyor Ramon. "Annemle kardeşlerimden biri tartıştığı zaman odama çekilip oyun oynuyorum, kaçıyorum" diye ekliyor. Bazı aileler de bilgisayarı tamamen bağrına basmış. "Teknolojinin zirvesinde değilseniz dünyanın da zirvesinde olamazsınız" diyen 56 yaşındaki emekli soruşturma memuru John McMullen'ın oğlu Sean okuldan sonra dört saat, hafta sonları da bunun iki katı kadar video oyunu oynuyor. Aslında daha da çok oynuyormuş ama notlarının biraz fazla düştüğünü görünce alışkanlığına gem vurmuş. Sean bazen oyunu bırakıp ders çalışması için ailesinin onu zorlamasını istediğini belirtiyor. Fakat yine de dikkatinin dağınık olmasından oyunları sorumlu tutmuyor. "Oyunlar boşluk yaratmıyor, tersine, boşlukları dolduruyor" diyor. Dersleri iyi olan, ama sınavlardan daha yüksek not almak istediğini söyleyen Sam Crocker interneti suçluyor. "Kitap okuyabileceğimi biliyorum ama bir bakmışım, Facebook'tayım" diyor. "Facebook'un şaşırtıcı yanı, hiçbir şey yapmadığınız halde size bir şey yaptığınız hissi vermesi. Boş boş oturduğunuz halde kendinizi yine de tatmin olmuş hissediyorsunuz." Nörobilim uzmanları Sam ve Vishal gibi insanları inceliyorlar. Örneğin Alman araştırmacılar, video oyunu oynamanın televizyon izlemeye göre bariz derecede düşük bir uyku kalitesine yol açtığını, öğrencilerin de sözcük hatırlama yeteneğini "önemli ölçüde olumsuz etkilediğini" buldu. San Francisco'daki California Üniversitesi'nden bilim insanları da fareler üstünde yürüttükleri deneylerde, yeni tecrübelerin beyinde yeni faaliyet kalıpları yarattığını gördüler. Fakat burada önemli bir faktör var: O kalıpların işleme konması için keşfe ara vermek gerekiyor. Gerek bunlar, gerek öbür beyin araştırmaları gösteriyor ki beynin bilgiyi sentezlemesi, fikirler arasında bağlantılar kurması hatta benlik duygusunu geliştirmesi için arada bir durup dinlenmesi gerekiyor. Harvard Tıp Fakültesi'nden Rich, "Vücut için uyku neyse beyin için de ara vermek odur. Oysa çocuklar sürekli bir uyarım halindeler" diyor. Vishal bunun kanıtı. "Aynı anda hem Facebook'tayım, hem YouTube'da, hem bir-iki arkadaşla sohbet ediyorum hem de müzik dinliyorum. Bir milyon iş üstündeyim" diyor. "Bazen kendi kendime, 'Bunlara bir son verip ödevimi yapmalıyım' diyorum, ama elimden gelmiyor" diye ekliyor. Fakat film yapmayı da internet sayesinde öğrenmiş. İnternet olmasaydı "hayatta ne yapmak istediğimi bulamazdım" diyor. Woodside'daki öğretmenlerse bilgisayarı yaygınlaştırmanın doğru çözüm olup olmadığından emin değiller. Karizmatik Latince öğretmeni Alan Eaton, "Bu bir facia" diyor. Ona göre teknoloji, öğrencilerin "dikkatini ve dayanıklılığını darmadağın etti". Okulların teknolojiyi benimsemesi de durumu kötüleştiriyor. Eaton, "Rock 'n' roll doğduğunda onu teknolojiye yaptığımız gibi sınıflara sokmadık" diye ekliyor. Fakat Reilly eğitimde bilgisayarlara yer vermenin öğrencileri okula bağlayacağını ve derin analitik düşünceden ödün vermeksizin onlara teknik beceri kazandıracağını umuyor. Ancak Vishal örneğine bakılırsa bunlar giderek bağdaşmaz bir hal alıyor. Öğretmen Marcia Blondel, okul dönemine iyi bir başlangıç yapan Vishal'in kötü alışkanlıklara kapıldığını belirtiyor. Vishal'se kendini filmciliğe adadığını söylüyor. Fakat geç saatte Facebook'a girmeyi ve video görüntüleri için internette gezinmeyi de ihmal etmiyor. Facebook güncellemeleri bunun kanıtı. Cumartesi: 23.55: "Montaj, montaj, montaj" Pazar: 15.55: "8 saatten uzun çekim, 8 saatten uzun montaj. Hepsi üç dakikalık bir sahne için. Kafa = Ölü." Pazar: 23.00: "Eğlenceli gündü, sonunda biraz dinlenebildim... şimdi şu ödev..."

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.