Pazartesi 06.12.2010
Son Güncelleme: Pazartesi 06.12.2010

Büyüyen Çin ABD'nin Nüfuzundan Sıyrılıyor

WASHINGTON - Dış politikada temel bir ilke vardır. Buna göre ülkeler, milli çıkar olarak belirledikleri şeylere ters davranmayı pek istemez. Fakat birçok dış politika uzmanı, Çin'le ilgili olarak birilerinin bunu ABD'ye de hatırlatması gerektiğini söylüyor. Amerika'nın Çin'le olan ilişkisinin önemli bir bölümü aslında çözümsüz bir bilmecenin etrafında dönüyor, o da şu: Pekin'deki liderler, ülkeleri için iyi olduğuna inanmadıkları bir şeyi nasıl yapar? Ekonomiden iklim değişikliğine, döviz kurundan İran'a, en son olarak da Kuzey Kore'nin geçtiğimiz ay Güney Kore toprağını bombalamasına kadar Amerika Çin'i sıkıştırmaya, zorlamaya, tatlı dille ikna etmeye çalıştı ama nafile. Pekin parasının değerini artırmaya direniyor çünkü ihracata dayalı ekonomisini sürdürmek için yuanın ucuz kalmasına ihtiyacı var. İran'ın nükleer emellerini dizginlemeye dönük yaptırımları engelliyor çünkü onun petrolüne muhtaç. Karbon emisyonlarını kısmak istemiyor çünkü yüz milyonlarca insanını orta sınıf düzeyine yükseltmek için enerji kullanımını artırması gerekiyor. Ve Obama yönetiminin geçen ayki talebi doğrultusunda, doğudaki asi komşusunu dizginlemeye yanaşmıyor çünkü oradaki istikrarın bozulup hükümetin düşmesini ve ülkenin Güney Kore'yle birleşmesini istemiyor. Jeopolitik risk analiz kuruluşu Stratfor'dan Rodger Baker, "Esas olarak ABD, Çin'den kendi isteğine uygun davranmasını istiyor. ABD olarak dünyayı belli bir şekilde görmeyi istiyoruz, o şekilde kalmasını istiyoruz. Bu da bazı hallerde Çin'in bize boyun eğmesini istemek anlamına geliyor. Kuzey Kore olayına gelirsek; Çinlilerin bakış açısıyla, ABD kendi siyasetini Çin'e dayatmak ve Çin'in kendi siyasetini yürütmesine izin vermemek istiyor. Çin'in kendi çıkarları için ihtiyaç duyduğuna inandığı bir kozu onun elinden almak istiyor" diyor. Bu koz, Kore'nin bölünmüş olarak kalması. Çin'e tümüyle bağımlı olan Kuzey Kore Amerika'yla arasında bir tampon işlevi görüyor. Ancak güney komşusuna ölümcül bir saldırı gerçekleştiren Kuzey Kore'nin nükleer yığınağını büyütecek bir santrifüj tesisini yeni tamamladığı ortaya çıktı. Ve Obama yönetimi harekete geçerek Çin'den Pyongyang'ı dizginlemesini istedi. Fakat bazı uzmanlar Çin'in ne Kuzey Kore ne de başka konularda işbirliği yapmayacağını, bunun için ABD'nin taktiğini ve Pekin'e olan bakışını değiştirmesi gerektiğini belirtiyor. "Dünyayı İdare Etmek: Ulusal Güvenlik Konseyi'ne ve Amerikan Gücünün Mimarlarına İçeriden Bakış" kitabının yazarı David Rothkopf, "Tek güç olmanın sarhoşluğunu hâlâ üstümüzden atamadık" diyor. Ona göre bu sarhoşluk yüzünden Amerikalılar "dünyada kalan tek süper güç olduklarına ve başkalarının da bunu kabul etmesini sağlayacak bir dış politika gütmeleri gerektiğine" inanıyor. Yani "herkesin bizim dünya görüşümüze uygun davranmasını bekliyorlar. Oysa gerçek şu ki, bizi farklı bir gelecek bekliyor." Rothkopf'a göre ABD öyle bir geleceğe doğru ilerliyor ki, Çin gibi ülkeler ona bağımlı olmayacak ve dolayısıyla kendi milli çıkarlarını gözetecekler. Obama yönetiminden bazı yetkililer bu değişimin farkında olduklarını ve Çin stratejisini de buna uygun olarak gözden geçirmeye başladıklarını ifade ediyor. Obama son Hindistan gezisinde bu ülkenin BM Güvenlik Konseyi'nde daimi üye olma talebini desteklediğini
açıklamıştı. Üst düzey bir yetkilinin belirttiğine göre, bu durumu yalnızca ABD-Hindistan ilişkisi değil, ABD-Çin ilişkisi çerçevesinde de değerlendirmek gerekiyor. Adının açıklanmaması şartıyla konuşan yetkili, "Stratejimizin bir parçası olarak ABD'nin bölgede ittifaklar kurmasından Çin hoşlanmayacak ve bunu bir risk olarak görecektir" diyor. Aynı şekilde, Güney Kore'yle ortak tatbikat için Obama'nın Sarı Deniz'e uçak gemileri göndermeyi hızlandırma kararı da Pekin'e bir mesaj vermeyi amaçlıyordu. Çin, Amerika'nın arka bahçesinde askeri bir güç gösterisi yapmasından hoşlanmayacaktır elbet. Bunun farkında olan Obama yönetiminden yetkililer, Pekin'in fayda-maliyet analizini gözden geçirmesini bekliyor. Bir başka deyişle, burnunun dibinde Amerikalı denizcilerin savaş oyunları oynamasındansa Kuzey Kore'yi dizginlemenin daha akıllıca olduğunu görmesini umuyor. Ama Pekin'i dize getirmek için baskı kurmanın yetmeyeceğini belirten Rothkopf, "İki kutuplu bir soğuk savaş gerçeğinden sonra tek süper güç olduğumuzu hayal ettiğimiz kısa bir dönemden geçtik. Şimdiyse çok kutuplu yeni bir dünya düzenine giriyoruz ve burada da eski moda bir güçler dengesi diplomasisi gerekiyor" diyor.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.