Pazartesi 06.12.2010

Çin'de Ortalama Ömür Kalkınmanın Gerisinde Kaldı

Küçük bir test sorusu. 1990'dan beri ortalama insan ömrü en az artan ülke aşağıdakilerden hangisidir: Bangladeş mi, Çin mi, Pakistan mı, Güney Kore mi, Sudan mı? Cevap ne savaşlardan altüst olan Sudan, ne de kargaşa içindeki Pakistan. 1990'daki insan ömrü hepsinden daha yüksek olan Güney Kore de değil, yoksulluktan kırılan Bangladeş de. Bu ülke, 21'inci yüzyılın en büyük ekonomik başarı öyküsünü yazan Çin. Dünya Bankası'nın Birleşmiş Milletler verilerine dayanarak aktardığına göre, Çin'de insan ömrü 1990'dan 2008'e yalnızca 5,1 yıl yükselerek 73,1'e ulaştı. İster Brezilya, Mısır veya Etiyopya, ister Hindistan, Endonezya veya İran olsun, kalkınmakta olan diğer büyük ülkelerin neredeyse hepsinde ekonomik kalkınma çok daha yavaş olmasına rağmen, aynı zaman dilimi içerisinde daha büyük gelişmeler gösterdi. Üstelik 2000'den beri Batı Avrupa'nın büyük bir bölümü, Avustralya ve İsrail bile, yaşam beklentisi zaten yüksek olmakla beraber, Çin'i geride bıraktı. Kıssadan hisse: Ekonomik büyüme birçok toplumsal sorunun çözümünü kolaylaştırır ama tek başına daha iyi (veya sağlıklı) bir hayatı garanti etmez. Çin'de yüz milyonlarca insan yoksulluktan kurtulmuş olsa da sağlık durumları çok sınırlı ölçüde iyileşti. Aslında bununla Sanayi Devrimi arasında ilginç bir benzerlik var. Saygın iktisatçı Richard Easterlin, 19'uncu yüzyılın başındaki ekonomik büyümenin yaşam süresi ve sağlığa olumlu bir etkisi olmadığını belirtiyor. Gelirler arttığı için insanlar daha iyi beslenip giyinebiliyor ve barınabiliyordu. Ancak çoğu şehirlere taşındığı için hastalıklara da daha fazla maruz kalıyorlardı. Easterlin'e göre bunun birleşik etkisi "olduğu yerde sayma ya da en iyi ihtimalle, insan ömründe hafif bir artış" olmuş olabilir. Easterlin'in "Ölüm Oranında Devrim" diye adlandırdığı gelişme ancak Sanayi Devrimi'nin başlamasından yüzyıl sonra gerçekleşti. Bunun nedeni de şehirlere getirilen temiz su gibi kamu sağlığına yapılan kısıtlı yatırımlar ve modern bilimdeki gelişmelerdi. Bugün Çin'de de birçok insanın evinde su, ısıtma, klima ve diğer temel ihtiyaçlar mevcut. Fakat Sanayi Devrimi'nde olduğu gibi, çok sayıda insan köyünü bırakıp şehirlere akın etti. Şanghay'da geçenlerde meydana gelen yangın ve bazı işyerlerindeki facialara benzer kazalar yaygınlaşmaya başladı. Aşırı kiloluların sayısı artıyor. Kirlilik had safhaya ulaştı. Bir süre önce Çin'de vakit geçirme olanağı buldum. Çevre kirliliği konusunda önceden uyarılmama rağmen hayretler içinde kaldım. Pekin'de gökdelenlerin tepeleri sokaktan zor görülüyor. Kirli havayı solumak insanın genzinde sürekli bir enfeksiyon olduğu hissini uyandırıyor. Southern California Üniversitesi'ne bağlı Keck Tıp Fakültesi'nden Yang Lu, Çin'de başlıca ölüm sebebi olarak kalp krizinin yerini kanserin aldığını ve bundan kısmen kirliliğin sorumlu olduğunu belirtiyor. Bir de sağlık sisteminin kendisi var. Sanayi kuruluşlarının son yirmi yılda kamudan özel sektöre geçmesi, beşikten mezara kadar işleyen sosyal güvenceleri sona erdirdi. Onun yerine birçok Çinlinin karşılayamadığı serbest piyasaya dayalı bir sağlık sistemi getirildi. Acil durumlarda bile insanlar tedavi görmek için yanlarında nakit bulundurmak zorunda kalıyor. Fakat 2020'ye kadar herkesi sigorta kapsamına almayı hedefleyen Çin hükümeti geçen yıl sosyal güvence şemsiyesini genişletmeye başladı. Son iki yıldır ortalama ömrün uzadığına bakılırsa strateji işe yarıyor. Nitekim kuzey Çin'in kırsal kesiminde basit, temiz bir sağlık ocağını ziyaret ettiğimde de insanların hayatında çok şeyi değiştiren temel hizmetlerin verildiği izlenimini edindim. Çin'in hızlı kalkınmasıyla ilişkilendirilen sorunlar olmakla birlikte insanların hayatında elbet birçok önemli gelişme yaşandı. Zaten ekonomik büyümenin uzun vadede yaşam standartlarını da yükseltmesi gerekir. Fakat New Jersey'deki Princeton Üniversitesi'nde sağlık politikaları uzmanı olan Tsung-Mei Cheng'in savunduğu gibi, "İktisatçılar ve medya gayrisafi yurtiçi hâsılanın büyümesine bakalım derken onun nasıl dağıldığını unutuyorlar."

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.