Pazartesi 06.12.2010
Son Güncelleme: Pazartesi 06.12.2010

Savaş Robotları! Marş Marş

Ülkeler Ölüm Makineleri Geliştirmek İçin Yarışıyor
ABD ordusuna göre, daha fazla sayıda robot kullanılırsa savaşlar daha güvenli olur. Aslında akıllı makineler modern savaşın bir parçası oldu bile. Fakat gerek ordu, gerek özel silah şirketleri, keskin nişancıları vurmaktan gece nöbetçiliğine kadar daha geniş bir yelpazede kullanılmak üzere mevcut robotların sayısını artırmak istiyor. Komandoların şehir içi çatışmalar için kullandığı buradaki tatbikat sahasında 38 santimetre boyunda kameralı bir robot, casusluk görevi için bir patlayıcı fabrikasının çevresinde dolaşıyor. Yukarıda da neredeyse hiç ses çıkarmayan, kanat genişliği 1,2 metre olan insansız bir uçak aşağıdaki binanın görüntülerini iletiyor. Bu arada tank paletleriyle uğursuz görünümlü bir araç sahneye çıkıyor. Makineli tüfek ve bomba atarla donatılan bu aracın boyutu bir çim biçme arabası kadar. Ateş hattının gerisinde duran sırt çantalı üç teknisyen, kablosuz bilgisayar oyunlarındakine benzer kumandalarla üç robotu kontrol ediyor. İçlerinden biri, silahlı robotun üstündeki kamerayı döndürüyor ve çatıda duran bir keskin nişancıyı fark ediyor. Makineli tüfek dönüyor, nişan alıyor ve iki defa ateş ediyor. Mermiler gerçek olsa hedef yok edilecek. Ekim'de ordunun tatbikat okulundaki "Robot Rodeosu" adlı bir sunumda gösterilen bu makineler hem askerleri koruyor hem de hiç kırpmadıkları gözleriyle dikkatleri dağılmadan etrafı gözlüyor. Ateş altında panik olmamaları da cabası. Georgia Teknoloji Enstitüsü'nden Robot Bilimci Ron Arkin, şu an 56 ülkenin robotlu silahlar geliştirdiğini söylüyor. Patlayıcıları etkisiz hale getiren robotlardan tutun da Roomba adlı robot süpürgeye kadar makineler üreten iRobot şirketinin Operasyon Müdürü eski Koramiral Joseph W. Dyer "Silahlı robotların en büyük avantajlarından biri, hayatta kalmak için ilk ateş açan olmak zorunda olmamaları" diyor. Fakat bir gün askerlerin yerini kısmen veya tamamen robotların alacağı düşüncesi hâlâ tartışmalara yol açıyor. Bu düşünceye karşı çıkanlar, robotları çalıştıran insanlar riske girmeyeceği için savaş çıkarmanın önündeki en büyük engelin kalkacağını düşünüyor. Yale Üniversitesi Biyoetik Merkezi'nde teknoloji ve etik araştırma grubunun başında olan Wendell Wallach, "Savaş çıkarmak kolaylaşacak ve maliyeti çok düşecektir" diyor. Muhaliflere göre, askerler ve siviller arasında ayrım yapmanın güçlüğünden dolayı daha fazla robot kullanımı masumları risk altına sokacak. Nitekim bu sorun, sahadaki askerlerin yardımıyla hedefini bulan ama ABD'den çalıştırılan insansız Predator uçaklarında görülüyor. Irak ve Afganistan'da amacını aşan yıkımlar veya yanlış kimlik tespiti yüzünden sivillerin öldüğü olaylar yaşandı. Öte yandan, savaşan robotları destekleyen insan hakları savunucuları bile var. Deniz İhtisas Okulu'ndaki Bilgi Operasyon Merkezi'nin Müdürü Doktor John Arquilla, "Birçok insan yapay zekâdan korkuyor. Oysa bence yapay zekânın normal insanlarla karşılaştırılınca birçok üstün tarafı var. Yapay zekâ, çatışma kurallarına insanlardan daha çok özen gösterir ve ahlaki açıdan çok daha sorunsuzdur" diyor. Arquilla yazılımlarla denetlenen silah sistemlerinin, öfke ve art niyetle hareket etmediğini, hatta şu an bile bazı durumlarda, savaş alanında insanlardan daha iyi kararlar alabildiğini savunuyor. "Bazılarımız, geleceğin en doğru örgütsel yapısının insanla akıllı makineyi başarılı bir şekilde birleştiren yapı olacağı düşünüyor. 21'inci yüzyılda askeri alandaki başarının anahtarı bu" diyor. Amerika'nın yaptığı savaşlarda robot kullanımı giderek daha büyük bir önem kazanıyor. Irak ve Afganistan'da Predator, Reaper, Raven gibi insansız uçaklar sayesinde birçok pilot havada riske girmekten kurtuldu. Dahası, şu an ordu kontrol noktalarında vasıta aramak için 6 bini aşkın uzaktan kumandalı robot düzenli olarak kullanılıyor. Üstelik aynı robotlardan, düşmanın en etkili silahı olan el yapımı patlayıcı düzeneklerin etkisiz hale getirilmesinde de yararlanılıyor. Georgia Teknoloji Enstitüsü'nden Robot Bilimci Arkin de savaş yasalarına ve askeri kurallara uyan "etik" robotlar tasarlamanın mümkün olduğunu belirtiyor. Oysa ahlaki konular hiç de basit değil. Ekim'de Almanya'da toplanan yapay zekâ araştırmacıları, silah denetleme uzmanları, insan hakları savunucuları ve devlet yetkililerinden oluşan uluslararası bir grup, uzaktan kumandalı otomatik silahların gelişimi ve kullanımını sınırlayacak anlaşmaların yapılması için çağrıda bulundu. Robotlu Silahların Denetlenmesi İçin Uluslararası Komite olarak bilinen grup, otomatik sistemlerin savaşları hızlandırdığını, insanoğlunun sorumlu karar alma yeteneğine zarar verdiğini açıklıyor. Örnek olarak, insansız çalışan bir tüfek çok hızlı bir şekilde savaş alanındaki göze çarpmayan faktörleri değerlendirmeden bir saldırganı vurabilir. Yale Üniversitesi'nden Wallach, "Savaşları robotlaştırmaktan gelecek kısa vadeli yararlar, uzun vadeli olumsuz sonuçların büyük ihtimalle çok gerisinde kalacaktır" diyerek, savaşların daha kolay patlak vereceğini ve bir teknolojik silahlanma yarışının başlayabileceğini hatırlatıyor. Fakat tartışmalar süre dursun, ordunun otomasyon çabaları devam ediyor. Kongre'nin 2001'de Pentagon için belirlediği hedefe göre, ABD Kara Kuvvetleri'nin araçlarının üçte biri 2015 yılına kadar uzaktan kumandayla kontrol edilecek. Kongre'nin hedefine ulaşmak pek mümkün görünmese bile bu yönde epeyce ilerleme kaydedildi. Örneğin, Lockheed Martin şirketinin geliştirdiği ve 450 kiloyu aşkın malzeme taşıyarak saatte 27 km hızla otomatik olarak askeri bir birliği takip eden bir araç, önümüzdeki yılın başında Afganistan'da denenecek. Boston Dynamics mühendisleriyse engebeli arazide malzeme taşıyabilecek yürüyen bir robot üstünde çalışıyor. 2012'de tamamlanması beklenen robot, bir askeri takip ederek 32 km uzaklığa 180 kilo yük taşıyabilecek. Denge duygusu son derece gelişmiş olan bu dört ayaklı makine dik yokuşları çıkabiliyor ve buzlu yüzeylerde ilerleyebiliyor. Robotun "başındaki" sensörler ona böcekle köpek arasında tuhaf bir görüntü veriyor. Zaten bir önceki versiyonuna da Koca Köpek adı verilmişti. Geçtiğimiz ay ABD ve Avustralya orduları, hareketli mikro-robotların tasarlayan bölümleri arasında bir yarışma düzenledi. Bazıları oyuncak araba kadar küçük olan modeller, sürüler halinde çalışarak düşman arazilerin haritasını çıkarabiliyor ve çeşitli tehditleri doğru olarak saptayabiliyor. Askeri teknoloji uzmanları, Amerikalı askerlerin hayatını korumanın en iyi yolunun uzaktan kumandalı yarı-özerk veya özerk robotlar olduğunu düşünüyor. Bu çerçevede Özel Harekât birlikleri gizli görevler için çim biçme makinesi boyutlarında altı robot satın aldı (Robot Rodeo'sunda gösterilen modelden). Ulusal Muhafızlar da Irak ve Afganistan'daki üslerde nöbetçilik yapması için bir düzine daha istedi. Gelişmiş Silahlı Modüler Robot Sistemleri (kısaltması "Maars") olarak bilinen bu araçlar QinetiQ North America adlı bir şirket tarafından üretiliyor. Maars robotları ilk olarak 2008'de ordunun ilgisini çekmişti. QinetiQ'in Başkan Yardımcısı Bob Quinn, termal görüş sistemleriyle donatılan bataryalı Maarsların nöbetçi olarak kullanılabileceğini söylüyor. İnsan vücudu gibi bir sıcaklığı olmayan Maars, testlerde termal görüş sistemi olan kişilerce görülemiyor ve sızmaya çalışanları lazerle işaretleyebildi. Askeri kurallara uyması için, Maarslar kısa süre önce hoparlör ve gözyaşartıcı gaz bombası atan bir gereçle de donatıldı. Böylece ateşe başlamadan önce uyarı yapabilecek. Fakat Predator uçakları ve Maars robotları gibi uzaktan kumandalı sistemler, savaşların otomasyonuyla ilgili kaygıları artırıyor. Bazılarının dediği gibi, ya insanlar silahların ateşlenmesiyle ilgili karar süreçlerinden de çıkarılırsa? İnsan Haklarını İzleme Örgütü'nün Washington Müdürü Tom Malinowski, "İster bir tankta oturuyor olsun, ister kilometrelerce uzakta olsun, hedefi gören bir insanın kararı vermesi bizim için en temel güvencedir" diyor. "Ama ya kararlar da otomatiğe bağlanırsa? Bunu savunanlar hiçbir kaybın olmayacağını söylüyor, ama ben bundan emin değilim" diye ekliyor.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.