Yunanistan Kaçakları Durdurmaya Çalışıyor

ORESTIADA, Yunanistan - Geçenlerde soğuk bir gece, 6-7 genç adam Yunanistan'ın Türkiye sınırına en yakın kenti Orestiada'daki ufak tren istasyonunda gölgelik bir yerde gizleniyordu. Isınmaya çalışırken, Atina'ya gidecek treni bekliyorlardı. Yanlarında 5 kuruşları yoktu. Fas ve Cezayir'den gelen bu gençler, birkaç gün önce uçakla İstanbul'a gidip Yunanistan sınırına otobüsle gelmişler. Patates ve sarımsak tarlalarının arasından kolayca sınırı geçtiklerini söylüyorlar. Şık hatta modaya uygun giyinmiş görünen gençlerden 23 yaşındaki Yusuf Silimani, "Bir arkadaşım nasıl yapılacağını söyledi. Ayaklarım dondu ama çok kolaydı" diyor. 10 yıl önce İspanya kıyılarına sürekli kaçak göçmenlerin cesetleri vuruyordu. İnsan kaçakçıları küçük teknelerine doldurdukları göçmenleri kıyı göründüğü anda inmeye zorluyordu. Daha sonra kaçakçılar İtalya kıyılarına ve Yunan adalarına odaklandı. İtalya ve İspanya, Kuzey Afrika'daki ülkelerle geri kabul anlaşmaları imzalayıp helikopter ve sahil güvenlik tekneleriyle güvenlik sıkılaştırılınca, göçmenler ve kaçakçılar duruma ayak uydurdu. Artık Avrupa Birliği'ne girmek için kaçakçıların ve göçmenlerin hedefi Yunanistan ve Türkiye sınırı. Özellikle de Orestiada'nın yakınındaki 12 kilometrelik sınır bölgesi. Emniyet yetkililerine göre, yakındaki sınırdan 2009 yılında 3 bin 500 göçmen kaçak giriş yaptı. Bu sayı 2010'da 10 kattan fazla artarak 36 bine yükseldi. 21 kaçak, Yunanistan-Türkiye sınırının bir kısmını oluşturan Meriç Nehri'nde boğularak öldü. Kaçak göçmen sayısındaki bu artış, Yunanistan'ın AB'nin sınır emniyetinden sorumlu Frontex'ten yardım istemesine yol açtı. Yunanistan'ın geçen ay sınır boyunca bir duvar öreceğini açıklaması, göçmen haklarını savunan birçok grup tarafından kınanmasına yol açtı. Söz konusu duvarın gerçekten ihtiyaç içinde olan İranlı veya Afganistanlı göçmenlerin de dışarıda kalmasına yol açacağını söylüyorlar. Göçmen sayısındaki artış zamanlama olarak da ekonomik krizle boğuşan Yunanistan'ı etkiliyor. Büyük miktarda borçla karşı karşıya olan ülke, göçmenlerin ihtiyaçlarını karşılamaktan son derece uzak. Yunanistan'ın Vatandaş Koruma Müdürü Hıristos Papoutsis, "Yunanistan, Avrupa'nın en zengin ülkesi olmaktan çok uzak. Özellikle de şu anda yeterince kaynağımız yok" diyor. Sınırı geçenlerden bazıları savaş ve şiddetten kaçıyor. Ancak çoğu, Atina trenini bekleyen 18 yaşındaki Usam Bençika gibi daha iyi bir hayat peşinde. Ülkesi Cezayir'de pizzacı olarak çalıştığını belirten Bençika, "Ben evlenmek istiyorum. Evlenmek için para lazım. Hemen iş bulmak istiyorum" diyor. Göçmen sayısındaki artış, Orestiada'yı da etkiledi. 31 yaşındaki Fani Penitidou, sabahları bakkalına geldiğinde sokağın karşısındaki otobüs durağında göçmenlerin uyuduğunu gördüğünü söylüyor. "Onları üst üste yatarlarken görüyorum. Onlar da insan. Ancak burada bir gelecekleri yok. Yunanistan'ın onları beslemek için yeterince parası yok" diyor. Ayrıca, son aylarda göçmenlere karşı yapılan saldırılarda da artış gözleniyor. Sorumluların aşırı sağcı gruplar olduğu düşünülüyor. Atina'da da göçmenlerin dayak yiyip bıçaklandıkları haberlerde çıkmaya başladı. Ekim ayında gerçekleşen en dehşet verici saldırıda, bir mescidin kapısını kilitleyen birkaç kişi camdan içeri Molotof kokteylleri attı. İçeride namaz kılan 4 kişi ciddi bir şekilde yaralandı. Papoutsis, Yunanistan ile Türkiye arasında göçmenler konusunda bir anlaşma yapılması için AB'nin desteğine ihtiyaç olduğunu belirtiyor. Son birkaç ay içinde ısı-görüşlü kamera ve gece görüş dürbünleri taşıyan Frontex birlikleri bölgeye geldi. Yetkililere göre Frontex geldiğinden beri kaçak göçmen sayısında büyük düşüş meydana geldi. Öte yandan gardaki gençler tren beklerken aralarında şakalaşıp sigara içiyor. Nerede oldukları hakkında hiçbir fikirleri yok. Atina'nın 900 kilometre uzakta olduğunu öğrendiklerinde hepsi şok oldu.