Pazartesi 28.02.2011
Son Güncelleme: Pazar 27.02.2011

Savunma Pozisyonundan Çıkmalıyız

İsrail, Arap dünyasındaki değişimleri kabul etmeli.

Kahire'nin Tahrir Meydanı'nda geçirdiğim iki hafta boyunca duymadığım bir sözcük varsa o da İsrail'di. Kadın haklarından hukukun üstünlüğüne kadar birçok konudan sürekli olarak söz edildi ama Yahudi devleti kimsenin gündeminde yoktu. Arapların yine Araplarca acımasız bir şekilde kötü yönetilmelerine odaklanması, Ortadoğu için iyi bir gelişme. Arap baharı, dünyada son yirmi yılda yaşanan en önemli ve umut verici olay. Bunu mahvetmenin en aptalca yolu kuşkusuz ki bölgede radikalleşmeye yol açacak olan ve İsrail'le bir komşusu veya İran ile Batı arasında yaşanacak yeni bir savaşı başlatmak. Yurttaşlarının sürekli aşağılanmasına (ve bu aşağılanmanın yarattığı aşırılıkçılığa) son verecek demokratik Arap toplumlarına yönelik büyük gayreti desteklemenin en iyi yolu, İsrail ile kurulacak Filistin devleti arasında büyük bir ilerleme sağlamaktır. Filistin Yönetimi Başbakanı Selam Feyyad bana, "Bu sorunu çözerek demokratik değişimi onurlandırın. Bu rönesansı ve uyanışı onaylamak için bölgeye barış temelli istikrar getirmekten daha iyi ne olabilir?" dedi. Yazık ki İsrail tarafında yeni fikirler veya isteklilik göremiyorum. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Ortadoğu'daki küçük demokrasi kulübünün genişlemesini sevinçle karşılamaktan ziyade, Arap devrimlerinden yeni İran'lar doğacağına dair uyarılar yapmakla meşguldü. Bu dar görüşlü ve hatalı bir tutum. Mısır ve Tunus'ta duymadığım diğer sözcükler ise İslamcılık ve cihat. Libya'dan Bahreyn'e kadar çıkan ayaklanmaların amacı özgürlük ve siyasi temsil. Bunların hedefinde, genç nüfusları yanıp tutuşurken Neron gibi boşa vakit geçiren, kaplan besleyen yaşlı despotlar var. Bu devrimler, 1979'daki İran İslam devrimini doğuran dini fanatizmden hiç ilham almıyor. Köktencilik bitkin ve kof bir ideoloji. İran'ın genç göstericileri acımasızca bastırması Bingazi, Tunus veya Kahire sokaklarında gözden kaçmadı. İran'ın dini lideri Ali Hamaney şu anda Leonid Brejnev'e benziyor. Cazibesini kaybetmiş bozuk bir ideolojinin önünü tıkadığı toplumu yöneten, yaşlı bir şahsiyet. İran baskı altında tutulmalı ki gerileyişi sürsün. İran'ın nüfuzunu yeniden canlandırmanın (ve Ortadoğu'da İslamcı görüşleri alevlendirmenin) bir yolu, Natanz'ı bombalamaya başlamak olur. İran'ın verdiği radikal mesajlar üç şey sayesinde başarılı oldu: ABD'nin Mısır eski Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek gibilerine verdiği desteğin ardındaki Batılı çifte standartlar, baskı altındaki Arap kitlelerindeki hayal kırıklığı ve kangrenleşmiş İsrail-Filistin çatışması. İlk ikisinin çözümü artık mümkün. Üçüncüsü ise ele alınmalı. İsrail'in, demokrasi arayışındaki her Arapta potansiyel bir İslamcı gören savunmacı anlayıştan kurtulması şart. Arap gündeminin başında yurttaşlık hakları, şiddete başvurmamak ve kendi kendini düzeltmek gibi köklü değişiklikler olduğunu İsrail artık kabul etmeli. Bu süreç hiçbir yerde, kurumların şekillendiği, yatırımların aktığı ve devlet olmanın temellerinin inşa edildiği Batı Şeria'daki kadar açık değil. Oysa İsrail, Feyyad'ın devlet inşasına şüpheyle yaklaşıyor. Ayrıca yerleşimlerin genişletilmesi ve Filistin kontrolündeki bölgelere yönelik askeri baskınlarda saldırganlık belli oluyor. İsrail bütün bu eylemlerle açık bir mesaj veriyor: Sizinle barış içinde bir arada yaşamaktansa sizi aşağılamayı tercih ederim. Bu arada Obama yönetimi tuhaf bir adım atarak İsrail'in Batı Şeria'daki yerleşim inşaatlarına son vermesi konusunda Obama'nın kendi ifadelerini kullanan bir Birleşmiş Milletler karar tasarısını veto etti. Obama'nın danışmanları, karar tasarısının çözüme yardımcı olmadığını söyledi. Aralarında İngiltere ve Fransa'nın bulunduğu ABD müttefikleri, doğru bir hareketle tasarı lehine oy verdi. ABD'nin bu tutumunun tek olası açıklaması, İsrail'in Obama'ya perde gerisinde Filistin'e yönelik ciddi bir açılım sözü vermiş olmalıdır. Bu konunun açıklığa kavuşmasını merak ve sabırsızlıkla bekleyeceğim. Araplar tüm şartların olgunlaşmasını bekleselerdi, diktatörlerinden asla kurtulamazlardı. İsrail her şeyin dört dörtlük olmasını beklerse (evet, Hamas ve Filistin'deki bölünme birer sorun), Arap baharının yarattığı fırsatları değerlendirmek yerine tepkilerin ciddi sonuçlarıyla karşılaşacak.
ROGER COHEN

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.