Pazartesi 07.03.2011

İsveç'in Göçmenlere Karşı Hoşgörüsü Sorgulanıyor

MALMÖ, İsveç - Avrupa'yı son yıllarda kasıp kavuran göçmen karşıtı eğilimler İsveç'e hiç uğramayacak gibi görünüyordu. Cömert sosyal sigorta sistemi ve iltica politikaları, son yıllarda çoğunluğu Müslüman ülkelerin vatandaşlarından oluşan binlerce göçmenin buraya yerleşmesini sağladı. Bugün İsveç nüfusunun yaklaşık dörtte biri ülke dışında doğmuş ya da İsveç dışında doğmuş bir ebeveyne sahip. Ancak bu politikaları sorgulayan İsveçlilerin sayısı artıyor. Geçen sonbaharda, göçmen karşıtlığı üzerinden prim yapan aşırı sağcı parti oyların yüzde 6'sını alıp ilk defa İsveç Parlamentosu'nda temsil hakkı elde etti. Seçimin üzerinden altı ay geçmesine rağmen İsveçlilerin çoğu hâlâ şokta. Hoşgörüsüyle gurur duyan ülke, Avrupa parlamentolarını değiştiren, Fransa'da burkanın, İsviçre'de de minarelerin yasaklanmasına yol açan göçmen karşıtı duygulardan etkilenmediğini artık söyleyemiyor. İsveç'in güneyinde nezih bir liman şehri olan Malmö'de aşırı sağcı İsveç Demokratları'na verilen destek bilhassa yoğun. Partinin yaklaşık yüzde 10 oranında oy aldığı Malmö, göçmenlikle ilgili gerginliğin hat safhada olduğu bir yer. 46 yaşındaki kamyon şoförü Nick Nilsson ve 51 yaşındaki karısı Ann- Christine'in yaşadığı Rosengard Mahallesi, çatışmaların meydana geldiği ülkelerden gelen göçmenlerle dolu: İranlılar, Boşnaklar, Somalililer, Filistinliler ve Iraklılar... Nilsson, "İsveçlilere saygı duymuyorlar. İsveççeyi öğrendikleri ve İsveçliler gibi davrandıkları sürece gelmelerinde mahsur yok. Ama bunu yapmıyorlar. Yürürlülükteki göçmen politikasının değişmesi gerekiyor" diyor. Boşnak bir mülteci olan Ask Gasi, burada doktora yapmayı başardı ve şimdi öğretmen yardımcısı olarak çalışıyor. Ama yine de kendini evinde gibi hissetmiyor. Gittiği caminin karşısındaki binaya gamalı haçlar ve Sırp haçları çizildiğini belirtiyor. "İsveçliler yüzünüze bir şey söylemez. Ama arkanızdan konuşurlar" diyor. 1950'ler, 1960'lar ve 1970'lerde nüfusu sanayi sektörlerindeki pozisyonları doldurmaya yetmeyen İsveç, göçmenleri ülkeye davet etti. Gelen göçmenlerin çoğu diğer Avrupa ülkelerinin vatandaşlarıydı. Çalıştılar ve vergi ödediler. Bunlar tersaneleri ve canlı bir tekstil sektörü olan Malmö için güzel yıllardı. İşçi açığı kalmayınca, İsveç göçmen işçi almayı durdurdu. Ancak mülteci almaya devam etti. Yeni gelenlerin çoğu da Malmö ve diğer sanayi şehirlerine yerleşti. Fazla iş olmamasına rağmen herkese yetecek kadar konut vardı. Buradaki apartmanların bazılarında, göçmenler arasında işsizlik oranı yüzde 80'e çıkıyor. Yine de çocuklarının eğitime, yaşlı ebeveynlerininse sağlık hizmetine ihtiyacı var. Bazıları ülkelerinde yaşadıkları şiddetin etkilerini hâlâ üzerlerinden atamamış durumda. Travma sonrası stres bozukluğundan, uyuşturucu ve alkol bağımlığından muzdaripler. Rosengard sorunlu bir azınlık mahallesi gibi görünmüyor. Ama bölge, geleneksel İsveç görünümüne de sahip değil. Fırınlarda Ortadoğu'ya özgü unlu mamuller satılıyor. Televizyonlardaysa El Cezire açık. Genç erkekler polisle girdikleri çatışmalardan övünerek bahsediyor. Birkaç sene öncesine kadar itfaiye arabaları ve ambülânslar Rosengard'a yanlarında polis olmadan girmezdi. Gençler taş atıp arabaları ateşe veriyordu. Polis memurları durumun artık çok daha iyi olduğunu söylüyor. Geçen sene yangın vakaları 2009'a kıyasla yüzde 40 daha azdı. Ancak Ocak ayında, istasyona park etmiş iki polis aracı el yapımı küçük bombalarla yakıldı. Bazı göçmenler İsveçlilerin diğer Avrupalılardan daha az ırkçı ve yabancı karşıtı olduğu fikrini yalanlıyor. Ülkenin maddi destek konusunda cömert davrandığını fakat başka hiçbir şeyde destek olmadığını söylüyor. Ailesi İran'dan gelen 26 yaşındaki Behrang Miri, İslam karşıtlığının git gide büyüyen bir sorun olduğunu söylüyor. "Eğer bir İsveçli bir kadına vurursa bunun adı alkolizm oluyor. Ama benim mahallemde yaşayan biri bir kadına vurursa bunun kültürden kaynaklandığını söylüyorlar" diyor ve ekliyor: "Ve öğretmenlerin burka takmasını yasaklama meselesi… Öğretmenler burka takmıyor ki. Neden bunu tartışıyorlar?" Rapçi olan Miri, İsveçlilerin göçmenleri benimseme konusunda yeterince ilerleme göstermediğini söylüyor. "Evet, ilk kapıyı açtılar. Ama ben dördüncü, beşinci, altıncı kapıyı da istiyorum. Devlet Başkanı olabilmek istiyorum" diyor. SUZANNE DALEY

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.