Pazartesi 07.03.2011

İsyanın Arkasındaki Güç: Arap Kadınları

Demokrasiyle Birlikte Kadın-Erkek Eşitliği de Gelecek
MISIR'DAKİ İSYANIN DORUKTA olduğu günlerde protestoculara cesaret ve öğüt veren önemli kaynaklardan biri de Tunusluların Twitter ve Facebook mesajlarıydı. Örneğin bir tanesi, "Biz yaptık, siz de yapabilirsiniz!" diyordu. Bir başkasında da, "Göz yaşartıcı gaza karşı başörtünüzün altına sirke veya soğan koyun" deniyordu. Arap dünyasında etkisizleştirilmiş, Batı yanlısı, Fransızlaştırılmış, üstelik küçük bir ülke olarak hanidir göz ardı edilen Tunus'un bugün başı dik. Devrimleriyle başka ülkelere örnek olan 10 milyonluk nüfusunun çoğu, başarılarıyla gurur duyuyor. Fakat Tunusluların dikkati çeken bir başka özelliği daha var ki, Kuzey Afrika ve Ortadoğu'da yaşayan nüfusun en az yarısına ilham verebilir. Çünkü bu ülkedeki kadın hakları bölgede görülmemiş bir geçmişe sahip. Arap dünyasını kasıp kavuran isyanlarda kadınlar her zamankinden daha çok ön planda. Suudi Arabistan'da kadınlar değil oy, araba bile kullanamıyor. İran'da ise zinadan dolayı hâlâ taşlanabiliyorlar. Ancak bu iki ülkenin ortasındaki Bahreyn'de bölgeyi yeniden şekillendiren Arap uyanışının en güçlü ve köklü unsurlarından biri kadın faktörü olabilir. Tunus Demokratik Kadınlar Birliği'nin eski başkanı olan Uluslararası İnsan Hakları Federasyonu Genel Sekreteri Hatice Şerif'in sözleriyle, "Yeni yüzyıldaki Arap aydınlanmasından en kazançlı çıkacak olanlar Arap dünyasındaki kadınlardır." Devlet Başkanı Zeynelabidin Bin Ali'nin 14 Ocak günü Suudi Arabistan'a kaçmasına yol açan gösterilerde birçok kadın gibi Şerif de polis copları ve milislere meydan okumuştu. "Tunus'ta yaşananların başkalarına da ilham vermesini umuyoruz" diyor Şerif. 1956'daki bağımsızlıktan kısa bir süre sonra oy kullanma hakkını elde eden Tunuslu kadınlar, bu konuda Arap dünyasındaki öncülerdendi. Kürtaj hakkını da Amerikalı kadınlarla aynı yıl kazandılar ve Tunus Meclisi'ndeki kadınların oranı Fransız parlamentosundan fazla. Ayrıca Tunus'ta çokeşlilik yasak, evlilikte kadınların rızası şart koşuluyor ve şehirlerde başörtüsü ne kadar yaygınsa mini etek de o kadar yaygın. Belki de en önemlisi, Tunuslu kadınların iyi eğitimli olmaları. Unesco'ya göre kadınlar arasındaki okuryazarlık oranı yüzde 71'le Kuzey Afrika'nın en yükseği. Üniversite mezunlarının sayısı erkeklerden daha fazla, ayrıca yargıçlık ve hekimlikte de erkeklere yetişiyorlar. Zeynelabidin Bin Ali bu istatistikleri hatırlatmaya bayılırdı. Otuz yıl boyunca yurtiçindeki İslamcılara karşı kadın haklarına tutundu ve insan hakları ihlallerini soruşturan Batılı hükümetlere bunu bahane gösterdi. Paris'te yaşayan ve anavatanındaki isyanı Facebook mesajları ve Fransız haber basınındaki yazılarıyla destekleyen Tunuslu psikiyatri uzmanı Fatma Bouvet de la Maisonneuve, "Geçen ay demokrasi için yürüyen erkek ve kadınların hepsi, belli bir eğitimle yetişen ve haklarının bilincinde olan kadınların çocuk ve torunlarıydı" diyor. "Devrimin ilk olarak eğitim seviyesi yüksek ve kadın-erkek eşitliği daha üst düzeyde olan, elle tutulur bir orta sınıfa sahip Tunus'ta başlaması tesadüf değil. Demokrasi için gerekli malzememiz vardı ama demokrasinin kendisi yoktu. Bunun böyle sürdürülemeyeceği belliydi" diyor. Fakat siyasi özgürlüklerin artması, Arap kadınlarını kazançlı da çıkarabilir de, zararlı da. Tunus, Mısır ve diğerlerindeki asıl büyük soru, geçmişte kadın haklarına dost olmayan köktenci (ve halkçı) İslami grupların şu anki durumları. Şerif, "Haklara mutlaka sahip çıkılması gerekiyor" diye uyarıyor. İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölümünün Başkan Yardımcısı Eric Goldstein, "Tunus'taki hareket 20 yıl boyunca adeta iğdiş edilmiş ve boşlukta bırakılmıştı. Şimdi siyasi faaliyetlerine yine başlıyorlar ama insanlar gergin. Özellikle kadın hakları konusundaki hoşgörülerini sürdürüp sürdürmeyeceklerinin bir garantisi yok" diyor. Goldstein, Tunuslu İslamcıların birçok kadın adına konuştuğunu da ekliyor. Tunus'taki Ennahda hareketinin uzun yıllardır sürgünde olan lideri Raşit Gannuşi 30 Ocak'ta ülkesine döndüğünde onu karşılayanlar arasında geleneksel İslami giysili birçok kadın da vardı. Fakat Tunus'un önde gelen insan hakları avukatlarından Raziye Nasravi'nin de belirttiği gibi Gannuşi, kadın haklarının savunucusu olacaklarını tekrar tekrar dile getirdi ve açıkça bunun sözünü verdi. Nasravi, "Bu bir taktik de olabilir, ancak böyle konuşmak zorunda hissetmesi bile Tunus'ta kadın haklarını gerileterek destek kazanılamayacağının iyi bir göstergesi" diyor. Nasravi, Gannuşi'nin İslamcı hareketini yakından tanıyor. Bin Ali rejimi döneminde birçok Ennahda üyesinin avukatlığını yaptı. "En aşırılarını, eşleri tepeden tırnağa siyah giyinenlerini savundum" diyor Nasravi. "Ama felsefelerini kabul ettiğimden değil, onların da işkence görmeme ve ifade özgürlüğü haklarına sahip olmaları gerektiğine inandığımdan" diye ekliyor. Nasravi, Tunuslu kadınların ne kadar gözü pek olduğunu da biliyor. Bin Ali'nin güvenlik güçleri onun müvekkillerini korkutarak başka avukatlar tutmaları için baskı yaptıklarında en çok erkekler vazgeçmiş. Nasravi, "Kadınlar boyun eğmedi" diyor. Devletle caminin ayrılmasını ve ülkede kadınları gözeten medeni kanunun sürdürülmesi için yürüyüş yapan binlerce kişinin arasında o da vardı. Şerif, yürüyüşçülerin arasında peçeli kadınlar ve çok sayıda erkeğin de olduğunu belirtiyor. "Belki Tunus yakında kadın bir lidere de hazır olur. Çünkü kadınların buna hazır oldukları kesin" diyor. KATRIN BENNHOLD

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.