Giriş Tarihi: 4.4.2011

Fikir Olarak Amerika

"Vurun onları". Emir, Albay Muammer Kaddafi'ye sadık bir Libyalı askerden gelmişti. Bağlı olan dört gazeteci meslektaşım, yerde sere serpe uzanıyordu. Hiçbiri hayatta kalacağını sanmıyordu. Derken, bir başka asker şöyle dedi: "Yapamazsın, onlar Amerikalı". Bu dört sözcük günlerce kafamda yankılandı. Emri iptal eden asker için ABD'nin neyi simgelediğini anlamak istedim. ABD'nin bu askerde korku mu, hayranlık mı, yoksa her ikisinin karışımını mı uyandırdığını uzun süre düşündüm. Amerikalı kelimesi yerine başka bir milliyet adı (diyelim ki Çinli veya Fransız) koyunca ikna olmadığımı gördüm. Kendime, Ecdebiye'nin tozları içinde ABD'nin nasıl koruyucu bir kalkan olabileceğini sordum. ABD en beklenmedik insanların içinde bir yerlerde saklı durur. ABD'yi ayırt eden ve ulus ötesi bir varlık yapan, onun bir fikir olarak sahip olduğu güçtür. Bu fikir, son on yılda olduğu gibi sıklıkla hırpalanır, ama başka hiçbir ülkenin, küresel hayaller üzerinde hâlâ böyle bir etkisi yok. ABD yenilenme konusundaki sonsuz kapasitesi, yaradılışımızın daha iyi yönlerine dair çağrısı, keşiflerin somut bir simgesi olması, yurttaşlık konusundaki evrensel görüşüyle bir yerlerde etkili olur. Hatta müttefiklerin yıllar önce Alman General Rommel'le savaştığı, Libya'daki çorak bir düzlükte bile. Bosna savaşını izlediğim yıllarda, ABD'ye gitmek istedikleri halde Almanya'ya gönderilmekten şikâyet eden mültecilerle karşılaşmıştım. Nereye gitmek istedikleri konusunda onları biraz sıkıştırdığımda, genelde "Chicago" derlerdi. Chicago'yu seçme nedenleri benzerdi: "Al Capone". O bir gangster de olabilirdi, özgürlük de. Önemli değil. Hayatlarımızı onlar olmadan ifade etmenin imkânsız gibi göründüğü görsel, kültürel ve dilsel bir referans olan Amerikan tarzı her yerde. Yükselen güçlerin hiçbiri (ne Çin ve Hindistan ne de Brezilya) bu rolü üstlenmeye bile başlamadı. Bu ülkeler merak konusu olabilirler ama benimsenmediler ve rüyalarımıza girmediler. Rusya, Brezilya, Hindistan ve Çin'in, Libya'da sivilleri korumak için güç kullanılmasına izin veren Birleşmiş Milletler kararına çekimser kalmaları şaşırtıcı değildi. Şimdilik durmadan servet biriktirmeye odaklanmış durumdalar. Maddi güçleri büyüyor ama dünyadaki duygusal etkileri durağan. Başkan Obama'nın Libya görevine ilişkin gecikmiş savunmasında dediği gibi, "Bazı uluslar diğer ülkelerdeki mezalime göz yumabilirler ancak ABD farklıdır". Bu da şu soruyu sorduruyor: Hangi açıdan? Amerika sözcüğünün etkisiyle, savaşın en sıcak anlarında dört hayatı kurtarmak açısından demek istiyorum. Ama tabii, gerçek veya varsayılan fark aynı zamanda kışkırtıcıdır. ABD'den nefret edenler ortalarda dolaşıyor ve bunların bazıları hiç acımadan cinayet işliyor. Amerikan istisnacılığı yani evrensel özgürlük rehberi görevinin ABD'yi diğer ülkelerden ayırdığı fikri, ülkeyi baştan çıkarıp onu bir kurtarıcı gibi kendine inanmanın tehlikeli yollarına sokabilir. Bu düşüncenin ABD aşırı sağında görülen en kaba şekli "dünyanın canı cehenneme" tavrı, tehlikeli bir yanılgıya davetiye çıkarır: ABD'nin paraya sıkıştığı ve yükselen güçlerle karşılaştığı bir dönemde yaşanan bir tür körlük. Ancak Amerika'nın farkını inkâr etmek de benzer bir körlük. Ben bir Amerikalı olarak doğmadım. Amerikalı oldum. Bu yüzden, arzulanan bir ulusun oluşumuna özgü bir geçiş töreni yaşadım. Amerika bir tercihtir. O, edilgen değil etken olarak kavranan bir ulustur. Archibald MacLeish'in belirttiği gibi, "Amerikan düşüncesi, kelimenin tam anlamıyla ve gerçek anlamda ABD'dir. Bu gerçekleri tartışmasız olarak kabul etmeseydik, tüm insanların eşit yaratıldığına inanmasaydık, tüm insanların doğuştan bazı vazgeçilemez ve devredilemez haklara sahip olduklarına inanmasaydık, başka ne olursak olalım Amerikalı olmazdık". O Libyalı asker, bu sözcükleri hiçbir zaman okumadı. Hatta Al Capone'un adını bile hiç duymamış olabilir. Ama yine de bir şey, kelimelerle ifade edilemeyen bir güç var. Aklıma ilk karımın amcası geliyor. Minnesota Stillwater'dan Robert Lund adlı bu genç adam, 1943'te öldüğü Kuzey Afrika'da toprağa verildi. Ülkesinden uzaktaki bir sahilde ölen bu delikanlının, Amerika'nın, Amerika fikrinin ve sırası geldiğinde dört gazeteci arkadaşımın yaşaması için hayatını verdiğini hayal etmek çok mu aşırı olur?

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.