Irak'ta İsyancıların Aileleri Hedefte

Anne ve babası bile Faras Avad'ın bir katil olduğunu kabul ediyor. Bu kuzey Irak şehrindeki ayaklanma liderlerinden biri olarak Avad, Amerikan işgalini izleyen yıllarda çok sayıda kadını kaçırdı ve sivili infaz etti. Sonra sırra kadem bastı ve kanundan, düşmanlarından ve başına konan 50 bin dolarlık ödülden kaçtı. Fakat onun suçunun bedelini birilerinin ödemesi gerekiyordu. Geçen yılın sonlarına doğru Faras'ın erkek kardeşi Yusuf kaçırıldı ve başından vurulup ıssız bir araziye atıldı. Polis bunu, bir kardeşin diğerinin günahları için öldüğü kanunsuz bir intikam eylemi olarak niteledi. Aşiret liderlerine göre, Iraklıların El Kaide ve diğer silahlı gruplara karşı tutum almalarından bu yana asilerin ailelerine mensup birçok kişi öldürüldü. Bu saldırılar Irak'ın cinayet ve intikam döngüsünden çıkma mücadelesinde önemli bir yer teşkil ediyor. Kuzeydoğu Irak'taki Bakuba şehrinde yaşayan ve iki yeğenini El Kaide suikastleri sonucu kaybeden Şii Cesim El Acili, "Hukuk ve mahkemeler bize yardım etmiyor" diyor. Söylediğine göre El Acili cinayetlerden sorumlu olan aileyi tespit etmiş ve intikam planları yapıyor. Silahlı gruplara üye arayanlar için kuzeydoğu Irak'taki Diyala bölgesinin kırsal kesiminde yaşayan yoksul Sünni gençler biçilmiş kaftan. Bölgenin şeyhlerinden Yusuf El Hilan, kendi aşiretinden çok sayıda kişinin bu gruplara katıldığını söylüyor. Bu insanlar Şiileri öldürmüş, arabaları bombalamış ve bazen tüm köylerin kontrolünü ele geçirmiş. Şeyh Hilan şimdiye kadar bu kişilerin ailelerinin yarısının ya öldürüldüğünü ya da göçtüğünü tahmin ediyor. Bu tip cinayetlerde dört oğlunu kaybeden Şeyh Hilan, "Aşiretimizde çocukları El Kaide'ye katılmış pek çok aile var. Bütün acı onların omuzlarında. İnsanlar yakınlarının intikamını almak istiyor" diyor. Bu cinayet ve saldırılar, işlenen bir suçunun bedelinin en ağır şekilde ödenmesine izin veren, hatta bunu teşvik eden, "kana kan" anlayışına dayalı aşiret kültürünün bir yansıması. Kerim Muhammed Ebu Hatim, üvey oğlunun karıştığı El Kaide eylemlerinin karşılığı olarak evinin, arabasının ve Bohruz kasabasındaki küçük benzin istasyonunun yakıldığını söylüyor. Avad ailesinin en büyük iki oğlunun yaşadıkları, El Kaide çağında bir Habil ve Kabil hikâyesini akla getiriyor. Ailenin en büyük oğlu Faras 1981 yılında doğmuş, Yusuf ise ondan bir yıl sonra. Çocuklar Kerkük'ün güneyinde ücra bir çiftlikte büyümüşler. Faras yükselen bir futbol yıldızı ve vücut geliştirmeciymiş, Yusuf ise inşaat işçisi olarak çalışıyormuş. İşgalden sonra aile, Faras'ın isyancılara katıldığına dair haber gelmiş. Yusuf abisini çiftlikteki hayata geri dönmesi için ikna etmeye çalışmış, anne ve babası da El Kaide'yi bırakmasını ya da evi terk etmesini söylemişler. Faras evi terk etmiş. Faras'ın babası Avad el Hail Abdullah, "Bizim onun gibi bir oğlumuz yok Hükümete de söyledim. Onu öldürsünler, kaçırsınlar, tutuklasınlar. Artık ondan sorumlu değiliz" diyor. Güvenlik yetkilileri Faras'ın El Kaide ile bağlantılı isyancı Ensar El Sünnet grubuna katıldığını söylüyor. Yetkililer ayrıca Faras'ın Kürtlere yönelik bombalama ve kaçırma eylemlerine katıldığını tahmin ediyor. Faras şu an Kerkük'ün aranan bir numaralı suçlusu. Birkaç adam kendisini çekiştire çekiştire beyaz bir pikapa soktuğu gün Yusuf Kerkük'te bir inşaat alanında çalışıyordu. İki hafta sonra Yusuf'un cesedi bir un çuvalına konmuş halde ıssız bir arazide bulundu. Yusuf'a işkence edilmiş ve sonra başından vurulmuştu. Aile Yusuf'un cenazesini kaldırdı ve Faras'ı unutmaya çalıştı. Fakat bu zor. Faras'ın yüzü "adam kaçırma ve cinayetten aranıyor" ifadesiyle yan yana, Kerkük'teki dev panolardan kendilerine bakıyor. JACK HEALY ve ÖMER EL-JAWOSHY