Pazartesi 20.06.2011

Denizanası Göründüğünden Çok Daha Karmaşık

Denizanası başka hiçbir çok hücreli canlıya benzemiyor. Kafası nerede? Tüm diğer canlılarda sağ-sol simetrisi var. Ancak binlerce farklı türü bir araya getiren bu omurgasız denizanası familyası dünyadaki ilk hayvanlardan biri. İlk denizanası yaklaşık 600 ila 700 milyon yıl önce ortaya çıktı. İlk kemikli balıklar ve böceklerle karşılaştırıldığında denizanaları iki kat daha yaşlı. Kanada'nın Vancouver şehrindeki Roscoe Körfezi Deniz Biyolojisi Laboratuvarı'ndan denizanası uzmanı David J. Albert, "Denizanası, yeryüzünün en eski çok organlı canlısı" diyor. Bilim insanları tarafından uzun yıllardır göz ardı edilen ve beyinsiz protoplazmalar olarak görülen denizanası, son zamanlarda oldukça ilgi çekiyor. Güncel Biyoloji dergisinin 10 Mayıs tarihli sayısında çıkan makalede Kopenhag Üniversitesi'nde denizanaları üzerine araştırmalar yapan Anders Garm ve meslektaşları, kutu denizanasının 4 farklı türde 24 ayrı gözü olduğunu belirtiyor. Bu göz türlerinden ikisi bizim gözümüze benziyor ve denizanalarının suda hareket etmesine yardımcı oluyor. Deneysel Biyoloji dergisindeyse Kuzey Carolina Üniversitesi'nden deniz biyoloğu Richard A. Satterlie, denizanalarının merkezi sinir sistemine sahip olmadığın görüşüne itiraz ediyor. Araştırması, denizanasında nöronların bazı bölgelerde yoğunlaştığını bu noktaların da sinir sistemi görevi gördüğünü gösteriyor. Bu nöron odakları duyu organlarından gelen verileri alıp uygun tepkilere dönüştürülüyor. Satterlie, "Denizanası çoğu insanın düşündüğünden daha fazla şey yapıyor" dedikten sonra merkezi sinir sistemine sahip olmadığı düşüncesinin tamamıyla yanlış olduğunu belirtiyor. Albert ise denizanasının beyni olduğu konusunda ısrar ediyor. Roscoe Körfezi'ndeki ay denizanalarını inceleyen Albert, pasif bir şekilde akıntının götürdüğü yere gitmediklerini keşfetti. Gelgit sırasında sular çekilirken kumlara ulaşana kadar dalgaların üzerinde sürüklenip sığ suya geldiklerinde dibe dalıyorlar. Su geri gelince de yükselip tekrar derin sulara gidiyorlar. Albert ayrıca denizanalarının sudaki tuz oranını algıladıkları ve bu sayede denize akan temiz sudan kaçınabildiklerini belirtti. Albert, "Ay denizanası, saldırgan bir denizanasının dokunuşunu hissettiğinde yüzeye doğru yükselir. Bunlar basit refleksler değil. Bunlar organize hareketler. Beynin yaptığı budur. Davranışları kontrol eder" diyor. Baltimore'daki Ulusal Akvaryum'daki denizanası bölümünde türlü cinsler var. Atan kalp şeklindeki denizanalarından tutunda benekli mantara benzeyenlere kadar. Denizanalarının çeşitliliği ziyaretçilerin başını döndürüyor. Bu bir açıdan iyi çünkü denizanası akvaryumu için gerekli altyapı milyonlarca dolara mal oluyor. Doğada denizanalarına okyanuslarda, kıyı bölgelerinde ve lagünlerde rastlanıyor. Birkaç denizanası türü temiz suda da yaşayabiliyor. Oksijen tüketimi son derece az olan denizanaları, diğer deniz canlılarının yaşayamayacağı kadar kirli sularda yaşayabiliyor. Bu son 1 milyar yılda meydana gelen ve canlıların çoğunun yok olmasına yol açan 5 ayrı toplu yokoluştan kurtulan bir canlı için pek şaşırtıcı değil. Denizanalar ının büyüklüğü Avustralya'da yaşayan tırnak büyüklüğündeki Irukandji'den genişliği 2,5 ila 3 metre, uzunluğuysa 30 metreye ulaşan aslan yeleli denizanasına kadar çeşitlilik gösteriyor. Yuvarlak ana gövdesi sayesinde düz bir şekilde yüzen veya süzülen denizanaları, aynı zamanda tamamen etçil. Ana gövdenin arkasından gelen uzantıları balıkçı ağı gibi kullanıyorlar. Bir balık değince uzantılardaki küçük dikenler zehir salgılıyor. En zehirli denizanalarının salgıladığı toksinler saniyesinde etkili oluyor. Garm, "Denizanası henüz ölmemiş bir karides yutarsa, karides denizanasının karnını yırtarak dışarı çıkabilir" diyor. Avustralya'da yaşayan kutu denizanasının zehri insanı birkaç saniye içinde öldürebilir. Ancak dikenler çok kısa olduğu için külotlu çorap bile insanı ondan korumaya yetiyor. Garm ve ekibi kutu denizanalarının karmaşık görsel sistemlerini inceliyor. Gözlerde kornea, lens ve retina var. Ayrıca bu gözler ağır kristallerle uzantıların üstünde tutunuyor. "Kristal bir ağırlık yaratıyor. Denizanası ne yöne dönerse dönsün uzantı eğilip gözleri yukarı doğru dikiyor" diyor. Araştırmacılar, bataklıklarda yaşayan denizanalarının yönlerini bulmak için yukarı baktıklarını söylüyor. Her gece ağaçlardan akıntıyla uzaklaşıp dibe çöken denizanaları, sabah olunca karınlarını doyurmak için yükselip ışığı takip ederek tekrar ağaçlara yaklaşıyor.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.