Pazartesi 20.06.2011

Doğru Davranan Politikacılar

Bugünlerde birçok politikacının kötü davranışlar sergilemesinin nedenlerinden biri de, iyi davranışın anlamı üstüne pek az düşünmemiz. Oysa iyi bir karakter sahibi olmanın anlamı üstüne lider, öğretmen ve din adamlarının uzun boylu tartışmalar yürüttüğü geçmiş yüzyıllarda sorun bu boyutlarda değildi. Örneğin 18'inci yüzyılda Edmund Burke, siyasi mükemmeliyetin ölçülerini uzun, ünlü bir pasajda şöyle açıklamıştı: "...Kendine saygı duymayı öğrenmek; kamuoyunun kısıtlayıcı denetimine alışkın olmak; ... okuyacak, düşünecek, sohbet edecek vakte sahip olmak; nerede olursa olsunlar, bilge ve bilgililerle birlikte olabilmek ve onların dikkatini çekebilmek; ordularda emir vermeye ve almaya alışkın olmak; ... kendi yurttaşlarının yüksek nazarında bir eğitmen olarak görüldüğünün ve Tanrıyla insan arasında bir aracı olarak hareket ettiğinin bilinciyle tedbirli ve kurallı bir tavrı benimsemek..." Anthony Trollope de 19'uncu yüzyılda, siyasi hayatta iyi davranışın anlamını kurcalayan popüler romanlar kaleme almıştı. Onun bakışı da bizimkinden farklıydı. Bugün birçok Amerikalı, insanların iyi bir mizaçla doğduğu, ama siyasetin onları bozduğunu kabul ediyor. Amerikalı seçmenler hep kapsamlı bir değişimi gerçekleştirebilecek "siyaset dışı bir masum lider"in gelişini gözlüyor. Trollope "siyaset dışı bir masum lider" değil, "sağduyulu siyasilere" hayrandı. Onun en beğeni len karakterleri uzun tecrübelerin eğitiminden geçmiştir. Sorumlulukla yoğrularak olgunlaşmışlardır. Görenek ve medeniyet onları asilleştirmiştir. Trollope'nin kitaplarında güçsüz siyaset dışı kimseler çoğu zaman sorumsuzca ve rahatına düşkünce davranırlar. Yönetici konumunda olanlar da dünyayı olduğu haliyle alıp onunla boğuşmak zorundadır. Trollope'nin "Phineas Finn" romanındaki temel gerilim, bağımsızlıkla hizmet arasındadır. Başlıktaki karakter Parlamentoya girerek kişisel vicdanına bağlı kalmaya yemin eden İrlandalı bir yabancıdır. Finn, daha kitabın başlarında, "Sizi temin ederim ki, ne sizin ne de Kont için siyasi görüşlerimi değiştirmem" der. Fakat kiminin erdemli, kiminin erdemsiz olduğu siyasilerle dolu bir meclise girer. Finn'in ya kendi yolunu çizmesi, ya da çoğunluğun hayrına hizmet için kendine gem vurulmasına izin vermesi gerekir. Trollope, Finn'in bağımsızlığına geçici bir hayranlık besler gibidir. Finn iyi huylu, alımlı bir adamdır. Fakat iktidarın sınavından gerçek anlamda geçmemiştir. Zaaflarıyla hiçbir zaman yüzleşmeyerek olayları hep kendine yontuyor. Hayatta bir amatör olduğundan duygularında istikrarsızlığa tahammül edebilmekte, sağlam bir karakter yerine yakışıklı görünüşüne güvenebilmektedir. Plantagenet Palliser ve St. Bungay Dükü gibi adları olan Trollope'nin ideal politikacılarına gelince, onlar hizmeti bağımsızlığın önüne koyar. Parti ve ülkeleri onlardan belli vazifeleri kabul etmelerini ve belli sorunlarla yüzleşmelerini istemiş, onlar bunu kabul etmiştir. Daha önemli, ama aynı zamanda daha sıkıcıdırlar. Trollope'nin ideal politikacılarında bazı ortak özellikler var. Kontrollü, sağduyulu ve titizdirler. Kur sistemini değiştirmek gibi sıkıcı, ama gerçek meselelerle uğraşırlar. Büyük düşünürler değiller, ama çevrelerindeki insanlar ve koşullara duyarlıkla yaklaşırlar. Sınırlar dâhilinde çalışmayı öğrenir ve o kısıtlamalardan dolayı ağlayıp sızlanmazlar. Belirli yer ve zamanlarda neyin gerektiğiyle ilgili ince bir anlayış geliştirirler. Trol lope'nin ideal liderleri , John F. Kennedy'den beri arzular hale geldiğimiz şatafatlı ünlüler değildir. Onlar daha çok denizci veya marangozlara benzer. Mesleki becerileriyle değerlendirilirler. Ahlaki kuralları çiğnemekten ödleri kopar ve kendilerini yargılarken son derece dürüsttürler. Her şeyin daha iyi olmasına çalışsalar da eylemlerinin aksi sonuçlar verebileceğinin fazlasıyla farkındadırlar. Shirley Robin Letwin'in "Trollope'deki Centilmen" kitabında da yazdığı gibi, "hemşerileri hakkında sınırlı beklentileri" olmakla birlikte, St. Bungay Dükü asla mağrur ve alaycı değildir. Trollope'deki liderler değişimi hemen benimsemezler. Uzun uzun sorup soruşturduktan sonra onu güçlükle kabul eder ve değişimin adım adım olmasını tercih ederler. Trollope, başbakanlarından biri olan Plantagenet Palliser'i "ülkesinin mevcut şartlardaki gücü ve gelecekteki en sağlam güvencesi olan muhafazakârlığın ve ilericiliğin kusursuz birleşimine sahip olduğu" için över. Trollope'nin okuyucuları, ister onu aynen benimsesin veya ister onunla kavga etsin, gerçekçi insanların nasıl hareket etmesi gerektiğiyle ilgili kafalarında belli bir örnekle kitabı bitirirler. O örnekler, büyük vaatler ve çarpıcı renkler isteyen günümüzün televizyonlu siyaset sahnesinde tutunabilir mi, bilmiyorum. Herşeye rağmen bugün bile yönetimde sağduyulu, kontrollü insanlar var. Ve insanlar örnek davranışların anlamı üstüne geceleri biraz daha fazla düşünseler, geç saatlerde duygusuz tweet mesajları da daha zor gönderir.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.