Pazartesi 20.06.2011

Teknoloji Sansür Tanımıyor

ABD İnternete Getirilen Kısıtlamaların Baypas Edilmesine Yardım Ediyor
MUHALİFLER , ONLARI SUSTURMA çabalarından sıyrılmak için "gölge" internet ve cep telefonu sistemlerinden yararlanıyor. Bu sistemleri onlara sağlayan uluslararası girişimlerin başını ise Obama yönetimi çekiyor. ABD Dışişleri Bakanlığı'nın öncülük ettiği projelerde ondan fazla ülkeden diplomat, askeri mühendis, genç programcı ve muhaliflerin oluşturduğu bir topluluk çalışıyor. Kapsam, maliyet ve gelişmişlik bakımından farklılık gösterebilen projelerin bazıları en son teknolojilere, bazılara da dünyayı kasıp kavuran "özgürlük teknolojisi" hareketine dâhil hacker'ların zaten yaratmış olduğu araçlara dayanıyor. Bunlardan biri, bir casusluk romanından çıkma. Washington'daki L Caddesi'nde, beşinci kattaki bir dükkânda bir rock grubunu andıran genç girişimciler, "bavulda internet" prototipi üstünde çalışıyor. Amerika'nın çabaları, Hüsnü Mübarek'in iktidardaki son günlerinde Mısır hükümetinin interneti kapatmasından sonra hız kazanmıştı. Geçtiğimiz haftalarda Suriye hükümeti de ülkedeki interneti geçici olarak önemli ölçüde devre dışı bıraktı. Herhangi bir partiyle ilişkisi olmayan New America Foundation adlı araştırma kuruluşunda, Açık Teknoloji İnisiyatifi'nin yöneticisi olarak "bavulda internet" projesinin başını çeken Sascha Meinrath, "Kapatılması, kontrol edilmesi ve izlenmesi neredeyse imkânsız bir teknolojiye sahip ayrı bir altyapı kuracağız" diyor. İnternet özgürlüğü, Dışişleri Bakanı Hillary Rodham Clinton'un tüm desteğini verdiği bir mücadele haline geldi. Clinton, e-posta yoluyla gönderdiği bir cevapta, "Dünyada haksızlıklara karşı çıkan insanların seslerini duyurmak için internet, cep telefonu ve başka teknolojilerden giderek daha çok yararlandığını görüyoruz. Amerika'nın da desteklediği olumlu değişimleri başarmak için tarihi bir fırsat doğuyor" diyor. ABD Dışişleri Bakanlığı, desteğini ifade özgürlüğü ve insan hakları alanıyla sınırlı tutuyor; yönetimlerin istikrarını bozmayı amaçlamıyor. Fakat New York Üniversitesi'nde internet üzerine çalışan Doç. Dr. Clay Shirky'ye göre bu ayrımı korumak kolay değil. Shirky, "'Biz otoriter rejimleri yıkmak değil, yalnızca insanların düşüncelerini ifade etmelerini istiyoruz' diyemezsiniz. İkisi de aynı kapıya çıkıyor" diyor. Dışişleri Bakanlığı'nın hem Suudi Arabistan ve Bahreyn gibi ülkelerdeki otoriter yönetimlere hem de onların aleyhinde olabilecek teknolojilere destek verdiğini söyleyen Shirky, ABD'nin bundan dolayı ikiyüzlülükle suçlanabileceğini belirtiyor.

Görünmez Ağ
Dışişleri Bakanlığı'na iş yapan ve görünüşleri birbirlerine hiç uymayan dört kişi, Washington'daki adsız bir binada bir masanın çevresinde oturuyor. Kulağında birkaç küpesi ve madeni plakalı deri bir bilekliği olan Josh King, kahve servisi yaparken kendi kendine bilgisayar programlamayı öğrenmiş. Thomas Gideon marifetli bir hacker. Bisikletli polo oyununa meraklı olan Dan Meredith, dijital sırlarını korumaları için şirketlere yardımcı oluyor. Bir tek grubun lideri olan 37 yaşındaki Sascha Meinrath kravat takıyor. Dışişleri Bakanlığı'ndan 2 milyon dolarlık bir ödenekle finanse edilen bu topluluğa ait bavul projesi, "örgü ağ" teknolojisine dayanacak. Bu teknoloji, belli bir merkez olmadan, cep telefonu ve kişisel bilgisayar gibi cihazlardan görünmez bir kablosuz internet ağı yaratabilecek. Meinrath bavulda kapsama alanını genişletmeye yarayan küçük telsiz antenler, sistemi yönetecek bir dizüstü bilgisayar, yazılımı başka araçlara yayacak ve iletişimi şifreleyecek flaş bellek ve CD'ler ve Ethernet kabloları gibi parçaların bulunduğunu söylüyor. Kuzey Dakotalı bir özgürlük teknolojisi araştırmacısı olan ve 2009'daki protestolar sırasında hükümetin interneti neredeyse tamamen kapattığı İran üstüne uzmanlaşan 26 yaşındaki Collin Anderson, resmi olanların dışında basit iletişim hatları kurmanın önemli olduğunu belirtiyor. Anderson, "Protestocular ne kadar kaçamak yollar kullanırsa kullansın, devlet bir ağı yavaşlattıysa YouTube görüntüsü yükleyemez, Facebook mesajı gönderemezsiniz. Oradaki insanların bilgiyi paylaşmak, onu ülke dışına çıkarmak için alternatif yollara ihtiyacı var" diyor. Bu ihtiyaç o kadar büyük ki insanlar kendi imkânlarıyla ilkel ağlar kuruyor. Çok sevilen Farsça bir internet sitesinin kurucularından olan İran asıllı teknoloji geliştiricisi Mehdi Yahyanecad, siteyi İran içinden ziyaret edenlerin yarısının Bluetooth'la dosya paylaştığını tahmin ediyor. Oysa Batıda Bluetooth daha çok kablosuz kulaklıklarda kullanılıyor. Yahyanecad, Bluetooth'u geliştirme amaçlı bir proje için araştırmacı meslektaşlarıyla birlikte Dışişleri Bakanlığı'ndan ödenek alacaklarını belirtiyor. Bu projeyle, örneğin, dövülen bir göstericiye ait görüntüleri içeren bir dosya "güvenilir bir ağ" dâhilinde telefondan telefona ulaştırılabilecek. Dışişleri Bakanlığı'nın hesaplarına göre 2011 sonuna kadar kurumun baypas ve ilişkili teknolojilere yaptığı harcamalar 70 milyon doları bulacak.
Gölge Cep Telefonu Sistemi
Afganistan'da özel şirketlerin kurduğu baz istasyonları yükseliyor. ABD bu ağları bir iyi niyet göstergesi ve yerel girişimlere bir teşvik olarak destekliyor. Fakat bir sorun var. Taliban, telefon şirketlerinin yetkililerini tehdit ederek ve istasyonlara saldırarak kırsal kesimdeki ana şebekeyi devre dışı bırakabilir. Öte yandan Pentagon ve Dışişleri Bakanlığı, Taliban taktiklerinden zarar görmeyecek bir "gölge" cep telefonu sistemi kurmak için işbirliği yapıyor. Bu proje korunaklı Amerikan üslerinde kurulan baz istasyonlarına bir ölçüde bağımlı olacak. ABD'li askeri ve sivil yetkililerin maliyet hesaplarıysa büyük farklılıklar gösteriyor ve 50 milyonla 250 milyon dolar arasında değişiyor.
Geniş Çaplı Muhalif Çalışmalar
Diplomat ik bir yazışmadan öğrendiğimize göre Kim adında bir Kuzey Koreli, Mayıs 2009'da, Kuzey Kore sınırından 190 kilometre uzaklıkta Amerikan konsolosluğundan iki yetkiliyle buluştu. Yetkililer, insanları ülkeden kaçıran Kim'e, sınırın diğer yanıyla nasıl haberleştiğini sordular. Yazışma, "Kim ayrıntıya girmedi" diyor, ama "insanların gece çıkarmaları için yamaçlara" Çin yapımı cep telefonların gömüldüğünden söz ediyor. Özgür Uzakdoğu Radyosu'nun başında bulunan Libby Liu, cep telefonlarının Çin'deki baz istasyonlarından sinyal alabildiğini aktarıyor. ABD destekli radyo, telefonla iletilen bilgileri yayınlarında kullanıyor. Washington, L Caddesi'ndeki eylemci teknoloji ustalarından Afganistan'daki askeri mühendislere kadar açıkça görülüyor ki, teknolojinin uluslararası cazibesiyle açık iletişime duyulan özlem arasında bariz bir ilişki var. Libyalı asilerden birinin oğlu olan Malik İbrahim Sahad, Facebook üstünden gazetemizle sohbet ederken, ticari bir uydunun Bingazi'deki bağlantısı aracılığıyla internete girdiğini söylüyor. "Burada internete çok ihtiyaç var. İnsanlar internet açısından yalıtılmış durumda" diyen Sahad, ABD'de büyümüş ve Libya'ya ilk kez isyan başlayınca gitmiş. Şimdi de asilerin yönetimi için çalışıyor. Sahad, "Bence internet olmasa bu devrim gerçekleşmezdi" diyor.
JAMES GLANZ ve JOHN MARKOFF

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.