Daha Mükemmel Birliktelikler

ABD'nin 44 eyaletinde eşcinsel evliliklerin geleceği hâlâ meclislerin, valilerin ve seçmenlerin, hatta belki Anayasa Mahkemesi Yargıcı Anthony Kennedy'nin elinde. Ancak New York'ta ve ondan önce adım atan beş eyalette bu evlilikler eşcinsel çiftlerin kendi tercihlerine bağlı. Eşcinsel çiftlerin gelecek yıllarda yapacakları tercihler, eşcinsel evliliği bir fikir olmaktan çıkarıp yavaş yavaş bir kültüre dönüştürecektir. Eşcinsel evlilik, evlenme ve boşanma oranları, gey ve lezbiyenlerin birlikteliklerindeki fark ve benzerlikler, evliliğin ebeveynliği nasıl etkileyeceği ve başka birçok konuyla ilgili sosyal beklentileri onlar belirleyecek. İhtimallerden biri, eşcinsel evliliğin eşcinsel olanlar ve olmayanlar arasında evliliğe dair muhafazakâr bir güce dönüşmesi. Jonathan Rauch'un, "Eşcinsel Evlilik, Eşcinsel Olanlar, Eşcinsel Olmayanlar Ve Amerika İçin Neden İyi?" adlı kitabında belirttiği bir beklentisi, evliliğin "hak ve zorluklarını" kuşanan "eşcinsel ilişkiler hem sürekliliğe hem de korumacılığa doğru yollarına devam eder". Ayrıca, gey çiftlerin bağlılık yemini etmesi "evlilik müessessini güçlendirirken aynı zamanda sadık bir ilişkinin en sağlam standardı" olacak kalmasına neden olacak. Rauch'un eşcinsel muhafazakârlığa dair görüşlerinin tam karşısındaysa, gey izdivaçlar sayesinde evliliğin kültürel temelinin toptan yıkılacağını uman özgürlükçüler yer alıyor. Özgürlükçülere göre, ilişkilerde geleneksel standardı kabul eden bir eşcinsel hakları hareketi, asıl misyonunu yerine getiremeyecektir. Nitekim Columbia Üniversitesi'nden Hukuk Profesörü Katherine M. Franke, gazetemiz için yazdığı bir makalede bu misyonu, "evlilik kurallarını esneterek herkese uydurmakta bulunabilecek daha büyük bir özgürlük" arayışı olarak özetliyordu. Bu tam da sosyal muhafazakârları çokeşlilik (ve daha kötüsü) konusunda endişelendiren düşünce. Fakat özgürlükçüler son yirmi yıldır eşcinsel topluluk içinde yavaş yavaş kenara itildi ve gey muhafazakârlar ağırlık kazandı. Var olan bir kuruma kabul edilme isteği, kurumsal kısıtlamaları yok etme isteğine baskın çıktı. Ancak üstünde durmaya değer üçüncü bir görüş daha var. Ne muhafazakâr ne de özgürlükçü olan bu görüş ikisinden de öğreler taşıyor. Buna göre eşcinsel izdivaçlar evliliği içeriden kısmen değiştirebilir ve hem eşcinsel hem de eşcinsel olmayan çiftler için daha büyük bir kurumsal esneklik (özellikle cinsel alanda) kazandırabilir. Bu görüş en çok yazar, eylemci ve cinsellikle ilgili köşe yazan Dan Savage ile ilişkilendiriliyor. Savage evliliği şiddetle savunsa da, tekeşliliğe dair gerçekçi olmayan kültürel beklentilerin bu kuruma zarar verdiğini düşünüyor. Uzun süreli erkek arkadaşıyla evlenmesini anlattığı hatıralarında ("Bağlılık Yemini") Savage, kendi izdivacının sadakatsizliğe zaman zaman nasıl izin verdiğini açıklıyor: "Dışarıda başka biriyle cinsel temas kurma isteğimize kontrollü bir şekilde yön vermemiz, çocuğumuz için kurduğumuz istikrarlı aileyi yıkmak bir yana, onu daha da sağlamlaştırdı". Sorun şu ki, eşcinsel olmayan kültür bu modeli daha önce denedi ve feci sonuçlarla karşılaştı. 1970'lerin ortasında iyi eğitimli Amerikalıların ancak yüzde 51'i zinanın her şart altında yanlış olduğunu kabul ediyordu. Ancak bu gerçeklilik bilinci, evliliği sağlamlaştıracağına çok daha zayıf hale getirdi. Boşanmalar rekor düzeye yükseldi. Ve sonuçta gidişat tersine döndü. Heteroseksüel evlilikler onlarca yıl çetin bir sınavdan geçti, ama bugün ulaştığı başarının bir sonucu olarak üst orta sınıf arasında boşanma oranı düşüyor. Ve aynı dönemde zinayı onaylamayanların oranı da arttı. Ahlaki zorunluluklar kurumları güçlendiriyor. Ancak insan doğasına ayak uydurmak için alınan tedbirler kurumları zayıflatıyor. Eşcinsel evliliği eleştirenlere göre, evlilik ve evliliğin çözüm üretmeyi hedeflediği iki gerçek (cinsiyet farkı ve çocuk doğurma) arasındaki bağ koparsa doğacak en büyük tehlikelerden biri budur. Bir evlilik kültürünün başarısı yalnızca genel bir sevgi ve bağlılık idealine değil, belirli vaatlere, dışlayıcılığa ve tabulara da bağlıdır. Ayrıca bir kurum ne kadar kapsayıcı olur ve sınırları ne kadar belirsizleşirse insanlar ona karşı olan bağlılığı da o kadar zayıf olur. Ne var ki mahkemelerde ve şimdi de meclislerde bu düşünce pek rağbet görmüyor. Fakat eşcinsel New Yorklular evliliklerinin taşıyacağı anlamı düşünürken bunun sonuçlarından birini unutmamalıdır: Tutulması en zor olan sözler genellikle insanları bir arada tutanlardır.