Pazartesi 29.08.2011

Lazerdeki Gelişmeler Nükleer Uzmanları Korkutuyor

Bilim insanları pahalı olan zenginleştiri lmiş uranyumu kolay üretmenin yollarını uzun süredir arıyor. Nükleer reaktör ve bombalarda kullanılan bu madde, halen ancak dev sanayi tesislerinde üretilebiliyor. Kolay üretim konusunda yarım yüzyıl önce ortaya atılan fikirlerden biri de bu işi lazerle yapmaktı. Bilim kurguyu hatırlatan bu yaklaşım hep pahalı ve zor bir seçenek olagelmiş, yalnızca laboratuvar deneylerinde kullanılabilmiştir. Şimdiye kadar. Çünkü General Electric (G.E.) şirketi, pek de bilinmeyen çalışmalar çerçevesinde, lazerli zenginleştirmeyi iki yıldır başarıyla deniyor ve tonlarca reaktör yakıtı üretecek 1 milyar dolarlık bir tesisin inşası için ABD'den yasal izin istiyor. Bu, nükleer sanayi için belki iyi bir haber. Fakat muhalifler, bunun başarıya ulaşması ve sırrın açığa çıkması halinde haydut devletler ve teröristlerin bomba malzemesini çok daha küçük tesislerde yapılabileceğinden ve o tesisleri saptamanın zor olacağından korkuyor. İran laboratuvarda lazerli zenginleştirmeyi başardı bile. Nükleer uzmanlar G.E.'nin başarısından ilham alan Tahran'ın dünyadan kolayca gizlenebilecek bir tesis yapmasından kaygılanıyor. Lazer planını destekleyenler korkuların yersiz olduğunu belirtiyor ve sera gazına doymuş bir dünyada fosil yakıtlara karşı bu teknolojiyi bir nimet olarak övüyor. Muhalifler, lazer girişiminin ters tepmesi ve nükleer silahların dünyada yayılması ihtimalini değerlendirmesi için Washington'a başvurdu. Başkan Bill Clinton'a danışmanlık yapmış olan nükleer fizikçi Frank N. von Hippel, "Bomba yapımına açılan yeni bir kapının eşiğindeyiz. Bu ortaya çıkmadan önce hesabını yapmayı öğrenmiş olmamız gerekiyordu" diyor. Yeni zenginleştirme yöntemlerinin olası tehlikelerine dikkat çekiliyor çünkü atom bombası yapmanın en zor kısmı yakıttı. Nükleer alanın öncülerinden General Electric ilk başarıya Temmuz 2009'da, Kuzey Carolina'ya bağlı Wilmington'un hemen kuzeyindeki Hitachi'yle ortak tesislerinde ulaştıklarını belirtiyor. Lazer teknolojisi çok gizli olarak sınıflandırdığı için bu iddia bağımsız kaynaklardan teyit edilemiyor. Fakat G.E. yetkilileri Wilmington'da daha büyük bir tesis için hazırlıkları hızlandırdıklarını belirtiyor. G.E. ve Hitachi'nin bir iştiraki olan Global Laser Enrichment'ın başkanı Christopher J. Monetta, "Tasarımı optimize etme aşamasındayız" diyor. Şimdilik en büyük soru işareti, resmi mercilerin buna ticari ruhsat verip vermeyeceği. Konuyu ele alan Nükleer Düzenleme Kurulu gelecek yıl bir karara varacağı konusunda G.E.'ye söz verdi. Zenginleştirme işlemi, cevherde seyrek olarak bulunan uranyumu alıp çıkarmayı amaçlar. Bu süreç rengârenk şekerlemelerin arasından mavi olanları bulmaya benzetilebilir. Nadir uranyum 235 izotopu cevherde ancak yüzde 0,7 oranında bulunur. Fakat onun asıl değeri kolayca bölünüp atom enerjisi yaymasından ileri gelir. Yoğunluğu yüzde 4 civarına çıkarılan (zenginleştirilen) uranyum nükleer reaktörlerde, yüzde 90'a çıkarılan uranyum da atom bombalarında kullanılır. Zenginleştirme çok zor olduğu için elde edilen ürün de değerlidir. Yarım kilo reaktör yakıtının fiyatı 1000 doların üstündedir, yani altından ucuz, ama gümüşten pahalı. İlk lazer 1960'ta geliştirildi. Plana göre olağanüstü saflıktaki lazer ışığıyla seyrek olan uranyum harekete geçirilecek, böylece değerli izotop daha kolay bulunacak ve çıkarılabilecekti. Bilim insanları çok geçmeden zenginleştirme tesislerinin boyutunu küçültmekten, onları çok daha ucuza yapıp işletmekten söz etmeye başladı. Bu fikri araştırmak için en az 20 ülke ve birçok şirket yarıştı. Fakat 1990'lara gelindiğinde heyecan yatışmıştı, çünkü lazerli ayrıştırmanın maliyetini düşürmek neredeyse imkânsızdı. Fakat herkes vazgeçmedi. Horst Struve ve Michael Goldsworthy, Avustralya'nın Sydney kenti dışındaki bir devlet enstitüsünde bu çalışmayı sürdürdü. 1994'te büyük bir ilerleme kaydettiklerine kanaat getirdiler ve buna "Silex" (lazerli tahrik yoluyla izotopların ayrıştırılması) adını verdiler. G.E. Mayıs 2006'da Silex'in haklarını satın aldı. Monetta, tasarıya göre tesisin yılda 60 büyük reaktörü besleyecek kadar uranyumu zenginleştirebileceğini belirtiyor. Yani ABD'deki toplam konut sayısının üçte birine tekabül eden 42 milyon haneye elektrik sağlayabilir. Monetta lazer atılımının enerji güvenliğini artıracağını "çünkü yerli bir kaynak olduğunu" da ekliyor. G.E.'nin lazerle denemeler yaptığı 2009 sonunda, silahlanmanın kontrolünü savunanlar Kongre'ye ve düzenleme kuruluna yazdı. Gizli tesisleri saptamayı zorlaştırabilecek olan bu teknolojinin nükleer si lahların yayı lmasını hızlandırabileceğini belirttiler. Geçen yıl sonu da Amerikan Fizikçiler Derneği, kurula resmi bir dilekçeyle başvurdu ve ruhsat vermenin koşulu olarak risk değerlendirmesini zorunlu kılan bir değişiklik istedi. Bu yılsa nükleer uzmanlar, Kongre üyeleri ve silahlanmanın kontrolünü isteyen binlerce kişi, derneğe destek vermesi için kurula mektup yazdı. Sırları koruma ve nükleer tesisleri saptamayla ilgili başarısızlıkları hatırlattılar. Fakat Washington'da bir sektör grubu olan Nükleer Enerji Enstitüsü itiraz etti. Enstitüye göre, sırları korumaya dair "ilave tedbirler" hakkındaki gönüllü tasarılar yeni önlemlere gerek bırakmıyordu. Kuruldan bir sözcü, dilekçenin gelecek yıl değerlendirileceğini söyledi. Risk değerlendirme talebi, lazer tesisine ticari ruhsat verilmesini geciktirebilir veya engelleyebilir; ya da tasarımda iyileştirmeler yapılmasını gerektirebilir. Bu arada G.E. de Los Alamos silah laboratuvarının eski yöneticisi Donald M. Kerr'e görev vererek kendi değerlendirmesini yaptı. Dr. Kerr ve iki sabık resmi yetkilinin vardıkları sonuca göre lazer sırlarının sızma ihtimali düşük, gizli bir lazer tesisinin saptanma ihtimali ise büyük. Dr. Kerr, tasarlanan Wilmington tesisleriyle ilgili olarak, "Büyük bir sanayi kompleksi" diyor. Muhalif lerse gizli bir bomba üreticisinin çok daha kısıtlı imkânlarla yetinebileceğini, dolayısıyla çok daha küçük bir lazer yapabileceğini; Wilmington tesislerinin 1000'i aşkın silaha malzeme sağlayacak kadar kapasiteli olduğunu söylüyorlar. Lazerli zenginleştirmeyi ticari hale getirmenin zararına dikkat çeken uzmanlar genelde İran'ı hatırlatıyor. Yalnızca sırların çalınmasının değil, lazerin yarım yüzyıllık başarısızlığının sona erdiğini duyurmanın da tehlikeli olduğunu belirtiyorlar. Onlara göre yeni teknolojilerin ifşası, yapılabilecekler konusunda farklı bir pencere açtığı için çoğu zaman bir taklit patlamasına neden oluyor. Georgetown Üniversitesi'nden fizikçi Francis Slakey'e göre on küsur yıl önce Dışişleri Bakanlığı, Silex'in başarısının lazerli zenginleştirmeye iyi veya kötü amaçla (şehirleri aydınlatmak veya yok etmek için) "tekrar ilgi uyandırabileceği" konusunda uyarmıştı. Slakey'e göre o an yaklaşmış olabilir.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.