Pazartesi 03.10.2011

Kıtlığın Üstüne Bir de Korkunç Şiddet

Somalili kadınlar açlık ve tecavüz arasında şeçim yapmak zorunda.

Ülkedeki kuraklık ve kıtlıktan zarar gören bir Somalili olduğunuzu varsayın. Çocuklarınızdan biri açlıktan daha yeni ölmüş ama yas tutacak zamanınız yok. Tükenmiş ve sarsılmış halde ailenizle birlikte çölü yaya olarak geçmek için yola çıkıyor ve 15 yorucu günün ardından nihayet, güvenli bir sığınak diye bildiğiniz Kenya'ya varıyorsunuz. Ama tam güvende olduğunuzu düşünürken, sadece fısıltıyla bahsedilen kâbusla karşılaşıyorsunuz: Bir şiddet ve tecavüz salgını. Her gün bin kadar Somalili sınırı geçip Kenya'ya akın ediyor. Bunlar 80 kilometrelik yolu kat edip halen dünyanın en büyük mülteci kampı olan Dadaab'a varmadan önce, erkekleri soyup kadınlara tecavüz eden silahlı haydutlara sıkça av oluyor. Konu tabu olduğu için kaç kadının tecavüze uğradığını bilmek zor. Ancak çoğunlukla CARE yardımıyla görüştüğüm yeni gelmiş Somalililerin yarısından çoğu, bazen Somali'de ama genelde Kenya'da haydutların saldırısına uğradıklarını söyledi. Kimileri iki veya üç kez saldırıya uğramış. Kısacası, ortada açık bir toplu tecavüz vakası var. Bu da dünyanın en korkunç insani krizine yeni acılar ekliyor. Birleşmiş Milletler, gelecek aylarda 750 bin Somalilinin açlıktan ölme tehlikesiyle karşı karşıya olduğu uyarısı yapıyor. Gittikçe anlaşılıyor ki, kendilerini ve çocuklarını kurtarmaya çalışanlar soyguncularla tecavüzcülerin işkencelerinden geçmek zorunda. 35 yaşındaki bir anne, "Üç yerde haydutlar saldırdı. İlk ikisinde para ve yiyecek aldılar. Sonuncusunda verecek hiçbir bir şeyim olmadığından bana tecavüz ettiler" dedi. Üç adamın gerçekleştirdiği tecavüz, Kenya'da olmuş. 20 yaşındaki bir başka kadına, ilki Somali'de ikincisi de Kenya'ya girdikten sonra olmak üzere, yolculuk boyunca iki kez tecavüz edilmiş. Birinde tecavüzcüler onu çölde çırılçıplak terk etmiş. Somali kültüründe bazen tecavüz kurbanı kadın suçlanıyor. Ama belki de böyle çok kadın aynı acımasızlığa kurban gittiği için, şimdi bu durum çok yaşanmıyor. Kocasının kendisini boşamayacağını söyleyen 20 yaşındaki kadın, "Kocam beni hâlâ seviyor" dedi. Evli olmayan kadınların uğradığı tecavüzler, sıklıkla yırtılma ve fiziksel yaralanma içeriyor. Çünkü Somali'de kızlara genelde, infibülasyon denen ve cinsel organın dış kısmının kesilip dikenle dikildiği ölçüsüz bir sünnet uygulanıyor. Neredeyse tümü Somalili olan ve Somali tarafındaki El Şebab örgütünden korktukları görülen haydutlar, çok az polisin bulunduğu seyrek nüfuslu Kenya tarafında cezalandırılma korkusundan uzak hareket ediyor. Yardım grupları, yolculuğun son safhasından kurtarmak istedikleri mülteciler için sınır yakınına araç gönderiyor. Bu işe yaradı, ama araçlar herkesi kurtaramıyor. Açık çözümlerden biri, sınırda kabul merkezleri kurup mültecileri Dadaab'a otobüsle götürmek. Ama Somali'den daha fazla mülteci gelmesinden korkan Kenya, bu fikri benimsemiyor. Kenya'yı hırpalamak haksızlık olur çünkü o, uluslararası standartlar açısından kendi üzerine düşeni yaptı ve Somalili mültecilere gayet konukseverce davrandı. Kenya hiç kimseyi Dadaab'dan geri çevirmiyor. Bu yüzden Dadaab şimdiden Kenya'nın en büyük üçüncü şehri oldu. Yine de gerçek değişmiyor: Kenya toplu tecavüzü ve şiddeti engellemek için yardım kuruluşlarının Kenya-Somali sınırında kabul merkezleri açmasına izin vermeli. Amerikalılar şefkat yorgunluğundan mustarip ve bu da beni son konuya götürüyor. Dadaab'da daha önce yazdığım bir yazıda, iki çocuğunu açlıktan kaybeden ve üç çocuğunun daha ölmesinden korkan sekiz çocuklu bir babadan bahsettim. Birçok okurum açıkça, erkekler sekiz çocuk yaparken yardımın yararsız olduğu şeklinde tepki verdi. Onlara göre Somalilileri kurtarmak sulu gözlü bir duygusallığı yansıtıyor ve yiyecek miktarından daha hızlı artan nüfusun tabi olduğu Malthusçu kısıtlamaya ters düşüyor. Bu görüş hem itici hem de yanlış. Genelde aile planlamasının gerekliliği konusunda yazıyorum, ama Somalililerin sekiz çocuk yapmasının bir nedeni de bunların birkaçının ölebileceğini bilmeleri. Şimdi hayatları kurtarıp ebeveynlere çocuklarının ölmeyeceği güvenini verirsek, çocuk sayısı azalır. Aynı şekilde, kızları eğitirseniz daha az çocuk yaparlar. Dünyanın her yerinde olan da bu: Hindistan'da kadınlar halen ortalama 2.6 doğum yapıyor. Bu sayı 1950'de yaklaşık 6'ydı. Bu eğilim, çocukları ölüme terk etmek değil aile planlamasını ve kızların eğitimini desteklemek için bir neden. Açl ık çeken çocuklardan, annelerinin eğitim veya doğum kontrolü imkânı olmadığı için yüz çevirmemeliyiz. Hepimizin kazandığı doğum piyangosunu kaybettikleri için Somalilileri ölüme terk etmek canavarlık olur.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.