Pazartesi 03.10.2011

Nükleerden Vazgeçen Almanya'da Elektrik Kesintisi Korkusu

Nükleer reaktörlerinin yarısını neredeyse aynı anda kapatan Almanya, ciddi elektrik kesintisi olasılığına karşı hazırlanıyor. Nükleer santral ler yı l lardır Almanya'nın elektriğinin dörtte birini karşılıyor. Ama dünyanın öbür ucundaki Japonya'nın Fukuşima santralinin radyasyon sızdırmasına yol açan tsunami ve depremden birkaç gün sonra hükümet, Almanya'nın en eski 17 reaktöründen sekizini kapattı. Ardından, elektriği nükleer dışı kaynaklardan sağlamayı ve giderek yenilenebilir enerjiye odaklanmayı amaçlayan yeni planla birlikte meclis, nükleer santralleri temelli kapatma kararı aldı. Kalan 9 santral 2022'ye dek kapatılacak. Avrupa'nın en büyük mühendislik şirketi Siemens, artık yeni nükleer santral kurmayacağını açıkladı. Ülkenin tüm nükleer elektrik santrallerini inşa eden Siemens, bu strateji değişikliğine giden ilk büyük şirket. Almanya'daki elektrik üreticileri, elektrik arzını sağlama almaya çalışıyor. Bu kış ışıklarının yanacağından ve montaj hatlarının çalışacağından emin olmak isteyen tüketiciler ve şirketler kaygılı. Almanya'nın saygın Karlsruhe Teknoloji Enstitüsü'nden başmühendis Joachim Knebel, "İleride nükleer enerji olmadan idare edebileceğimize eminim, ama bu çok ani oldu" diyor. Knebel Almanya'nın, Fransa ve Çek Cumhuriyeti'nden elektrik ithal ederek bu politika değişikliğinden zarar görmediğini söylüyor. Fransa ve Çek Cumhuriyeti elektrik üretiminin çoğunu nükleerden sağlıyor. Bu planın küresel ısınmayı dizginleme çabalarını geri plana atacağına dair endişeler de var. Dünyanın dördüncü büyük ekonomisi, nükleer yerine kirli kömür santrallerine ve Rusya'nın güvenilmez doğalgazına dönerek, muhtemel bir tehlikenin yerine hakiki bir tehlikeyi göze almış olmuyor mu? Uluslararası Enerji Kurumu Gaz, Kömür ve Elektrik Piyasaları Birimi Başkanı Laszlo Varro, "Nükleerden vazgeçmek, iklim politikası açısından çok kötü bir gelişme. İklim mücadelesini kaybetme ihtimalimiz var ve nükleer seçeneğinin iptali, işleri gereksiz yere çok daha zorlaştıracak" diyor. Hükümet enerji veriml i l iğini geliştirmeye, yeni ve temiz enerji kaynaklarına ve iletim hatlarına büyük yatırımlar yapacağını belirtiyor. Ayrıca şu ana kadar elektrik kesintisi olmadı. Şu anda Almanya'nın elektrik üretiminin yüzde 17'si yenilenebilir enerjiden sağlanıyor. Hükümet bu oranın 10 yıl içinde iki kat artacağını hesaplıyor. Kıyıdan uzaktaki rüzgâr türbinlerinin tam hızla döndüğü günlerde, Almanya'nın yenilenebilir kaynaklardan ürettiği elektrik miktarı, kullanım miktarını geçiyor. Almanya reaktörleri kapatmadan önce, Avrupa'nın en büyük enerji ihracatçısıydı. Alman Federal Çevre Ajansı genel müdürü ve enerji ve çevre alanındaki önemli karar alıcılardan Harry Lehmann, hazırlanmasına yardım ettiği yol haritasıyla ilgili "Toplam 133 gigavatlık üretim kapasitesi, nükleer santralleri kapatma konusunda gerçekten geniş bir hareket alanı bırakıyordu" diyor. Ülkenin genelde 80 gigavat civarındaki elektrik talebini karşılamak için yaklaşık 90.5 gigavatlık bir üretim kapasitesi gerekiyor. Bu yüzden, Almanya 25 gigavatlık nükleer enerjinin eksikliğini hissetmeyecek. Plana göre 2020'ye dek 23 gigavat kapasiteli doğalgaz ve kömür santralleri kurulacak. Çünkü yenilenebilir enerji tesisleri hava sakinken veya gökyüzü bulutluyken tam kapasite çalışamıyor. Enerji uzmanları, elektriği depolama veya aktarma kapasitesinin de sınırlı olduğunu da belirtiyor. Hükümetin tahminine göre elektrik fiyatı her yıl yüzde 5'ten az (hane başına 50-60 dolar arası) artacak. Ama Phi lippsburg Belediye Başkanı Stefan Martus, kirli enerji santrallerinin telafisi için alınan ruhsatların fiyatı öngörülemediğinden, enerji maliyetlerinin daha çok artabileceğini düşünüyor. Uluslararası Enerji Kurumu'na göre Almanya veya herhangi başka bir ülke, nükleer enerji olmadan salınımları makul bir maliyetle düşüremez. Kurum ayrıca, elektrik kullanımının gelecek on yılda fazladan yüzde 10 azalacağı tahminine kuşkuyla yaklaşıyor. Ülkede bolca yenilenebilir enerji üretiliyor, ama enerji şirketlerine göre üretim her zaman mümkün değil. Kuzey Almanya'da kıyı rüzgârı ve kömür yatakları var. Mercedes, BMW ve Audi'nin faaliyet gösterdiği güneyde ise, nükleer hariç bol bir enerji kaynağı yok. Ayrıca Almanya'nın elektrik şebekesi, elektriği uzak mesafelere taşıyan yüksek voltajlı iletim hatlarından yoksun. Almanya çoktandır biyoyakıt ve güneş enerjisi tesislerine yatırım yapıyor. Ama güneş enerjisi üretimi hâlâ pahalı ve büyük mevsimsel değişiklik gösteriyor. Elektrik şirketleri, özellik le Almanya'nın "temiz" enerji alımına öncelikle vermesi nedeniyle, kayıp nükleer kapasiteyi geçici olarak karşılamak için gaz ve kömür santrali kurmaya hâlâ isteksiz. Almanya'nın en büyük dört elektrik şebekesi işleticisinden Amprion'un iletim sistemleri birimi başkanı Joachim Vanzetta, şirket şebekesinin 81 bin megavatlık talebe karşılık 84 bin megavat elektrik sağlayacağını söylüyor. Bu yetersiz bir emniyet payı. Eskiden Avrupa şebekesinden elektrik alınabilirdi. Ancak elektrik sıkıntısı genel. Fransa kışın Almanya'dan aldığı elektrikle idare ediyor. Vanzetta, "Günlerce rüzgâr ve güneş olmazsa ve dışarıdan da enerji alamazsak, elektrik kesintisi tehlikesi belirir" diyor.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.