En Havalı Öğrenciler Bilgisayar Öğrenir

Keila Fong, Yale Üniversitesi'ne geldiğinde daha önce bilgisayar bölümü üzerine pek fazla kafa yormamıştı. Fakat geçen yıl kampüsteki herkes "Sosyal Ağ" adlı film hakkında konuşmaya başlayınca, o da kendisini benzer bir şeyler kurarken ve belki, sadece belki, geleceğin Facebook'u olabilecek bir işe girişirken hayal etmeye başladı. Yale'deki yeni bilgisayar bilimi programında uzmanlaşmaya karar veren bir genç olan Fong, "Geleceğin Mark Zuckerberg'i olmak çok büyüleyici bir şey haline geldi ve heskes iyi fikirleri olduğunu düşünmeyi ister" diyor. Zuckerberg'in diğer teknoloji efsaneleri gibi bilgisayar eğitimi görmemiş, hatta üniversiteyi bile bitirmemiş olmasının önemi yok. Bilgisayar bilimi programlarına kaydolmak ve buralardan diploma almak, Başkan Obama dâhil olmak üzere tüm yetkililerin teknoloji ve yenilik konusunda Amerika'nın rekabet gücünün azaldığına dair endişelerine rağmen, on yıllık bir düşüşün ardından tekrar revaçta. Ve eğitimcilerle teknoloji uzmanları, bu durumu kısmen Hollywood'un teknoloji dünyasını yansıtma biçimine, kısmen de geçen Perşembe ölen Apple'ın yaratıcısı Steven P. Jobs ve Zuckerberg gibi, öğrencilerin her gün kullandığı ürünleri yapan ünlü müteşebbislere bağlıyor. Stanford Üniversitesi'ndeki Bilgisayar Bilimi Bölüm Başkan Yardımcısı Mehran Sahami, 1957'de fırlatılan ve ABD'yi uzay yarışına girmeye zorlayan Sovyet uydusuna referansla, "Bu ulusal bir çağrı, bir Sputnik anı. Öğrenciler Facebook ya da Google kullanıyorlar ve bunları yaratan insanların kendilerinden hiç de farklı olmadıklarını düşünüyorlar" diyor. Teknoloji sektörünün artan prestijini avantaja dönüştürmek üzere aralarında Stanford, Washington ve Güney California'nın da bulunduğu Amerikan üniversiteleri, iPhone ve Facebook takıntılı öğrencileri çekmek ve bilgisayar bilimcisini bodrum katında kodlar yazan bir bilgisayar delisi gibi tasvir eden imajı yıkmak üzere bilgisayar bilimi müfredatlarını yeniledi. Bilgisayar bilimi ya da mühendisliği alanında pek iddialı olmayan Yale gibi üniversiteler bile artık anı yakalıyor. En iyi mühendislik fakültelerinin dekanları, mühendisliği pazarlamanın imkânlarını yaratmak üzere görüşmelere başladı. Yeni müfredatlar, geçmişin daha ziyade teori ağırlıklı müfredatlarından uzak bir dünyaya, bilgisayar bilimini kullanan finans ve dilbilim gibi kariyerlerin genişliğine ve mühendisliğin iPhone uygulamaları, Pixar filmleri ve robotlar gibi pratik sonuçlarına vurgu yapıyor. Güney California Üniversitesi'nde bilgisayar bilimi mastırında oyunlar üzerine eğitim veren GamePipe Laboratuvarı'nın başındaki Michael Zyda, "Eski moda bilgisayar bilimi, 'Size bir dizi temel bilgi vereceğiz ve bunlar kalıcı olacak, ama nasıl uygulandıklarını anlatmayacağız' şeklindeydi" diyor. Yenilenen derslerle birlikte, üniversitedeki bilgisayar bilimi bölümüne kayıtlar, 2006'da 25 iken geçen yıl 120'ye yükseldi. Federal istatistiklere göre, ortalama istihdam artış oranının iki katına yakın istihdam artışının yaşandığı teknoloji sektörü, Amerikan ekonomisinin birkaç parlak alanından biri. Ve üniversiteler meraklı öğrencilere eğitim vermek üzere yeterli kaynak ya da öğretim görevlisine sahip olmadıklarını söylüyorlar. Öte yandan bilgisayar bilimi derecelerinde kadınların payı geçen yıl yüzde 2.5 artarak yüzde 14'e ulaşmış olsa da, programlar kadınları ve çeşitli azınlıkları çekmede ne yazık ki geri kalmış durumda. Bilgisayar bilimi öğrencilerinden yana hiç eksiklik çekmemiş olan Stanford'da, öğrencilerin yapay zekâ gibi bir alan seçmelerine imkân veren 2008'deki yeni müfredatın ardından bölüme kaydolanların sayısı iki katına çıktı. Washington Üniversitesi'nde bilgisayar bilimine giriş dersine kayıt sayısı bin 700'e ulaşarak rekor kırdı. Harvard Üniversitesi'ndeki bilgisayar bilimine giriş dersinde öğrenci sayısı beş yılda dört kat arttı. Öğrencileri cekmek için, Yale'in bilgisayar bilimi profesörleri ön koşul gerektirmeksizin öğrencilerin bir Pixar filminin teknik temellerini öğrenebileceği bilgisayar grafikli seminerler veriyor. Profesör Julie Dorsey, "Tarihsel olarak bu bölüm çok teori ağırlıklıydı, ama son birkaç yıldır müfredatı genişletiyoruz" diyor. Diğer öğrencilerle birlikte Fong, şimdiden Yale'deki yurtlara gıda ürünleri dağıtan Closer Grocer adlı bir ağ kurmuş bile. Fong, "İnsanlar eskiden adeta baltalayıcı bir şekilde buna maruz bırakılıyordu, mesele birilerinin sana, 'Program yazmalısın, çünkü bir mühendis olabilirsin ve gelecekte bunu yapabilirsin' demesi değil" diyor ve ekliyor: "Mesele, 'Bu sorunu çöz, bunu kur ve bu robotu A noktasından B noktasına yürüt' demek ve buna bağlı beceri silsilesini kazanmanız" diyor.