Pazartesi 14.11.2011

Sınırları Zorlayan Yazar

Romancı Murong Xuecun geçen yıl ilk edebiyat ödülünü almak için başkentte düzenlenen bir törene geldiğinde, elinde bir kâğıt vardı. O kâğıt o güne kadar yazdığı en kışkırtıcı sözlerden bazılarını içeriyordu. Sansürün neden olduğu hastalıklar üstüne düşündürmek istiyordu Murong. "Çin'de edebiyat akli bozukluk belirtileri gösteriyor" demeyi planlıyordu. "İğdiş edilmiş bir edebiyat bu. Ben inisiyatif sahibi bir hadımım, cerrah daha neşterini kaldırmadan kendimi iğdiş ediyorum." Törenin organizatörleri onu böyle bir konuşma yapmaktan men etti. Murong da kürsüye çıktığında ağzına fermuar çekme hareketi yaptı ve tek kelime etmeden indi. Çok satan ve hepsi de kıyıcı bir sansürden geçen üç romanıyla yaptığının aynısını yaptı sonra. Konuşmasını dokunulmamış haliyle internette yayınladı. Ve hayranları akın edip hemen okudular. Murong Xeceun'un gerçek adı Hao Qun. 37 yaşındaki romancı, son on yılda interneti akıllıca kullanmaları sayesinde yayın dünyasında ses getiren Çinli yazarların en ünlülerinden biri. Murong'un şiddet ve nihilizmle yoğrulmuş müstehcen kitapları, Çin'in hızla büyüyen şehirlerinde rüşvet alıp veren, kavga dövüş eden, i çen, k umar o ynayan v e f ahişelerle düşüp kalkan işadamı ve kamu görevlilerinin hikâyelerini işliyor. Çin gibi bir ülkede bu tür kitapların basılması, bir zamanlar devletin özenle kontrol ettiği bir sektörde piyasanın nasıl etkinlik kazandığını gösteriyor. Fakat Murong'un yazdıkları ister istemez sansüre takılıyor. Yazar devletin gözünde bir "söz suçlusu", kendi gözünde de kendine uyguladığı sansür yüzünden bir "ödlek" olduğunu söylüyor. Asla yayınlanmayacağı kaygısıyla iki romanını daha yazım aşamasındayken yarıda bırakmış. "Sansürün en vahim sonucu, yazar üstünde bıraktığı psikolojik etki" diyor Murong. "İlk kitabım üstünde çalışırken basılıp basılmayacağı umurumda değildi. O yüzden istediğim gibi yazıyordum. Ama artık birkaç kitabım yayınlandı ve yazarken sansürün etkisini açıkça hissedebiliyorum. Örneğin, bir cümleyi kurarken bunu mutlaka silerler diye düşünüyorum ve yazmaya bile zahmet etmiyorum. En kötüsü işte sansürün bu çeşididir" diyor. Murong yaşadığı hüsranın etkisiyle Çin'de uygulanan sansürü en yüksek sesle eleştirenlerden biri oldu. geçen Kasım'da, Pekin'deki törende ağzını fermuarladıktan üç ay sonra da yasaklı konuşmasını Hong Kong'da yayınladı. Murong t icari b aşarısını i nternete b orçlu. Sıkıca denetlenen basılı sektörün dışındaki bu ortamda sanatını icra etmenin ve bir hayran kitlesi oluşturmanın yollarını buldu. Hem bir blogda, hem de Twitter'a benzer bir mikroblog hesabında siyasi konular hakkında yazıyor. Romanlarını internet ortamında farklı takma adlarla bölümler halinde veya parça parça yayınlıyor. Bir kitabı bitirince bir yayıncıyla sözleşme imzalıyor. Kitaplarının sansürlü basımı para kazandırsa da eserleri internette daha eksiksiz haliyle yayınlanıyor. Devlete bağlı Uluslararası Çin Radyosu 2004'te Murong'un ilk ünlü romanını "siber âlemde bir çığır açıcı" olarak takdim etmişti. Ancak öykünün geçtiği Chengdu kentinden yetkililerse kıyameti koparmışlardı. Roman sansürsüz haliyle İngilizceye çevrilmiş ve 2008'de prestijli Man Asian Edebiyat Ödülü'ne aday gösterilmişti. Murong, internette çevrimiçi yazmakla ilgili olarak, "Çok eğlenerek yaptığım bir şey" diyor. Çevrimiçi denetimin uygulandığı internet de yazarlara tam bir özgürlük sağlamıyor. Yine de Çin yayıncılığı, yeni seslerin yükselmesine imkân tanıyan bu ortam sayesinde adeta bir devrim yaşadı. Yayıncılar burada yeni yetenekler keşfediyor ve basmak istedikleri kitapların telif haklarını satın alabiliyor. Bu alanda özellikle Annie Baobei, Ning Caishen ve Li Xunhuan'ın romanlarına aracılık eden Rongshuxia adlı site etkili oldu. Li Xunhuan takma adıyla yazan Lu Jinbo önde gelen yayıncılardan biri olarak bugün Murong'a destek veriyor. Çin'deki Penguin yayınevinin idari müdürü Jo Lusby, "Edebiyatta 2005'ten itibaren gördüğümüz akımların hepsi, ama hepsini internet yarattı" diyor. Murong'un dört romanı ve araştırmacı gazetecilik üstüne bir çalışması var ve bunların hepsi de Çin'in hızla büyüyen kentlerindeki şirketlerde, hukuk danışmanı gibi türlü mevkilerde geçirdiği yıllara dayanıyor. Başlangıçta hobi olarak yazıyor ve hikâyelerini dergilere gönderiyormuş Murong. Fakat hep reddedilmiş. Sonra çalıştığı kozmetik firmasının dâhili internet forumuna denk gelmiş. Amatörlerin şiir, kısa öykü ve tefrika halinde çıkardığı romanları görmüş. "'Benim Pekin'im' adında bir roman bana ilham verdi. Öyle bir şeyi kendim de yazabileceğimi düşündüm" diyor Murong. İnternette yazmak demek, sansür perdesinden önemli ölçüde sıyrılmak demekti. Basılı dünya ise çok farklıydı. Nitekim Murong, Chengdu adlı romanını yayınlamak için sözleşme imzaladığında 10 bin kelimesini çıkarmak zorunda kalmıştı. Fakat kitap basıldıktan sonra sansürsüz nüshayı internete verdi. "Bu beni daha özgür hissettirdi" diyor Murong. Bazı yazarlar kitapları internete sansürsüz vermenin faydasına şüpheyle yaklaşıyor. Hong Kong ve Tayvan'da çıktığı halde Çin'de yasaklanan "Şişko Yıllar" adlı aykırı ütopyanın yazarı Chan Koonchung, romanının haber medyası veya başka bir zeminde tartışılamadığını, o yüzden de onu Çin'de çok az kişinin internetten okuyacağına inandığını söylüyordu. "Hangi satırların sorunlu olduğunu biliyordum" diyen Murong'sa ikinci kitabında kendini kısıtlamaya başlamış bile. Roman kahramanlarını 1989'da, Tiananmen Meydanı'ndaki gösterilerde bulunmuş kişiler olarak tasarlamış başta. Fakat sonra "dokunulmaz kırmızı çizgiyi" aşamamış. Kitabın eksiksiz hali internette mevcut. Murong, "Artık bendeki otosansür eğiliminin farkındayım ve yazarken bunu telafi etmeye çalışıyorum. Asıl yazdıklarımın yanında 'temiz' bir nüsha da çıkarabiliyorum" diyor. Yayıncılarla olan dostluğu yüzünden bazen sansüre boyun eğdiğini belirtiyor yazar. "Arkadaşlarımın sorun yaşamasını istemiyorum. Bir şeyin riskli olduğunu söylüyorlarsa veya işlerini kaybedebileceklerse istediklerini silmelerine göz yumuyorum" diyor. Sansürle ilgili en büyük çilesini, "Çin: Çaresizliğin Pençesinde" adlı son kitabı için çalıştığı editörüyle yaşamış. Kitap geçen yıl büyük destekle yayınlandı. Mao'nun eş kurucusu olduğu Halkın Edebiyatı dergisi ona ödül verdi. Fakat 23 gün boyunca kimlik değiştirerek bir saadet zincirini araştırdığı ve belge topladığı kitabın yayın süreci çetin pazarlıklara konu olmuş. "Çin halkı" ifadesinin bile "bazı insanlar" ile değiştirilmesi gerekmiş. Murong editöre bağırmış, bir fincanı yere çarpmış, evindeki duvarları yumruklamış. "2008'de acı da olsa sansüre dayanabiliyordum. Ama 2010'da artık tahammülüm kalmadı" diyor Murong. Editör Zhang Jingtao'ysa "kitabı toplumumuza ve zamanımıza uyumlu hale getirmek" istediğini söylüyor. "Benim işim zaten ideolojik kalite kontrolü" diyor. Murong geçen Kasım'da, Halkın Edebiyatı ödül töreninde yapacağı konuşmayı sekiz saatte hazırlamıştı. "Tek gerçek, gerçeği konuşamadığımızdır. Geçerli olan tek bakış açısı, h içbir bakış açısını i fade edemediğimizdir" diye yazmıştı. Konuşması 4 bin kelimeydi. Fakat bir tanesi bile ağzından çıkmadı.

EDWARD WONG

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.