Sevimli Koalalar Yeni Bir Tehlikeyle Karşı Karşıya

Avustralya'nın en değerli canlılarından biri olan koalanın geleceği tehlikede. Avustralya'nın kuzeydoğu kesimindeki büyük Queensland eyaletinde yapılan araştırmalar, 2001'den 2008'e kadar koala nüfusunun kentsel bölgelerde yüzde 45, kırsal arazilerde ise yüzde 15'e kadar düştüğünü gösteriyor. İklim değişikliği ve doğal yaşam alanlarının kaybolması koalaları ve kuşlardan kurbağalara, kanguru ve valabi (küçük bir kanguru türü) gibi keselilere kadar Avustralya'daki diğer hayvanları etkiliyor. Ancak bilim insanlarını koalanın geleceğiyle ilgili asıl endişeye düşüren, bakteriyel bir enfeksiyon. Beerwah'taki Avustralya Vahşi Yaşam Hastanesi'nden Veteriner Doktor Amber Gillett, "Sinsi bir katile benzeyen bu hastalık , Queensland'deki koala nüfusunu yok edebilir" diyor. Bu katil , insanlarda cinsel hastalıklara yol açan bir bakteri topluluğu olan klamidyalar. Son araştırmalara göre, klamidyalar yüzünden Queensland'deki vahşi koalaların yüzde 50'sinde hastalık belirtileri görülüyor. Kalanların çoğunun da herhangi bir belirti göstermemelerine rağmen bakteri taşıdığı düşünülüyor. Doğum, cinsel ilişki ve bazen de kavga sırasında bulaşan bakterilerin iki türü var ve bunların ikisi de insanda görülen bakteriye benzemiyor. Bakteri türlerinden biri diğer canlı türlerine de s ıçrayabiliyor ama ş imdiye d ek koaladan insana ya da insandan koalaya sıçradığına dair herhangi bir kanıta ulaşılmadı. Klamidyalar, körlüğe neden olabilen göz enfeksiyonları, solunum enfeksiyonları ve dişi koalaları kısır bırakabilecek kistler gibi çeşitli hastalıklara yol açabiliyor. Bu salgın, koalaların çoğuna koala retrovirüsünün bulaştığı Queensland'de bilhassa şiddetli oldu. Bu retrovirüs, bağışıklık sistemini baskılayan ve klamidyayla mücadele etme yeteneğini azaltan, HİV benzeri bir enfeksiyon. Gillett, vahşi koalalarda klamidyayı tedavi etmenin son derece zor olduğunu söylüyor.Koalaların küçük bir azınlığının tedavi edilip doğaya bırakılabildiğini belirten Gillett, hastalık kapan dişilerin çoğunun kısır kaldığını ve bu yüzden türün tehlike altına girdiğini söylüyor. Retrovirüse karşı hiçbir tedavi yok ancak araştırmacılar klamidyanın bulaşmasını önleyebilecek bir aşı üzerinde çalışıyor. 2010 yılında Amerikan Üreme İmmünolojisi Dergisi'nde yayımlanan bir araştırma, aşının sağlıklı dişi koalalarda güvenli ve etkili olduğunu ortaya çıkardı. Aşının virüs kapmış koalalarda denenmesiyle ilgili çalışmalara devam ediliyor. Klamidya aşısını test etmeye yönelik çalışmalara önderlik eden Queensland Teknoloji Üniversitesi'nden Profesör Peter Timms, aşının vahşi koalaların ardından hayvanat bahçelerinde yaşayan koalalarda da test edilmesi için önümüzdeki yıl bir deney daha yapılacağını söylüyor. Her şey yolunda giderse, aşıyı daha büyük bir kesime dağıtmaya yönelik planlar hayata geçirilebilir. Timms, aşının tamamen güvenilir ve etkili olduğu anlaşılırsa, yerleşime açık yerler ve yollara sınırı olan araziler gibi koalaları yakalamanın ve serbest bırakmanın pratik olacağı bölgelere odaklanmayı öneriyor. Timms vahşi koalaları aşılamayı daha kolay hale getirmek için, aşının tek doz halinde uygulanacak bir versiyonu üzerinde de çalışıyor. Yapı lacak şeylerden biri, aşı dağıtımını her yıl arabalar ya da köpekler tarafından yaralandıktan sonra bakım merkezlerine getirilen binlerce koalanın tedavisinin rutin bir parçasına dönüştürmek olabilir. Çoğu uzman bu aşının koalaların daha uzun yaşaması açısından önemli bir adım olabileceğini söylüyor. Tedavi edilirlerse, kolalaların karşılaştığı diğer sorunlara da eğilmek için zaman olabilir. Gillett, "Yaşam alanlarıyla ilgili sorunlar, köpek saldırıları ve araba kazaları şiddetli klamidya vakalarıyla bir araya geldiğinde, koalalar için son derece korkunç sonuçlar ortaya çıkıyor" diyor.

KAREN BARROW