Pazartesi 16.04.2012

'Dövüş Kulübü' Neslinin Yeni Kahramanları

Karma dövüş sanatlarıyla büyümüş bir nesil için, kötü bir şöhrete sahip bu sporlar erkekliğin en uç göstergesi oldu. "Raw Combat, the Underground World of Mixed Martial Arts" isimli kitabın yazarı 41 yaşındaki Jim Genia, "Karma dövüş sanatları günümüzde, bir savaşçı olmanın tüm gereklerini kapsayan tek spor dalı. Boks artık sokakların en iddialı, en kötü sporu değil. Yıllardır da öyle sayılmıyor" diyor. Kısa adı MMA (Mixed Martial Arts) olan karma dövüş sanatları, 1993 yılında Brezilya'dan ABD'ye getirildiğinde, kuralları olmayan, şiddete dayalı birer dövüş türü olarak görülüyordu. Ultimate Fighting Championship (UFC) isimli dövüş şampiyonasının ilkinde bir sumo güreşçisi Hollandalı bir kickboksçuyla karşı karşıya geldi. Sumocunun iki dişi ayağına saplanan kickboksçu maçı kazandı. Eleştirmenler, "kafes dövüşü" de denilen sporun, horoz dövüşünden bir farkı olmadığını söylüyor. Dünyanın dört bir yanında müsabakalar düzenleyen UFC, bugün 150 ülkeye, 22 dilde televizyon yayını yapıyor. Brezilyalı orta sıklet şampiyonu Anderson Silva ile Amerikalı rakibi Chael Sonnen'ı haziran'da Rio de Janeiro'da karşı karşıya getirecek rövanş maçının, 55 bin kişi tarafından izlenmesi bekleniyor. Karma dövüş sanatlarıyla ergenliğe adımını atan bir nesil için dövüş sanatları, boksun bir zamanlar babalarına ve büyükbabalarına ifade ettiği şeyleri temsil ediyor: Erkekliğin, dayanıklılığın ve cesaretin en uç göstergesi. Karma dövüş sanatlarının arkasında yatan fikir şu: Dövüşçü, rakibini saf dışı bırakmak için istediği dövüş stilini (jujitsu, karate, boks, güreş) kullanabilir. Dövüşçülerin taktığı eldivenler çok ince ve maçlar kimsenin dışarı düşmemesi için kafesin içinde yapılır. Dövüş sporu meraklılarına göre maç sonunda o kadar kanlı bir manzara ortaya çıkıyor ki, kimin daha iyi dövüştüğüyle ilgili kafalarda tek bir soru işareti bile kalmıyor. Floridalı 19 yaşındaki öğrenci Chris Groves, "Eğer boks çocuk oyunuysa, bir de karma dövüş sanatlarını deneyin derim. Gerçek dövüş odur" diyor. Çoğu ebeveyn, çocuklarının dövüş sporlarına olan saplantı boyutundaki ilgisi karşısında şaşkınlık yaşıyor. Bazıları bu ilginin gişelerde pek de başarı sağlayamayan ancak etkisi büyük olan 1999 tarihli "Fight Club" (Dövüş Kulübü) filminden kaynaklandığını söylüyor. British Columbia'dan Jan Redford, şu anda 20 yaşında olan oğlu Sam'in, dövüş sanatlarıyla 15 yaşındayken film ve filmin akranları arasında popüler olması sonucunda ilgilenmeye başladığını söylüyor. Redford, "Bence ana fikir anne babayı şoke edip istediklerinin tam tersini yapmak. Oğlum bana bu kafes dövüşünü izlettirmeye devam etti. Her seferinde dehşete kapıldım" diyor. Bazı ebeveynlerse durumun o kadar da vahim olmadığını düşünüyor. New York'ta yaşayan 42 yaşındaki Tim Parrott, 10 yaşındaki oğlu Max'in üç sene önce bir UFC maçını televizyonda izledikten sonra dövüş sporlarına ilgi duymaya başladığını söylüyor. Dövüşçülerle ilgili olarak, "Onlar çocukların yeni süper kahramanları. İnsanlar artık Sugar Ray Leonard (1980'lerin ünlü boksörü) olmayı hayal etmiyor" diyor. New York Syracuse Üniversitesi'nde popüler kültür üzerine araştırmalar yapan Profesör Robert Thompson, erkek öğrencilerinin çoğunun dövüş sanatlarıyla ilgili makaleler yazmak istediğini söylüyor. Bunlar genelde çalışkan öğrenciler oluyor. Thompson, "Zeki ve genç insanlar dövüş sanatlarına artık burun kıvırmıyor" diyor. "Dövüş Kulübü"nün kendi erkekliklerine yabancılaşmış bir genç nesil açısından manifesto niteliğinde olduğunu kabul ediyor. "Film, onlara hitap etti. Kendilerini filme göre yeniden şekillendirdiler" diyor. Ancak 35 yaşın üstündekiler için, karma dövüş sanatlarının popülerliği halen gizemini koruyor. Bunun nedeni, karma dövüş sanatlarının Amerika'daki geçmişi. MMA çoğu eyalette yasaktı ve kablolu televizyonların kanlı maç görüntülerini yayınlamayı reddetmesi sebebiyle televizyonlarda yer almadı. Maçlar yıllar boyunca neredeyse hiçbir kural olmaksızın oynandı. Yasak, sporun popülerliğini artırdı. 1990'larda meraklıları birbirleriyle dövüş videoları değiş tokuş ederdi. Bu değiş-tokuş ağı, MMA'in kendisiyle aynı dönemde ortaya çıkan internete taşınmasını sağladı. Genia, "MMA'in bu kadar genç bir spor olmasının bir nedeni, internet neslinin sporu olması" diyor. Geçenlerde New Jersey, Atlantic City'de yapılan bir karşılaşmada, 34 yaşındaki üçüncü sınıf öğretmeni Thomas Ettari, sporun neden bu kadar ilgi gördüğünü açıkladı. Ettari, "Bu spor, karşı karşıya gelip yumruklaşmaktan ibaret değil. Gerçekçi ve kuralları da var" diyor.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.