Pazartesi 01.10.2012

Kesin Çizgiler, Kırmızı Çizgiler ve Yeşil Çizgiler

Aung San Suu Kyi örnek alınmaya değer bir cesaret gösterdi.

Myanmar'ın demokrasi önderi Aung San Suu Kyi 19 Eylül'de buraya geldi ve kendisine Kongre Altın Madalyası sunuldu. "Bu yaşımda bana cesaret hakkında birkaç şey öğreten 'Leydi'" diyerek ona saygısını sunan Senatör John McCain'in konuşma metnini okuyunca derinden etkilendim. McCain konuşmasını Aung San Suu Kyi'nin şu ünlü özdeyişiyle bitiriyordu. "İnsanları güç değil, korku yozlaştırır. Güç sahipleri iktidarı yitirme korkusuyla, iktidara tabi olanlar da onun hışmından duydukları korkuyla yozlaşırlar". Gücün değil, gücü yitirme korkusunun yozlaştırdığı sözüne bayılıyorum. Zor ve tartışmalı konular hakkındaki gerçekleri insanlara açıklamaya cesaret e den l iderlerin b u k adar a z olduğu günümüzde ne kadar doğru ve geçerli. Aung San Suu Kyi ülkesi için 20 yılını verdi. Oysa birçok lider bir haber kuşağından bile vazgeçmiyor. Alçakça ve çocukça bir İslam karşıtı film yüzünden Kahire'de Müslümanlar ABD Büyükelçiliği'ne saldırıyor ve Mısır'ın yeni cumhurbaşkanı, Müslüman Kardeşler'den Muhammed Mursi başlangıçta saldırganları kınamaya da, Amerikan diplomatik misyonunu korumaya da yanaşmıyor. Mursi'nin harekete geçmemesi halinde Mısır'ın tek kuruş dış yardım alamayacağını ima ettiğine kuşku duymadığım Başkan Obama'nın öfkeli telefonundan sonra Mısırlı lider büyükelçiliğe yapılan saldırıyı kınıyor. Müslüman Kardeşler'den yetkililerse Mursi'nin bir yandan diplomatik gereklilikler, öbür yandan seçmen tabanını yabancılaştırmama veya daha katı çizgideki Selefilerin gerisine düşmeme isteği arasında kaldığını açıklıyorlar. Kusura bakmasınlar ama yönetmek, tercih yapmaktır. Bu ikilem hayra alamet değil. Fakat sırça saraylardaki insanlar için ne dendiğini biliyorsunuzdur... Temsilci Michele Bachmann Temmuz'da, Dışişleri Bakanı Hillary Clinton'un üst düzey bir yardımcısı da dâhil, ABD'de devlete çalışan Müslümanlar aleyhine bir kampanya başlattı ve Amerika'daki ulusal güvenlik birimlerinin şeflerine, Müslüman Kardeşler'in federal hükümete sızıp sızmadığını sordu. Senatör McCain de, Temsilciler Meclisi sözcüsü John Boehner de bu siyasi amaçlı cadı avından ötürü Bachmann'ı sert bir şekilde eleştirdiler. Ancak Meclis'teki çoğunluk lideri Eric Cantor aynısını yapmadı. Kurnaz Cantor belli ki rakibi Boehner'e karşı Cumhuriyetçi tabanda kendine avantaj sağlamak istedi ve CBS haberden Charlie Rose'a, Bachmann'ı anlamamız gerektiğini söyledi. "Sanırım ülkemizin güvenliği için kaygılanıyor". Tabii, Sayın Cantor, yıllar önce Senatör Joe McCarthy de bunun için endişeleniyordu. Öte yandan İsrail Başbakanı Bibi Netanyahu yüksek sesle, İran'ın nükleer programına karşı Amerika'nın bir "kırmızı çizgi" çekmesini, Tahran'a tam olarak hangi durumda saldıracağını açıklamasını istiyor. Fakat Amerika ondan Batı Şeria'da bir "yeşil hat" çekmesini, Yahudi yerleşimlerinin nerede biteceğini ve Filistin devletinin nerede başlayacağını açıklamasını istediğinde Amerikalı yetkililere bunu yapamayacağını söylüyor. "Koalisyonumu kaybederim" diyor. Demek Amerika İran'la savaş riskine girecek, ama Bibi Filistinlilerle bir anlaşmaya varılmasını kolaylaştıracak ve dünyanın gözünde İsrail'e (ve İran'la savaşa girmesi halinde ABD'ye) biraz daha meşruiyet ve sempati kazandıracak hiçbir adım atmaya yanaşmayacak. Çok teşekkürler. Obama geçen yı l vergi ve harcamalarda Boehner'le "büyük bir anlaşma" kotarmaya çalışırken kitaptaki tüm hataları işledi. Fakat şu soru hâlâ aklımdadır. Boehner, Obama 400 milyar dolar daha vergi isteyince masadan kalktığını söylemişti. O zaman neden ona, "Baştaki anlaşma şartlarına varım" demedi? Çünkü Obama'nın tamam demesinden çekindi. Boehner bunu ya Çay Partisi tabanına kabul ettiremezdi, ya da ettirmeye çalışırken sözcülüğünden olurdu. O yüzden denemedi bile. Obama'ya gelince, en iyi hamlelerini politikadan korkmadığında yaptı. Örneğin, Usame bin Ladin'i etkisiz hale getirirken, herkese sağlık güvencesi verirken ve bankacıları hapse atmak yerine bankaları kurtarmayı yeğlerken. En kötü hamleleri de politikaya öncelik verdiğindeydi. Bütçe açığına karşı Simpson-Bowles planını reddetmesi, pısırık diyecekler korkusuyla Afganistan'daki güçleri takviye etmesi ve konuşmalarından "iklim değişikliği" sözünü çıkarması gibi. İçimde bir ses, küresel liderlik kıtlığının böyle devam edemeyeceğini söylüyor. Dünya artık o kadar iç içe geçti ki, bir ülkedeki liderlik zaafı diğerlerini de etkiliyor. Euro krizini, İsrail-İran çekişmesini, Çin'deki çevre kirliliğini düşünün. Yeryüzündeki iki büyük ıslah edici gücün (piyasa ve Tabiat Ana) on yıl daha boş oturacağını, dev bütçe açıklarına ve karbon fazlalıklarına göz yumacağını da sanmıyorum; üstün bir liderlik kabiliyetinin devreye girmesini gerektirecek ağır cezalar bize bir gün mutlaka kesilecektir. O yüzden Myanmarlı Leydi'ye sadece bir madalyayla değil, onun izinden giderek saygımızı göstermeliyiz.
THOMAS L. FRIEDMAN

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.