Pazartesi 28.01.2013

Daha Sessiz Bir Küresel Strateji

Barack Obama başkanlıkta dokuzuncu ayını doldurmadan Nobel Barış Ödülü'nü almıştı. Sebebi de ırak savaşını sona erdirmek, Afganistan'daki "zorunlu savaşı" kazanmak, nükleer silahların kaldırılmasına çalışmak, iklim değişikliğinin üstüne gitmek ve Amerika'nın hasımlarıyla diyaloğa girmek için verdiği sözlerdi. Oysa ilk dönemine ait başarılar listesinde ırak dışında bir başlık görünmüyor. Bir başka deyişle, Başkan Obama Amerika'nın büyük stratejik rolünü yeniden tanımlamaya çalışırken bölük pörçük bir dünyaya çatmıştı. Artık Obama'nın başkanlıkta ikinci dönemi başladı. Ve yardımcılarıyla sırdaşlarının dediklerine bakılırsa o, Amerika'nın dünyadaki nüfuz ve imajını düzeltmek için açıkladığı büyük planın neredeyse ödülü alır almaz aksamaya başladığını çok iyi biliyor. Başkan şimdi baştaki planına dönmeye niyetli olduğunu gösteriyor, ama bunu daha soğukkanlı bir tarzda yapacağının ipuçlarını vererek. Acı tecrübeler (si lahlar ın sınırlandırılmasıyla ilgili çok mütevazı bir anlaşmayı bile ilk yılında Senato'dan geçirmek için yaşadığı güçlüklerden İran ve Kuzey Kore liderleriyle diyaloğa girme çabalarının hüsrana uğramasına; Mısır, Pakistan ve İsrail'e söz geçiremediğini anlamasına; ve Afganistan'ın büyük bir can ve kaynak israfı olduğunu anlamasına kadar) onu eski Cumhuriyetçi başkanlardan Dwight D. Eisenhower'ı hatırlatan bir stratejiye yöneltiyor. Obama bu stratejiyle dünya olaylarına sezdirmeden yön vermeye çalışacak; büyük anlaşmalara, büyük askeri müdahalelere ve büyük yardım programlarına çok başvurmayacak. Adını vermek istemeyen üst düzey ulusal güvenlik danışmanlarından birinin sözleriyle, "Eisenhower yaklaşımının cazibesi asıl ağırlığını içeri vermesinden, yurtta güçlenmeye çalışmasından ve Amerikan gücünü korumaya çalışmasından kaynaklanıyor. Ama tabii dört yıl önce umutla bakılan seçeneklerin (ister nükleer silahların sayısını azaltmak, ister Afganistan'ın yeniden yapılandırılmasına yardım etmek olsun) bugün çok daha zor görünmesi gibi bir gerçek de var". Bu yaklaşımın işe yarayıp yaramayacağı pek belli değil. Gizli harekâtlarla yapılan ilk denemeler (Libya'daki hızlı savaş veya İran'a karşı siber müdahale gibi) hasımlara geri adım attırmış olsa bile, "hafif bir ayak izi" bırakarak vurmanın doyumu genelde kısa sürüyor. Obama'nın başarıları Irak'tan tümüyle geri çekilmek ve El Kaide liderlerine düzenlenen saldırılar gibi, daha çok savunmaya dönüktü. Bunun dışında ABD, Mısır'a yaptığı yardımı artırmayı da teklif etti ve ülke otoriter bir yola girerse bu yardımları kısacağını da söyledi. Fakat iki yaklaşım da yeni Müslüman Kardeşler hükümetine etki etmeye yetmedi. Çin'le bir ortaklık kurmak için umutla başlatılan girişimler bu ülkenin ihtiraslarının sınırlandırılmak mı istendiğiyle ilgili tartışmalara yol açtı. Obama Asya'nın Amerikan nüfuzuna daha olumlu baktığını anladı. Bunun sebebi Amerika'nın bölgede ağırlığını artırması halinde Çin'in yükselen bir güç olarak sessizce dengelenecek olması. Obama'nın Asya'ya odaklanması Eisenhower dönemine beslediği ilgiyi de teyit ediyor. Kore Savaşı'nın ardından Amerikalılar sadece askerleri yurda getirmek ve dikkatlerini büyümeye vermek istiyorlardı. Eisenhower bütçeyi denkleştirmeyi ve dünyadaki büyüyen tehditleri sınırlandırmayı taahhüt ediyordu. Oysa gizliden gizliye yaptığı şey, Amerikan ulusal güvenliğini baştan aşağı yeniden yorumlamaktı. Obama nasıl Afganistan'daki Amerikan varlığını uzatmaya çalışan generallerin oyununa gelmekten içten içe endişe ediyorsa, Eisenhower da "askeri-endüstriyel düzeneğin" Amerikan karar alma mekanizmalarına hâkim olmaması için yaptığı uyarıyla görevi bırakmıştı. Obama'yla çalışanlar, Amerikan nüfuzunun sınırları konusunda onun dört yıl öncesinden daha bilinçli olduğunu aktarıyorlar. Ancak Obama'nın temkinli hali bazı olumsuzlukları da beraberinde getirdi. Başkan Küba, İran, Myanmar, Kuzey Kore ve Venezüella gibi eski hasımlarla "doğrudan diyalog" söz verdiği halde sadece Myanmar'ı yöneten generaller onun yeniden bağ kurma teklifine karşılık verdi. Ya büyük inisiyatifler? Konuşlanmış nükleer silahlarda büyük bir indirim yapmak için verilen teklif aylardır Beyaz Saray'da bekliyor. Obama'yla yardımcısı Joseph R. Biden Jr., Clinton döneminde geçmeyen Kapsamlı Nükleer Test Yasağı Anlaşması'nı yeniden kabul ettirmeyi deneyeceklerine söz vermişlerdi. Ancak teklif Senato'ya hiç gitmedi bile. Senato'nun dağılımına bakıldığında bunun ikinci dönem de gerçekleşmesi zor. Dolayısıyla, yardımcılarına göre, Obama'nın başka bir yol bulması gerekiyor. Yani Eisenhower gibi Amerikan siyasetine Oval Ofis'ten sessizce yeniden yön vermeye çalışacak.
DAVID E. SANGER

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.