Yeni güvenlik ekibi

Başkan Obama ilk görev döneminin başında Tom Donilon'ı ulusal güvenlik danışmanı olarak atadığında, temel ulusal güvenlik hedefleri ABD'yi Irak ve Afganistan'daki masraflı savaşlardan kurtarmak ve ülkeyi güvende tutmaktı. Dış politikaya hâkimiyetinden ziyade siyasi müzakereci olarak tanınan Donilon, bu hedefleri istikrarlı biçimde uyguladı ve ABD'nin politikasını Asya'ya daha fazla önem verecek şekilde dengeledi. Obama Donilon'ın yerine Susan Rice'ı getirerek, farklı yönetim tarzına sahip bir kişiyi seçti. Condoleezza Rice'ın ardından bu makama gelen ikinci kadın olan Rice'ın Obama ile yakın bir ilişkisi var. İlk başkanlık seçimi kampanyasından beri Obama'ya danışmanlık yapan Rice, selefi Donilon'dan daha açık sözlü ve dobra. Siyasi açıdan Rice'ın görevi, Obama'nın ilk döneminde koyduğu hedeflerin ötesine geçmesine yardım etmek ve Amerikalılara ve dünyaya Obama'nın ABD'nin liderliğini nasıl kullanacağını ve geciken vaatlerini nasıl gerçekleştireceğini anlatmak. Bu vaatler arasında nükleer silahların sayısını azaltmak, iklim değişimini engellemek ve Arap isyanlarıyla değişim geçiren ülkelerin ekonomik ve siyasi istikrara kavuşması için, dış yardım ve benzeri ekonomik araçlara yardımcı olmak var. Rice sadece strateji tavsiyelerinin kalitesine göre değil, ulusal güvenlikle ilgili karar alma süreçlerine katılan diğer üst düzey yetkililer ve kurumlar arasında tarafsız bir arabulucu olup olmadığına ve karşıt görüşlerin dinlenmesine izin verip vermeyeceğine göre de değerlendirilecek. Modern yönetimlerin çoğunda olduğu gibi dış politika büyük ölçüde Beyaz Saray tarafından belirleniyor. Yine de sürecin önemli bir parçası olan Dışişleri Bakanlığı devre dışı bırakılmamalı. Aslında Rice Libya'nın Bingazi şehrindeki saldırıyla ilgili düzmece tartışma yüzünden adaylığını geri çekmeseydi muhtemelen şimdi dışişleri bakanıydı. Obama ABD'nin Birleşmiş Milletler Büyükelçiliği görevine Rice'ın yerine, güçlü bir insan hakları savunucusu olan eski Beyaz Saray çalışanı Samantha Power'ı aday gösterdi. Power Senato'daki onay sürecinde muhtemelen, İsrail'in politikalarına yönelik geçmişteki eleştirileriyle ilgili sorularla karşılaşacak. Bu iki kadın, ABD'nin gücünü yurtdışında insani amaçlar adına kul lanmayı savunan liberal müdahaleciler. İkisi de makamlarına taze bir enerji getirecek. Obama'yı Suriye'de mantıksız bir müdahaleye zorlama olasılıkları düşük. Power'ın ABD'nin Suriye'de daha iddialı bir rol oynamasını savunduğu anlaşılırken, Rice tıpkı Obama gibi, özellikle uçuşa yasak bölge oluşturmak ve güçsüz isyancı grupları silahlandırmak türünden tavsiyelerin daha iyi bir sonuç vereceği kesin olmadığından ihtiyatlı davranıyor. Rice'ın Asya konusundaki deneyim eksikliği ile ara sıra Afrika'daki diktatör liderleri savunma hevesi bir zaaf. Power'dan farklı olarak Senato onayına ihtiyaç duymayan Rice, yeni görevine Temmuz'da başlayacak. Obama'nın Rice'ı bu önemli göreve, sadece Bingazi tartışmasını başlatan Cumhuriyetçileri kızdırmak için atadığı suçlamasını ciddiye almak zor. Ama Kongre'yle olan gerginliği artıran bu tartışma, Rice'ın mevcut kopukluğu gidermek için çalışmasını gerektirecek.