Pazar 16.03.2014

Özgürlük Eşitlik Verim

Konu hakkında sıkıştırıldığında çoğu kişi, aşırı gelir eşitsizliğinin kötü bir şey olduğunu muhtemelen kabul eder. Ama kayda değer sayıda muhafazakâr da, gelir dağılımı konusunun kamusal tartışmalardan tamamen men edilmesi gerektiğine inanır. (Eski senatör ve başkan adayı Rick Santorum ise "sınıfsal kıskançlık içeren sola özgü bir sözcük" diye nitelediği "orta sınıf" teriminin yasaklanmasını istiyor. Kim bilir?). Peki bu konuda ne yapılabilir? ABD siyasetindeki standart cevap şudur: "Fazla bir şey yapılamaz". Yaklaşık 40 yıl önce, başkan Lyndon Johnson'ın baş ekonomi danışmanı Arthur Okun'un klasikleşen kitabı "Eşitlik ve Verimlilik: Büyük Denge" yayınlandı. Okun bu kitapta, servetin zenginlerden yoksullara doğru yeniden dağıtımının ekonomik büyümeyi olumsuz etkilediğini savundu. Kitap daha sonraki tartışmaların neredeyse tümünü etkiledi. Liberaller yeniden dağıtımın verimlilik maliyetinin az olduğunu, muhafazakârlar ise çok olduğunu savundu. Ama herkes, eşitsizliği azaltmak için bir şeyler yapmanın gayrisafi yurtiçi hâsıla üzerinde en azından kısmen olumsuz etki yapacağını biliyordu. Ama herkesin değindiği bu bilginin doğru olmadığı anlaşılıyor. 21'inci yüzyıl Amerika'sında aşırı eşitsizliği azaltmaya çalışmak, ekonomik büyümeyi azaltmak yerine artırır. Kanıtlarla işe başlayalım. Gel işmiş ülkelerde gel ir eşitsizliğinin epeyce farklılık gösterdiği iyi bilinir. Bilhassa ABD ve İngiltere'de harcanabilir gelir Fransa, Almanya veya İskandinav ülkelerine göre çok daha eşitsiz dağılmıştır. Bu farkın esasen hükümet politikalarından kaynaklandığı ise daha az bilinir. Bu yazdan itibaren işbirliği yapacağım Lüksemburg Gelir Araştırması'ndan derlenen veriler, birincil gelirin (ücret, maaş, varlık ve benzeri) neredeyse tüm ülkelerde çok eşitsiz dağıldığını gösteriyor. Ama vergiler ve gelir aktarımları (ayni veya nakdi yardımlar) bu temel eşitsizliği çeşitli ölçülerde azaltır: ABD'de sınırlı ölçüde, başka birçok ülkede çok daha fazla. Peki, yeniden dağıtım vasıtasıyla eşitsizliği azaltmak ekonomik büyümeye zarar verir mi? Sol eğilimli bir kurum olmayan IMF'nin ekonomistlerince yapılan iki önemli araştırmaya göre, hiç de vermez. Eşitsizlik ve büyüme arasındaki tarihsel ilişkinin incelendiği ilk araştırmada, gelir eşitsizliğinin görece düşük olduğu ülkelerin ara sıra gerçekleşen "ani" büyümeden ziyade sürekli ekonomik büyüme sağlamakta d aha b aşarılı o lduğu bulundu. Bu ay yayınlanan ikinci araştırmada, doğrudan gelirin yeniden dağıtımı incelendi ve şu sonuca varıldı: "yeniden dağıtımın büyüme üzerindeki etkisinin genelde olumlu olduğu görülüyor". Yani Okun'un büyük dengesinin hiç de ödünleşme olmadığı görülüyor. Kimse Küba olmaya çal ışmamızı önermiyor. Ama ABD'nin politikalarını biraz Avrupa normlarına yaklaştırmak, ekonomik veriml i l iği azaltmak yerine muhtemelen artırır. Yeniden dağıtımın büyüme üzerindeki etkileri nasıl olumlu olabilir? Yoksullara yönelik cömert yardımlar onların çalışma isteğini azaltmaz mı? Zenginlerden alınan vergiler onların daha da zenginleşme isteğini azaltmaz mı? Evet, ama tek önemli şey teşvik değil. Kaynak da önemlidir ve çok eşitsiz bir toplumda birçok kişinin kaynağı olmaz. Özellikle, sonuç değil fırsat eşitliği talep etmemiz gerektiğini söyleyen şu gözde sloganı düşünün. ABD'deki çocukların yaklaşık yüzde 40'ı yoksulluk içinde veya yoksulluğa yakın şartlarda yaşıyor. Bunların eğitim ve istihdam imkânlarının zengin çocuklarıyla eşit olduğuna gerçekten inanıyor musunuz? Aslında düşük gelirli ailelerinin çocuklarının üniversiteyi bitirme olasılığı zengin akranlarına göre çok daha düşük ve aradaki uçurum hızla genişliyor. Bu durum büyük ve artan bir insan potansiyeli israfı demek; ekonomik büyüme üzerinde görünmez ama güçlü bir olumsuz etki yapan bir israf. Gelir eşitsizliğini düzeltmeye çalışmanın herkese faydalı olduğunu iddia etmiyorum. Zenginler ekonomik büyümenin iyileşmesi sayesinde kazandıklarından daha fazlasını vergi artışıyla kaybeder. Ama gelir eşitsizliğine müdahale etmenin sadece yoksullar değil orta sınıf (af edersiniz Senatör Santorum) için de iyi olacağı açık. Kısacası, en zengin yüzde 1'lik kesim i çin i yi o lan A BD i çin i yi değil ve istemiyorsak yeni bir vahşi kapitalizm düzeninde yaşamak zorunda değiliz.
PAUL KRUGMAN

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.