Prof. Dr. Canan Karatay yine haklı çıktı! ABD'li bilim insanları keşfetti: "Tereyağını böyle tüketmek diyabeti bitiriyor..."
Yıllarca kalp sağlığına zararlı olduğu gerekçesiyle tüketilmemesi önerilen tereyağı, yeni bir araştırmaya göre tam aksine kalp hastalığı riskini azaltabilir. Beynin yağlarla çalıştığını ve bol bol hakiki köy tereyağı tüketmemizi söyleyen Prof. Dr. Canan Karatay, yıllarca tereyağının zararlarına yapılan vurguya karşı çıkmıştı. İşte yapılan bu son çalışma onu bir kez daha haklı çıkardı! Peki nasıl tüketilmeli? İşte detaylar…

ABD'deki Boston Üniversitesi'nden bilim insanları tarafından yapılan uzun vadeli bir araştırma, günde sadece bir çay kaşığı (yaklaşık 5 gram) tereyağı tüketmenin Tip 2 diyabet riskini neredeyse üçte bir oranında düşürdüğünü ortaya koydu. Tip 2 diyabet ise kalp hastalıklarının başlıca nedenlerinden biri olarak biliniyor.

Araştırmanın çarpıcı bulgularına göre tereyağı tüketimi aynı zamanda kandaki "iyi kolesterol" (HDL) seviyelerini artırıyor ve damarları tıkayarak kalp krizi ve felce yol açan zararlı yağların (LDL) oranını azaltıyor.
Bu sonuçlar, onlarca yıldır tereyağı ve doymuş hayvansal yağların kalp-damar hastalıklarına yol açtığını savunan geleneksel tıbbi görüşlere ters düşüyor.
Buna karşılık, daha sağlıklı bir alternatif olarak tanıtılan margarinler ise kalp ve damar sağlığı açısından ciddi riskler taşıyor. Araştırma, margarin tüketen bireylerin diyabete yakalanma riskinin yüzde 40'tan, kalp problemleri yaşama riskinin ise yüzde 30'dan fazla arttığını gösterdi.
Bilim insanları bu etkinin büyük ölçüde 1970'lerden itibaren margarinlerde yaygın olarak kullanılan zararlı trans yağlardan kaynaklandığını, ancak günümüzde bu trans yağların büyük ölçüde azaltıldığını belirtiyor.
Tereyağının sağlık üzerindeki etkilerini incelemek için yaklaşık 2.500 kişilik bir grup yıllar boyunca takip edildi. Katılımcıların 30 yaşın üzerinde olduğu ve uzun yıllar boyunca ne yedikleri ile sağlık durumlarının kaydedildiği bildirildi.
Avrupa Klinik Beslenme Dergisi'nde yayımlanan çalışmanın sonuçlarına göre, günde en az 5 gram tereyağı tüketenlerin Tip 2 diyabete yakalanma olasılığı, hiç tüketmeyenlere kıyasla yüzde 31 daha düşük.
Araştırmacılar, bu bulguların toplum genelinde beslenme alışkanlıkları ve yağ tercihlerine yönelik tavsiyeleri yeniden gözden geçirme gerekliliğini gündeme getirdiğini belirtiyor.
Çünkü uzun yıllardır tıp dünyası, Batılı yaşam tarzı ve yüksek doymuş yağ tüketimiyle ilişkilendirilen kalp-damar hastalıkları nedeniyle tereyağını suçluyordu.
Ancak son dönemde yapılan bazı araştırmalar, tereyağının bazı faydalı bileşenler içerdiğini ve bu etkilerin sanıldığı kadar zararlı olmadığını öne sürüyor.
SAĞLIKLI BESLENME ÖNERİLERİ HÂLÂ GEÇERLİ
Öte yandan, İngiltere Ulusal Sağlık Sistemi (NHS) tereyağı gibi ürünlerin tüketimi konusunda hâlâ temkinli yaklaşılması gerektiğini vurguluyor. NHS'in "Eatwell Guide" adlı rehberine göre:
- Her gün en az 5 porsiyon farklı meyve ve sebze tüketilmeli.
- Ana öğünler, tercihen tam tahıllı olmak üzere, patates, ekmek, pirinç veya makarna gibi nişastalı karbonhidratlara dayanmalı.
- Günde 30 gram lif alınmalı. Bu, 5 porsiyon meyve-sebze, 2 dilim tam buğday ekmeği, 2 tam buğday gevreği ve kabuklu büyük bir patatesle sağlanabilir.
- Süt ve süt ürünleri (ya da soya gibi alternatifleri) az yağlı ve az şekerli olarak tercih edilmeli.
- Fasulye, mercimek, balık, yumurta, kıyma gibi protein kaynakları tüketilmeli. Haftada en az iki kez balık yenmeli, biri mutlaka yağlı balık olmalı.
- Doymamış yağ içeren yağ ve margarinler küçük miktarda kullanılmalı.
- Günde 6-8 bardak su içilmeli.
- Kadınlar günde en fazla 20 gram, erkekler ise 30 gram doymuş yağ tüketmeli.
Sonuç olarak, tereyağı hakkındaki bu yeni bulgular dikkat çekici olsa da uzmanlar, bu tür yağların dengeli ve ölçülü bir şekilde tüketilmesi gerektiğini belirtiyor.
Beslenme alışkanlıklarında ani değişiklikler yapmak yerine, bilimsel veriler ışığında bilinçli tercihlerde bulunmak uzun vadeli sağlık açısından en doğru yaklaşım olacaktır.