Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ADALET CİNGÖZ

Bodrum'da dolaşıyorum...

Yazın entelektüel faaliyet yapmak söz konusu olamıyor kolay kolay... En entelektüel aktivitemin kireçte bekletilmiş, acı bademli kayısı reçeli yapmayı öğrenmek olduğunu rahatlıkla itiraf edebilirim... Bunu kabullendikten sonra yazın tadını maksimum çıkarmak mümkün... Soluğu Gündoğan Hamak Otel'de almak mesela... Hamak Otel'in en büyük özelliği Bodrum'daki ender çağdaş sanat koleksiyonuna sahip otellerden biri olması... Sofa Otel'in sahibi Ali Güreli'nin bu sene devraldığı ve Mandal olan adını Hamak olarak değiştirdiği otelin koridorlarında, Sıtkı Kösemen'in Bodrum'u fazlasıyla kategorize eden portreleri, restoranında ise Osman Dinç heykelleri asılıydı... Yılmaz Aysan resimleri ise yoldaydı...
Plaj iskelesinde açık hava bir sanat galerisine sahip bu hip otel, yani 'highly individual hotel', (bunu hayli bireysel otel olarak çevirebiliriz), bir sanat bölgesine sahip. Yanlış duymadınız. Bahar Korçan'ın iskelede giymek üzere tasarladığı su kenarı giysilerinin yanı sıra, bu bölgede dolaşan otel görevlileri, artzone yazılı tişörtler giyiyorlar. Böylece otelde hangi sularda dolaştığınızı anlayabiliyorsunuz. Tatil yapmaya kararlı benim gibi bir sanat yorgununun otelin hamaklarından birinden düşmesine şaşırmayın...
Bir yandan Sabahattin Ali'nin Asfalt öyküsünü okur, bir yandan da otelde ziyaretime gelen Bodrum'lu anarşist bir arkadaşımdan duyduğum kadarıyla, Oregon'lu anarşist bir grubun ambleminin uluyan kurt olmasının ironisiyle büyülenmişken, fazla keyiflenmiş olmalıyım, düştüm ve sırtımı sakatladım... Neyse ki otelin spa merkezindeki Gülten Gündoğan'ın sihirli elleriyle yaptığı medikal masaj sayesinde sakatlığım kısa sürdü. Gündoğan'da geceleyin piyade dolaşabildim. Gündüz sörf ve yelken kulübü Cafe Sail Loft'da, gece mohitolar, caprinhalar içtim. Peynir Çiçeği, Muhtar'ın Yeri'nde karnımı çok güzel doyurdum. Türkbükü'nde Ömer Uluç ve Vivet Kanetti'yle birlikte Miam Lokantası'nda buz gibi biralar eşliğinde somon pastırması yedim... Lokantanın barında Uluç ve Kanetti'nin Beatles eşliğinde yaptıkları dans görülmeye değerdi doğrusu... Uluç, üç sergiye birden hazırlanıyor... Yapı Kredi Kazım Taşkent'teki serginin yanı sıra Beylerbeyi'nde dev bir proje yapıyor... Türkbükü'nde de boş durmuyor, akşamüstü denize girene kadar çalışıyordu.
Çifte, AICA Türkiye Başkanı sanat eleştirmeni Ayşegül Sönmez de eşlik ediyordu. 12 Eylül'de dernek olarak bienaldeki işlerden en eleştirel olanına verecekleri ödül töreninden bahsetti. Can ve Sevda Elgiz'le birlikte Proje4L'nin Maslak'taki yeni yerinde büyük bir davet gerçekleştirecekmiş. Ödülün tasarımını ise Beylerbeyi'nde tasarım üssü açan Akın Nalça yapıyormuş. Çok değişik sürprizli bir tasarımın peşindeymiş... Yazın tadını çıkarmaya devam... Akşamki programımda Müslüm Gürses'in Hadigari'deki Sandık konseri var... Haftaya bu konserle ilgili izlenimlerimi paylaşmak ve Bodrum'un bir başka koyundan bildirmek üzere...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA