Mehmet Metiner

02 Eylül 2014, Salı

Yargıya müdahale mi ediliyor? Gülerler vallahi bu iddiaya...

Yargıtay Başkanı adli yıl açılışında o bildiğimiz beylik lafları sıralamış.

Beylik diyorum çünkü duya duya gına geldi artık…

Neymiş efendim, siyaset erki yargıya müdahale ediyormuş!

Sen aklıma mukayyet ol Yarabbi!

Yasama organının Yargıtay Kanunu ve HSYK Kanunu'nda yaptığı değişiklikleri müdahale girişimleri olarak değerlendiriyor sayın başkan.

Aynı başkan kalkıyor, erkler ayrılığından söz ediyor…

Peki yasama erklerden biri değil mi?

Yasama erkinin vazifesi kanun yapmak değil midir peki?

HSYK'da paralel bir çetenin vesayeti ortaya çıkmışsa ve HSYK üzerinden paralel çete yargı mensuplarını tehdit etmeyi sürdürüyorsa ona dur demek gerekmez mi?

Yargıtay Kanunu'nu da HSYK kanunu da, hatta anayasanın kendisini de yasama organı millet adına yapma yetkisine sahiptir.

Yasama organı millet tarafından seçilmiştir.

Ama Yargıtay Başkanı millet tarafından seçilmiş değildir.

Önce bu gerçekliği bileceksiniz sayın başkan…

"Millet adına yetki kullandığınız" iddiasını sakın hatırlatmayınız bize, güleriz size…
Size o yetkiyi millet vermedi, darbeciler verdi…

Milletin seçilmiş hükümetini alaşağı eden darbeciler yaptıkları anayasayla size o yetkiyi verdiler ki, siz oturduğunuz yerde millet iradesini temsil organı olan yasama ve yürütmeyi zapt u rapt altına alasınız…

27 Mayıs darbesinden sonra darbecilerin anayasasıyla sistemin içine hangi amaçla nasıl monte edildiğini hatırlatmama gerek yok sanırım…

Darbecilerin 82 anayasasıyla birlikte gücünüze nasıl güç katıldığını da anlatmam vakit kaybı olur…

Yasama organı kanun yapmayacak da ne yapacak söyler misiniz?

Yasama organı, milli iradenin tecessüm ettiği bir yerdir…

Sizin darbe anayasalarıyla ortaya çıkmış konumlarınız ve yetkileriniz millete rağmendir…

Önce bu gerçekliği kabul edeceksiniz…

Yasama organı işinize karışmasın…

Ama siz yasamanın da yürütmenin de üstünde bir güç olduğuna inanmaya devam ediniz öyle mi?

Yok öyle yağma…

O eski Türkiye'nin alışkanlıklarını sürdürmenize artık izin verilmeyecektir…

Neymiş efendim yargının işine siyaset karışmasınmış!

Peki o zaman, asker karışsın mı?

Ne çabuk unuttunuz darbe süreçlerinde yüksek yargı mensupları olarak nasıl misyon üslendiğinizi?

Karargahlarda kimleri nasıl ayakta alkışladığınızı ne çabuk unuttunuz?

Yargı askerin talimatıyla hareket eder, ama siyasetçinin kendisine dair söz söylemesini bile içine sindirmez öyle mi?

Bu mudur sizin bağımsızlıktan ve tarafsızlıktan ve dahi hukukun üstünlüğünden anladığınız şey?

Elalemi bu saatten sonra güldürmeyiniz kendinize lütfen…

"Yürütmenin bir kısım temsilcileri, yetkili soruşturma makamları tarafından verilmiş bir talimat olmadan yargıya polis operasyonu yapılabileceğini açıklayabilmektedir" diyorsunuz.

Ne oldu?

Yargı mensupları ilişilmez ve dokunulmaz kimseler midir?

Yargı içindeki malum çeteler diledikleri zaman keyfi kararlarla Başbakanı, bakanları ve biz milletvekillerini dinleyecekler, ama onlardan hesap sorulmayacak öyle mi?

"Hukukun üstünlüğü" dediğiniz şey bu mu sayın başkan?

Bir yargı mensubu alenen Başbakanı tehdit mesajları yayınlayacak, ama hiç kimse çıkıp kendisinden hesap soramayacak. Dahası ve en fenası HSYK denilen paralel vesayet odağı tarafından korumaya alınacak… Ve ne hikmetse siz saygıdeğer başkan çıkıp bir tek laf etmeyeceksiniz bu hukuksuzluğa ve keyfiliğe…

Bugün yargı paralel bir vesayet altında…

Eski İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekillerinden biri AK Partili Fatih Belediyesini korumalarıyla adeta basacak. Makamında olmayan belediye başkanımızın makamına kurulacak. Adına iş takip ettiği işadamını çağıracak. Belediye yetkililerini makama çağırıp adeta hesap sorarcasına talimatlar yağdıracak.

Aynı şahıs 17 aralık sürecinde göz altına alınanlar sorgulanırken adeta bir sömürge valisi edasıyla İstanbul emniyetini teftişe gitmişti.

"Ali kıran baş kesen!" gibi…

Yürüyüşü ve pozları hiç de bir yargı mensubuna yakışmıyordu…

Sahi sayın başkan siz görmediniz mi?

Paralel yapıya mensup savcı ve hakimlerin seçilmiş hükümeti alaşağı etmek için düzenledikleri kumpastan haberiniz yok mu sahi?

Haberiniz yoksa İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Hadi Salihoğlu'nun açıklamalarına bakınız.

Ne diyor Başsavcı: "Yargı içinden hükümeti devirme girişimini tespit ettik."
Evet, mealen ve özetle dediği bu…

İşte size en yetkili bir yargı mensubunun sözleri…

Delil mi arıyorsunuz?

İşte size delil…

Yargı içinden paralel çetenin sadece siyaset kurumuna karşı değil yargı kurumuna karşı sürdürdüğü kumpasların hesabını sormak size düşmez mi?

Yargı asıl paralel yapı tarafından tehdit altındadır…

Niçin bu tehdide dair bir tek söz etme ihtiyacı duymazsınız acaba?

Yargının bağımsızlığı asıl paralel çeteler tarafından tehdit edilmektedir?

Yargıya müdahale söz konusu edilecekse bu paralel çeteden bahsetmek gerekir asıl..

Paralel yapı yargı gücünü kullanarak hem yargıyı, hem yargı üzerinden siyaseti tehdit etmektedir.

Müdahaleye uğrayan yasama ve yürütme erkidir…

Sizden yasama ve yürütmeyi savunmanızı beklemiyorum, ama hiç değilse temsil ettiğiniz kurumun hukukunu korumalısınız değil mi?

Yargının kendisine yönelik paralel tehdidi ve şantajı görmezlikten geleceksiniz, yargının itibarını ayaklar altına alan çeteleşmeleri görmezlikten geleceksiniz, sonra da kalkıp beylik laflarda siyaset kurumunu suçlayacaksınız, el insaf yani!

Başında bulunduğunuz yargı sistemi unutmayınız darbe anayasalarıyla oluşturulmuştur.

Milli iradeyi yok eden darbecilerin anayasalarının gölgesine sığınarak yaptığınız işler hiç de "hukukun üstünlüğü"yle bağdaşmıyor.

Demokrasiye, milli iradeye ve hukukun üstünlüğüne sahiden inanıyorsanız artık bu saatten sonra bari "millet adına yetki kullandığınızı" söylemekten vazgeçiniz derim.

Size kendi adına yetki kullanma görevini millet vermedi.

Ama millet kendi adamını hür oylarıyla Çankaya'ya yolladı.

Ve siz kalkıp milletin adamına çaktırmadan laf çakıyorsunuz.

Milletin adamının şahsında aziz milletin değerlerine ve tercihlerine terbiye sınırlarını aşarak laf çakmayı marifet bilen biri için

Cumhurbaşkanını, Başbakanı, Meclis Başkanını ve Adalet Bakanını görmezlikten gelmeyi seçiyorsunuz.

Sonra kalkıp seçilmiş iradeyi hedef tahtasına oturtuyorsunuz.

"Müdahale olmamalı" diyorsanız önce yasama ve yürütmeye yönelik yargı müdahalelerine son vermelisiniz.

Erkler ayrılığı var diyorsanız kendinizi diğer erklerin üstünde gören anlayıştan vazgeçmelisiniz.

"Müdahale olmamalı" diyorsanız, kendinizi siyaset kurumuna ayar verme makamında görmemelisiniz.
Kendinizi dokunulmaz ve ilişilmez gibi görmemelisiniz.

O yasadışı dinleme kararlarını veren yargı mensuplarını korumak ve kollamak hangi hukuka sığar?

Unutmayınız sayın başkan o dinleme kararlarını veren, Başbakandan "örgüt lideri" ve "dönemin başbakanı" diyerek söz eden, yani darbe sonrası yargılama süreçlerinin fezlekelerini önceden hazırlayan yargı mensuplarından hesap sorulmamalı mı?

Paralel yapıya mensup emniyet ve yargı mensupları işbirliği halinde seçilmiş hükümeti devirmeye kalkışacaklar, ama buna rağmen yargı mensuplarının üzerine dokunulmazlık zırhı örülecek öyle mi?

"Müdahale olmamalı" diyorsanız, paralel yapının müdahalesine önce yüreklice karşı çıkınız da alkışlayalım sizi…

Ve lütfen aklımızla ve zekamızla alay etmekten vazgeçin artık…

Yargı sanki bağımsız ve tarafsızmış da siyasetçiler yargıyı politize ederek bir yere çekmeye çalışıyorlarmış!

İster kusura bakın ister bakmayın ama gerçek şu:

Mevcut yargı darbecilerin millet iradesini vesayet altında tutmak için sistemin içine monte edilmiştir.

Mevcut yargı bugün büyük ölçüde paralel bir vesayet altındadır.

Mevcut yargı bal gibi taraflı ve bağımlıdır.

Ve dahi dibine kadar politize olmuş durumdadır…

Türkiye'nin en önemli sorunlarının başında işte bu yargı sorunu gelmektedir…

SON DAKİKA