Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HAŞMET BABAOĞLU

Pazar notları: Bu yalanlar ne için?

"Neden bu kadar çok yalan söylüyor, anlamıyorum" dedi arkadaşım. Sevgilisinden söz ediyordu. Derin bir hayal kırıklığı duygusuyla devam etti: "Hiç gereği yok ki! Bu yalanların onu daha çok sevmeme yol açacağını sanıyorsa, yanılıyor!" Bilmiyordu ki, yeni bir yalancılık türü var! Çok yaygın! İnsanlar şeytan tüylü yalanlarla hayatlarını süslüyorlar. Dışarı şık bir kıyafetle çıkar gibi, şık bir yalanla sosyal hayata katılmaya önem veriyorlar. "Bu ceket bana çok yakıştı" der gibi, "bu etekle çok çekici oldum" diye düşünür gibi... "Bu yalan bende şahane duruyor" tavrı!

***

Neden bunca ıvır zıvır yalan? Başkaları onları sevsin, diye mi? Belki. Ama işin acıklı yanı şu ki, bu yalanlar her şeyden önce kendini sevmek için söyleniyor!

***

İnsan severse, yalansız sever bir başkasını! Ama kendini yalansız sevmek gitgide zorlaşıyor.

***

Hayaller gerçek olmuyor, olamıyor artık! Hayaller yalan oluyor!

***

Yol üzerindeki bir benzin istasyonunun karanlık köşesine park ediyorum. Koltuğu yatırıyorum. Uyku koşar adım gelip beni kucaklıyor. Rüyamda direksiyon başındayım. Upuzun ve ıssız bir otoyolda ilerliyorum. Güneş ufuk çizgisinin üzerinde batmak üzere...

***

Doğru, hâlâ Hamlet gibi kuşkulanıyoruz, hâlâ Othello gibi kıskançlığımız. Yine de derin biçimde değişiyor insan. Sağlıkla ilişkimize bakın! Günümüzde sağlık bir tür ödül gibi kurgulanıyor. Önce çalışıp çabalamak, sonra sınava girmek gerekiyor. Sınav şaşmaz ve "objektif" olduğuna inanılan yöntemlerle yapılıyor. Bu sınavdan başarıyla çıkan sağlıkla ödüllendiriliyor. Bir sonraki "checkup" a kadar sağlığımızın tadını çıkartma hakkımız var!

***

Bir elmanın iki yarısı mı? Dalga geçiyorsunuz herhalde! İnsanlardan söz ediyoruz... Ruh ikizi mi? Maneviyatını kaybetmiş bir dünyaya uyduruk bir mistisizm katma çabası bu... Oysa kadınla erkek bir uçurumun karşı yakaları! Bütün beceri aşkta! Uçurumu kapatmak imkânsız fakat kanatlanarak aşmak mümkün! Aşkla... Bu yüzden bilmeliyiz ki, aşka düşüldüğü gibi aşktan düşülüyor da...

***

Saadet Arapça bir sözcük. "Sa'd"ın iki anlamı var: Kutluluk ve uğurluluk. Demek ki "mesut insan" kutlu ve uğurlu bir insan demektir. Demek ki, modern insan için "mutluluk" mümkün ama mesut olmak... İşte o başka bir dünyaya ait! Artık mutluluğu boş verip mesut olsak, diyorum...

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA