Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SÖZÜN ÖZÜ ÜNAL ERSÖZLÜ (EGE)

"Her elveda, veda değildir"

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu, İstanbul Menkul Kıymetler Borsası ve İstanbul Altın Borsası yerine, yaklaşık 4 milyar lira değerinde Borsa İstanbul A.Ş'nin oluşturulmasını kararlaştırınca, İzmirli "Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası"nın yazgısı hemen değişti.
Aslında Egeli Sabah olarak bu gelişmenin ilk ciddi işaretini, 6 Mart 2012 tarihli sayımızda yansıttığımız 'özel haber' manşetinde; İzmir, Ege ve Türkiye kamuoyuna duyurmuştuk.
Egeli Sabah'ın 7 Mart 2012 tarihli sayısında ise İzmir'in tüm ekonomik ve siyasi aktörlerinin, bu konudaki tepkilerini yansıttık. Bu köşede de, bu konuyu defalarca işledik. VOB'un İzmir'de kalması çağrısını yaparak, kentin tüm aktörlerini ve medya kuruluşlarını bu konuda ortak söylem geliştirmeye, dayanışmaya çağırdık. Bu yaklaşımda haklıydık. İzmir'de açılışı Başbakan Erdoğan tarafından yapılan, kurulduğu 2005 yılı üzerinden geçen 7 yılda, işlem hacmini tam 150 kat artıran, vergisini bu kentte ödeyen ve ciddi artı değer üreten VOB'un, İzmir'de kalmasını istemek, İzmir'i seven herkesin doğal hakkıydı. Üstelik VOB bu başarılı serüvenini, sadece 'vadeli işlemler' ile yakalamıştı. VOB'un O'su yani 'opsiyonları' devreye bile girmemişti.

İŞTAH KABARTIYORDU
Doğrusunu vurgulamak gerekirse, VOB'un bu başarılı çizgisi, İstanbul'un yıllardır iştahını kabartıyordu. Sonuçta olan oldu! İstanbul'un finans merkezi olması projesi kapsamında, İMKB ve İstanbul Altın Borsası yerine "Borsa İstanbul" oluşturulacak ve VOB da buraya devredilecek.
Uzun süredir hazırlanılan, tamamen 'siyasi irade'nin noktaladığı bir karar olduğu için, artık yapılacak bir şey kalmadı. Yani VOB'a, "Güle güle" diyeceğiz. Ama en önemlisi bu veda sırasında, İzmir lehine daha çok şey elde etmek için, sağduyulu, sıkı bir müzakere süreci yürütmek gerekecek. Çünkü Vadeli İşlemler ve Opsiyon Borsası (VOB) ortaklarına, kurulacak şirkete hisse devri karşılığı resmi ortaklık teklifi yapıldı. VOB'un yüzde 17 oranında ortağı olan İzmir Ticaret Borsası'nın meclisi, müzakereler için Başkan Işınsu Kestelli'ye yetki verdi ve bu konuda bir komisyon oluşturulmasını kararlaştırdı. İşin özü; gelişmeler zaten siyasi iradenin tercihi olduğu için, yapılacak başka bir şey kalmamıştı. İTB Başkanı Işınsu Kestelli, VOB'u bugüne dek Don Kişot gibi savunduğunu belirtmiş. Cervantes'in roman kahramanı Don Kişot, hayali düşmanları yel değirmenlerine karşı savaşmıştı. Kanımca Işınsu Kestelli; içtenlikle takdir etmek gerekir ki "VOB İzmir'de kalsın" diye; Don Kişot'luktan daha çok, tam bir şövalye gibi mücadele etti. İzmir'in yerel aktörlerinin önemli bölümü, medyanın tümü, Kestelli'yi samimi olarak destekledi.

ŞAŞIRTAN AYMAZLIK

Ama bazıları Kestelli'nin verdiği örnekten yansıdığı kadarıyla; meğer şeffaf olmayı bile beceremeyip, "VOB İstanbul'a gitsin" diye lobi yapmış! Bazı İzmirli dostların ise "VOB İzmir'de kalsın" diye üç yıldır verilen mücadelenin, hala hiç farkında olmamaları ise çok şaşırtıcı.
Evet, VOB gidiyor... Dileğimiz, bunun Türkiye'nin geneli için iyi sonuçlar doğurması.
Elbette "fiziki merkezin" bir yapılanmada artık öneminin hiç kalmadığı günümüzde, başka bir çözüm de, rahatlıkla bulunabilirdi. Ama siyasi tercih, bu yöne kaydı, konu farklı yere aktı.
Sonuçta şair Namık Kuyumcu'nun bir dizesindeki gibi; "Her elveda, veda değildir."
Artık en önemlisi, bu müzakere sürecini çok iyi değerlendirerek, İzmir için yeni kazanımlar elde etmek, hisselerin değeri karşılığında en iyisini kazanmaktır. Bir de Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli'nin öncülüğünde; VOB'un yüksek başarı serüveninin altına onurlu ve ortak imza atan, 76 VOB çalışanının geleceklerinin ne olacağı üzerine düşünülmesini, bir gazeteci olarak önemsiyorum.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA