Bilmem ki kaç yıl olmuştur Osman Özgüven'i tanıyalı. Herhalde en az 25 yıl kadar.
Tarih 1987. Tam çeyrek asır.
O yıllar, Osman Özgüven'in Dikili Belediye Başkanı olduğu yılların başlangıcıydı. Türkiye 12 Eylül askeri darbesinin ağır izleriyle, henüz yeni yeni yüzleşebiliyordu. Karanlık yıllardan daha yeni çıkılıyordu. Ülke yeni soluk alıyordu. Ama hala askeri darbenin, binlerce insanın hayatını, travmalar eşliğinde, fırtınalı süreçte olumsuz etkileyen, özgürlükleri kısıtlayan, demokrasi karşıtı havasının etkisinden kurtulunabilmiş değildi.

BİR IŞIK GİBİ
Birçok insan, sıkıştığı, hatta sözünü bile sakındığı köşesinden, dışarıya doğru, özgürlüğü hafifçe hissederek, başını yeni yeni uzatıyordu. Korku hala sessizce hüküm sürüyordu. Ülkeyi karanlığa sürükleyen, binlerce insanın hayatını söndüren Kenan Evren ve arkadaşlarının ise ne yazık ki hala baş tacı edildiği günlerdi. İşte o yıllarda, Osman Özgüven ise demokratik bir ortamda, yeni fikirlerin paylaşıldığı, kültürün sanatın konuşulduğu Dikili Festivali'ni başlatmıştı.

SU, SUDAN UCUZ
Küçücük bir ilçede süren, evrensel boyutlu festival, bir anda gelecek için serbest bir kürsü olmuş ve demokrasinin umudu haline gelmişti. İnsanlar o ortamda seslerini duyurmaya başlamıştı.
Osman Özgüven, bu ülkede her zaman solculuğun yakıştığı insanlardan biri oldu. Mütevazı, dürüst, çalışkan, insanı ve emeği yücelten, adam gibi bir adam, demokrat bir insan oldu. Ama tüm bunlar bir yana, aynı zamanda iyi insanlığı ile de, 'sahici, gerçek bir insan' olmaya çalıştı hep.
Bu nedenle de gönüllerde kendisine değerli bir yer açtı. Hiç değişmedi. Mütevazı Osman Özgüven olarak sürdürdü hayatını. Şimdi Dikili'de üçüncü dönem belediye başkanlığı görevini sürdüren aynı Osman Özgüven'e, tam 8 yıl 4 aylık bir hapis cezası geldi. Karma karışık bir dava süreci.
Dikili'de 10 tona kadar suyu vatandaşlara 1 liraya vermesi, öğrencileri ücretsiz taşıması gibi, sosyal belediyecilik uygulamaları ile tanınan Osman Özgüven'in, 8 yıl 4 aylık cezası Yargıtay tarafından onandı. Oysa yargılandığı tüm davalarda, mahkeme kararlarına yansıyan, hiçbir yolsuzluk iddiası, kamu zararı bile yok. Elbette biz yargının yerine geçemeyiz. Ama dürüst, erdemli bir insanın, gözümüzün önünde aldığı bu ceza, toplum vicdanını kanatıyor. Osman Özgüven'e, suyun neredeyse ücretsiz verilmesi nedeniyle de dava açılmış, ama sonuçta beraat etmişti. Şimdi oluşan bu tablo ise insanın içini acıtıyor. Düşünmeden yapamıyorsunuz, nasıl bir yargı sürecidir bu, diye...