Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SEDA DİKER

Van'da kadınlardan kadınlara eğitim

Kocaman bir çadır. Zemini ve üstü çok iyi yalıtılmış. En uçta kocaman bir beyaz perde. Diğer uçta ise katlanıp duvara yaslanmış yeşil masalar. Etraftaki ısıtıcılar, koskoca alanda hakim olan soğuğu kırmaya çalışıyor. Derken kapıya yakın alanda bir hareket başlıyor. Üçdört hoca, bağırıyor. Biraz sonra içeriye, 12 yaşlarında zeytin gözlü bir kız çocuğu ile yaşları 8-15 arasında olan birkaç erkek çocuk giriyor. Yeşil masaları kapıyorlar. Hep birlikte onları kuruyorlar. Onlar, birer masa tenisi oyuncusu ve ders alıyorlar. Hepsi hayat dolu. Yaklaşık bir saat sonra masalar yine aynı hızda kaldırılıyor. Bu kez içeriye anaoklu öğrencileri alınıyor. Beyaz perdenin tam önüne yerleştirilmiş beyaz plastik sandalyelere oturtuluyorlar. Ekranda çizgi film oynamaya başlıyor. Mutlular. Eğitmenlerini tebrik etmek için yaklaşıyorum. Bu çocukların nasıl da disipline giremediklerini anlatıyorlar. Anne ve babaları tarafından yeterince ilgi göremediklerini, babalarının yüksek sesle bağırarak konuştuğunu, annelerin mutsuzluğunu, hiç sosyal yaşamlarının olmadığını anlatıyorlar. Anlattığım yer Van. Depremden sonra bir organizasyon ile birlikte Van'ı ziyaret ettim. Hepinizin bildiği gibi, yeni kitabım çıktı: Aslında Giden Erkek Yoktur. Daha çıktığı ilk haftada en çok satanlar listesine giriverdi. İçinde kadınlara dair dişilik bilgileri var. Çocuklukta edindiğimiz bilinçaltı korkularının hayatımızı nasıl etkilediğini anlattım. Kadınların, erkekler karşısındaki duruşlarının korku dolu değil, sevgi dolu olması gerektiğini; hatta korkularını, olumsuz duygularını nasıl yeneceklerini anlattım.

AY EVLERİ MODELİ
Sonra düşündüm. Ben bu ilgileri büyuk şehirlerin şanslı kadınlarına aktarabiliyorken, Anadolu'nun uzak köşelerindeki kadınların çok daha basit bazı bilgilere nasıl ihtiyaç duyduklarını biliyorum. Daha önce de pek çok defa yazdım. Çok eski çağlarda, anaerkil toplum düzeni hakimken, Ay evleri kurulurmuş. Kadınlar adet dönemleri ve hormonal düzenleri sebebiyle kendilerini ayın ve dünyanın birbiri etrafında dönüşü ile özdeş tutar, adet dönemi boyunca Ay evinde bir araya gelirlermiş. Toplantı günleri boyunca hiç iş yapmazlarmış. O dönemin en bilge kadını, diğer kadınlara nasıl anne olunur, nasıl erkekleri ile doğru iletişim kurabilirler, nasıl dişi olunur diye kadınlık bilgileri verirmiş. Her kadın kendi hayat deneyimini aktarırmış. Bu hikayeyi şehirli kadınlara aktarırken, Van'da görev yapan sayın vali, sayın vali yardımcısı ve il müdürünün depremden sonra psikolojik yardıma ihtiyaç duyan kadınlar için bazı çalışmalar yaptığını örendim. Kadınlarımız için büyük bir çadır kurup, orada tıpkı eski Ay evlerinde olduğu gibi olara çay ve yiyecek servisi eşliğinde sohbet ve temel eğitimler vermeyi planlıyorlar. Çok hoşuma gitti. Pek çok depremzede hâlâ çadırlarda yaşasa da iyi çalışan bir vali ile güzel işler de yapılıyor. Gönüllü vatandaşlarımız oralara gidip yardım eli uzatıyor. Bu tarz kadın evlerinde Anadolu'da okuyamamış kadınlarımızın da hayatla daha güzel başa çıkabilmeyi öğrenebilecekler. İmkanı olanlar oralara gidip bilgilerini, deneyimlerini aktarsalar, yeni nesiller doğru yetişir. O zeytin gözlerin içi güler. Her birinin ne kadar önemli olduğu, ne kadar çok sevildikleri hissettirilir. Toplum kurallarına uyabilen, savaşma yerine bütünleşmeyi öğrenen bir nesil yetiştirebiliriz. Sadece oradaki çocuklara oturup zaman ayırsak, onlara kitap okusak bile büyük bir iş yapmış oluruz. Bu tip bir organizasyon yapılırsa, kadınlarla yaptığım sohbetleri, izlenimlerimi ve onların hayatlarını sizlerle paylaşacağım.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA