Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HOP KÜLTÜR SAMİ TOSUN

Tımarhaneden canlı yayın

Eskiden vatandaş ekranda yayın gittiğinde 'Necefli Maşrapa'ya bakardı, tek kanal döneminde onun bile reytingi vardı. Şimdi ise onun yerine reyting için tımarhaneden canlı yayın yapılacak neredeyse!

Aaaa, işte ben de bunu demiştim! Dizilerdeki cinsellik ve şiddet içerikli görüntüler, TBMM Kayıp Çocuklar Araştırma Komisyonu Başkanı AKP Milletvekili Halide İncekara'yı çileden çıkarmış. İncekara, bu dizilere reklam veren patronlara kızmış ve "Sapık dizilere, muhafazakârlar reklam veriyor. Dokuz korumayla gezerler ama bu dizilere reklam vermekten de geri kalmazlar," demiş. Vallahi ne yalan söyleyeyim, hislerime tercüman olmuş. Sonra, İncekara demiş ki, "Senaristlerin ruh sağlığından ve şuur altından şüphe ediyorum." Hatta Aşk-ı Memnu adlı dizide de rol alan genç oyuncu Beren Saat'in ruh sağlığının bozuk olduğunu iddia etmiş, "Bu kızın fiziki ve ruhsal yapısı bozuk," demiş. Buraya kadar kendimden tek bir şey katmış değilim. Tamamen sayın siyasetçimizin söylediklerini aktardım. Ve efendim, diyorum ki, koca koca vekillerimiz bir kısım senaristlerimizin ve dizi oyuncularımızın ruh sağlığı hakkında birtakım açıklamalar yapıyorsa, bize dikkat kesilmek düşer. Hatta bu dizileri bölüm bölüm kaçırmadan takip eden Azeri, Acem, Arap dostlarımızı uyarmak durumundayız! Lütfen aklınıza mukayyet olunuz ve delirmeyiniz.

SENARYONUN DİBİNE VURMAK
Şimdi efendim, Senaryo Yazarları Derneği de söylenenlere ilişkin açıklama yapmış, kıymetli vekilimize protesto mahiyetinde laflar etmişler. Hiç protesto yapmayınız sayın senaristler. Ne yalan söyleyeyim, sayın vekilimizle aynı kanaatteyim. Rol icabı olsa bile, daimi surette tecavüze uğrayan, tuhaf münasebetlere zorlanan ve toplumdaki, medyadaki algı itibarıyla o rolleriyle anılan arkadaşlar, bu genç yaşlarında, zannımca tecavüzcü Coşkun abimizin zamanında yaşadığı sendromun bir benzeri olan tecavüze uğrama sendromunu her daim yaşamakta ve buradan kurtulamamaktadır. Ruh sağlıkları bozulmaktadır... Ve evet, enteresan olunacak, ağır mevzular icat edilip reyting alınacak diye senaryonun dibine vurulmakta, ortam bir tuhaflaştırılmaktadır. Sayın izleyici... Hani final yaptığı için artık rahat konuşabileceğim, Osman Sınav diye bir abimiz var, Kılıç Ali diye bir kahraman yaratmış, hardcore tabir ettiğimiz bir dizi çekmiş. Biliyoruz, olmayacak, aynı gruptayız da, hani belki olur diye bekledik. Ama dizi, tımarhane gibi bir şey olduğu için beklenen reytingi almadı ve finali gösterildi... Abim, ne yaptınız siz? Eskiden 'Necefli Maşrapa' vardı, şimdi yerine tımarhane görüntüsü koyalım, dizi niyetine salalım ortama, benzer reyting alır, mı diyorsunuz? Almıyor işte! Bakınız, bir dizide etraftaki herkes, kundaktaki bebek falan öldürülüyorsa, bu sorunlu bir durumdur... Kaldı ki, 'Necefli Maşrapa' döneminde tek kanal vardı, yayın geri gelir diye herkes maşrapaya bakıyordu!.. Artık bu tür bir iş olmaz. Aksi takdirde vatandaş senaryoyu niye icat etsin? Mezbahadan veya Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nden canlı yayın yapılırdı, olurdu, biterdi... Dizilerdeki dozaj ve dahi reyting artacak diye vatandaşın zihni kanırtılmamalıdır... Ha tabii sadece söz konusu dizinin günahı alınmamalı, benzer işler yapılmıyor değil...
BU MUDUR HABER?
Kıymetli okur, konuyu biraz değiştireyim, sizce biz niye her şeyi makul görme konusunda ustayız? Misal, aynen şöyle bir habere rastladım: "Geçtiğimiz ay canlı yayında yaşadığı talihsiz olay sonucu programı kaldırılan Mehmet Ali Erbil, önceki gece Beyoğlu- Asmalımescit'teydi. Uzun süredir ortalıkta görünmeyen şovmen, gazetecileri görünce gülümsedi ama sorularına yanıt vermedi." Şimdi bu 'haber' midir? Nasıl ve niye haberdir? Bir kere arkadaşın 'yaşadığı talihsiz olay'ı herkes biliyor. Hatta herkes 'yaşanan talihsiz olay'ın Güner Ümit'ten başlayarak süre giden bir patavatsızlık olduğunu da biliyor. Ama işin özeti, 'talihsiz olay' oluyor. Hayır efendim. Konu 'talihsiz bir olay'dan çok daha fazlasıdır. Ve Mehmet Ali Erbil'in 'gazetecileri görünce gülümsemesi ama sorulara cevap vermemesi' haber niyetine yayımlanıyorsa, bu işin mektebinde okutulan şu insanın köpeği ısırması hadisesi yeniden ele alınmalıdır! Pardon! Bence bu televizyon denen nesne, sadece Beren Saat'in, senaristlerin, şunun, bunun değil, pek çok kişinin ruh sağlığını bozuyor. Misal, ben fazla sıhhatli hissetmiyorum kendimi bu aralar... Bilmiyorum, belki de Barbaros Şansal'lı ve Nur Yerlitaş'lı Yemekteyiz'in bunda payı vardır...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA