Enerjide tam bağımsızlık yolunda ilk adımlarını 2017'de atan ardından gaz ticareti merkezi olma hedefine ilerleyen Türkiye, şimdi dünyanın dört bir tarafında aramalarıyla küresel bir enerji oyuncusu olmayı planlıyor. Orta Asya, Kafkasya ve Orta Doğu'nun enerji kaynaklarının Avrupa'ya sevkiyatında kilit rol üstlenen Türkiye, yeni iş birliklerine hazırlanıyor. 2 Mayıs'ta İstanbul'da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla düzenlenmesi beklenen 'İstanbul Natural Resources Summit'te (İstanbul Doğal Kaynaklar Zirvesi) hem enerjide yeni strateji çizilecek hem de dünyanın birçok ülkesiyle yeni anlaşmaların temeli atılacak.
ULUSLARARASI KATILIM
Turkuvaz Medya Grubu'nun düzenleyeceği Lütfü Kırdar Kongre Merkezi'nde yapılacak zirvede Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar moderatörlüğünde gerçekleşecek bakanlar oturumunda arzın güvence altına alınmasında değişen dinamikler, hidrokarbon stratejisi, enerji dönüşümü için gerekli kritik madenler ve finansman konuları masaya yatırılacak. Zirveye birçok ülkeden 8 bakan ve çok sayıda uluslararası enerji firmasının katılması bekleniyor.
2017'DE YOLA ÇIKILDI
Türkiye 2 Mayıs'taki zirveyle 'Milli Enerji ve Maden Politikası'nda ikinci adıma geçecek. Böylece, 2017'de dönemin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak'ın vizyonuyla başlatılan enerjide tam bağımsızlık hamlesinin madencilik ayağındaki adımlar da hızlanacak. Enerjide 'milli başkaldırış' denilen hamleler Başkan Recep Tayyip Erdoğan ve Berat Albayrak'ın 'atılamaz' denilen adımları atmasıyla başlamıştı. Önce elektrik ve doğalgazda arz güvenliğini sağlamak için Türkiye'nin konum avantajı da kullanılarak yeni boru hatları devreye alındı, kaynak ülke çeşitliliğiyle ülkemizin bir ticaret merkezi haline gelmesinin yolu döşendi. Gaz depolama kapasitesi artırılarak kısa vadeli arz güvenliği sorununa kökten çözüm üretildi.
MİLLİ ENERJİ POLİTİKASI
Güneş, rüzgâr, nükleer ve biyokütle gibi alanlarda yenilenebilir enerji üretimi artırıldı. Özel sektöre öngörülebilir bir piyasa hazırlandı. Türkiye'nin kendi gemileriyle arama yapma kararlılığıyla başlatılan çalışmalar ise ülkeyi başka bir noktaya taşıdı. Derin denizlerde sondaj operasyonlarını daha önce kiraladığı gemilerle yürüten, bu nedenle de uzun dönemli planlama yapamayan Türkiye, yerli gemilerin filoya katılmasıyla petrol ve doğalgazda ithalatın önlenmesi yolunda adımlar attı. Türkiye artık Karadeniz'de kendi gemileriyle, kendi mühendisleriyle, kendi jeologlarıyla doğalgaz arar hale geldi.
GABAR PETROL ÜSSÜ OLDU
Geçmişte terörden dolayı girilemeyen Gabar ve Şırnak'ta Türkiye'nin en kaliteli petrolünü üretmeye başladı. Fatih Sondaj Gemisi'nin Karadeniz'deki büyük doğalgaz keşfi ve Gabar'da devam eden petrol üretimi ekonomiye önemli katkılar sağladı. Denizde ve karada arama faaliyetlerine ağırlık veren Türkiye, Avrupa'da hidrokarbon aramacılığının en yoğun olduğu ikinci ülke oldu. Ardından da enerjide bölgesel merkez olma hedefi için adımlar atmaya başladı. Diğer ülkelerle yapılan anlaşmalarla da enerji koridoru olma konumunu sağlamlaştırdı.
İKİNCİ AŞAMAYA GEÇİLİYOR
2017'den itibaren adım adım enerjide bağımsızlık yolundaki taşları döşeyen Türkiye şimdi ikinci aşamayı başlatacak. Türkiye'de madencilik yatırımlarını artırmaya yönelik reform paketleri hazırlayan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, hammadde arz güvenliği kapsamında sadece ülkemizde değil Asya'dan Afrika'ya kadar farklı coğrafyalarda da yeni iş birlikleri yapacak. Küresel madencilik haritası yeniden çizilirken, Türkiye de fırsatı kaçırmamak için sahip olduğu doğal maden yataklarını ekonomiye kazandırmayı amaçlıyor.
