Türkiye'nin en iyi haber sitesi
GÜNAYDIN'LA KANTİN

Erasmus’a Gidemeden Gitme Rehberi

Eğri oturup Nordik konuşma zamanı geldi. Tahmin ediyoruz ki birçoğunuz Danimarka, İsveç ya da Norveç gibi bir ülkede Erasmus'a gitmek istemiştir. Artık mümkün! Kantin ekibi olarak her ay bir kişiye hiçbir şey sunmuyoruz ama onun yerine size Danimarka'da Erasmus yapmış Buse'yi getirdik. Hem de öyle getirdik ki daha yeni 5.5 ayını doldurmuş. Ondan alacağınız tüyolar ile ortamlarda siz de artık 'Erasmus'a gittim imajı yaratabileceksiniz.
Sahiplenin! Buse 22 yaşında, özel bir üniversitede hukuk okuyor ve az önce de söylediğimiz gibi henüz Danimarka'dan dönmüş durumda, Uçaktan iner inmez ailesinin yanına gitmiş ve Danimarka'ya taşınacağını söylemiş.
Şu anda oturma izni ile uğraşıyormuş.
Danimarka'dan artık 'Bizim oralar işte' diye bahsediyor ve 'Bizim Kopenhagen' deki kahveyi başka hiçbir yerde bulamıyorum Türkiye'de' diye ekliyor. Yani;

Tip 1:
Gittiğiniz ülkeyi sahiplenin ve oraya yerleşeceğinizden bahsedin.
Fikirtepe'de büyümüş dahi olsanız bir önemi yok çünkü siz bir kere Erasmus- 'a gittiniz.
Şikayet değil, Negatif inceleme Buse'nin geldiğinden beri saymakla bitiremediği bir 'kırmızı-yeşil ışık' sevdası var. Danimarka'daki ilk gününden bir anısını paylaşıyor bizimle; 'Akşam 16.00-17.30 civarıydı, karşıdan karşıya geçmek için ışığın yayaya yeşil yanmasını bekliyorduk. Yolu boş görünce caddeye adım attım ve ev arkadaşımın kolumdan tutmasıyla kendime geldim. Aman Allah'ım Avrupa'daydım ve kırmızı ışıkta geçmeye çalışmıştım, kendimi daha önce hiç bu kadar kötü hissetmedim, yerin dibine girmiştim. Bu hatayı bir daha tekrarlamamak için kendime yemin ettim. Bize yeşil yandıktan sonra da koşarak karşıya geçtim, oda arkadaşım ise caddenin ortasında uzanıp güneşlenecek kadar rahattı, ilk hafta alay konusu oldum, çok zor bir oryantasyon haftasıydı...' Gördüğünüz gibi Avrupa'da insanlar trafik ışıklarına son derece saygılı, öyle ki anayasanın ilk dört maddesi kadar bağlılar ve bunu Türkiye'ye düğünden beri her fırsatta insanlara hatırlatıyor. Hayır şikayet etmiyor, negatif eleştiri yapıyor!
Tip 2: 'Avrupa'da böyleymiş' gibi -miş'li -muş'lu cümleler kurmuyoruz. Direkt olarak 'Avrupa'da böyle' diyoruz ki birinci elden yaşadığımız inandırıcılığını korusun. Erasmus'a gitmiş biri olarak karşıdan karşıya geçmeden önce 37 kere sola, 36 kere sağa sonra tekrar 37 kere sola bakmak boynunuzun borcudur. Siz de gişe kuyruğu, toplu taşımada yer verme ve trafik ışıkları hakkındaki negatif eleştirilerinizi dile getirmelisiniz.
21. Yüzyılın en büyük sorunu: Ne Harikalar Diyarında yaşıyoruz ne de Buse Alice, Tabii ki her ülkenin kendine göre sorunları var. Buse'ye göre Danimarka'nın en büyük sorunu da ulaşım. Tabii o bunu tam anlamıyla sorun olarak görmüyor. Anlattığına göre insanlar bir yerlere gidebilmek için çoğunlukla bisiklet kullanıyor. Toplu taşımada ufak pürüzler var ama insanlar bunu avantaja çevirmiş ve sağlıklı yaşıyorlar. Buse' de Türkiye'ye döndüğünden beri bisiklet alıp bu şekilde yolculuk edeceğini söylüyor.
Tip 3: Gittiğiniz ülke, başta dediğimiz gibi, Harikalar Diyarı değil ama insanlar sorun için bir çözüm bulmuş. Peki siz neden bu haklı mücadelenin ufak bir kolu olmayasınız? Siz neden bisiklet ile işe gidip gelemeyesiniz? Biliyoruz... Kış soğuğunda sıcacık metro varken biraz zor, zaten size yapın diyen yok, sadece yapacağınızı söyleyin. Akrabalara Hediyelik Hadi hepsini yaptık, herkes bizim yurt dışına gittiğimize inanıyor. Eee insanlar onlara neden hediyelik, anı eşyası almadığınızı soracak, ufak yeğeniniz sizden oyun konsolu isteyecek; ne yapacaksınız? Buse zaten oraya yerleşeceği için bir dahaki sefer alacağını söylüyor ve bütün milletti hayal kırıklığına uğratacak o gerçekten bahsediyor. Yurtdışında... Telefonlar, tabletler, oyun konsolları.... Özür dilerim gençler bunu benden duyun istemezdim... Sandığınız gibi o kadar da ucuza gelmiyor... İnsanları bu üzücü gerçekle yüzleştirebilirsiniz ya da asla gerçekleşmeyecek 'bir sonraki seferlere' söz verebilirsiniz.
Tip 4: Ne olursa olsun yurt dışından en çok öveceğiniz şey ekonomi olacak, bir borsacı edasıyla yurt dışının bize neden pahalı geldiği, doların neden çıktığı ve Euro'nun neden düşmediği ile ilgili konuşabilmelisiniz. Bu da yurt dışına gitmek için, en azından gitmiş gibi görünmek için kilidini kırmamız gereken son kapıydı. Erasmus'a gitmek hiç bu kadar kolay olmamıştı!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA