Artık bizim mahalle bakkalının bile çağrı merkezi var.
Böyle olunca da anladığım kadarıyla bu merkezlere adam gibi eleman bulma sıkıntısı çekiliyor.
Az önce Türk Telekom'dan bir kadın aradı ve ev telefonumla ilgili bir hediye mi kazanmışım, kampanya mı varmış, ona mı dahil edilmişim nedir; bir şeyler anlatmaya çalıştı.
Yemin ederim tam beş kez "Hanımefendi dediklerinizden hiçbir şey anlamıyorum, lütfen tekerleme gibi ağzınızın içinde yuvarlamayın şu cümleleri" dedim. Tam beş kez!
Hatta "Siz de haklısınız, günde yüzlerce defa aynı cümleleri tekrarlıyorsunuz ama müşteri ilk kez duyuyor, lütfen biraz daha yavaş" bile dedim.
Yok, dinletemedim!

BAYIR AŞAĞI...
İlk üç sözcüğü tane tane söylüyor, sonra yine bayır aşağı salıyor kendini.
Sonunda "İstemiyorum kardeşim kampanya manpanya" deyip yüzüne kapatmak zorunda kaldım.
Aynı sıkıntıyı geçenlerde Pegasus'un bilet satışındaki görevliyle de yaşadım. Biletimi erteletmek için resmen acı çektim.
Abla bir konuşmaya başlıyor, keçi tahtaya pisler gibi. Durdurup araya "Pardon, anlamadım?" demek ne mümkün!
Öyle sürekli anlamayınca da öfleyip pöflemeye başlıyorlar zaten.
Pegasus'taki abla bildiğin azarlaya azarlaya konuştu benimle. Utanmasa "Salak mısın, niye anlamıyorsun?" diyecekti.
Biz salak değiliz de siz işinizi zorla ve sevmeye istemeye yapıyorsunuz ya...
İşte sorun orada.