Özkan Sümer hep vardı. Yine var. Şimdi de Ünal Karaman! Bu ülke ne çektiyse 'insana iş' hastalığından çekti. İşe insan rasyonelliğine henüz ulaşabilmiş değiliz. Öncelikle şunun bilinmesini isterim; bu insanlarla kişisel anlamda hiçbir sorunum, Trabzonspor'dan da hiçbir beklentim yok. Ama sorunun merkezinde bu insanların (subjektif olarak) isimleri, ünleri var. İşte temel yanlış kişiden, kişilikten vazife çıkarmaktır. Sayın Sümer bu kulüpte teknik direktörlük ve başkanlık da dahil nicesiyle görev yapmıştır. Fakat hep farklı adlarla bu görevlerde bulunmuştur. Şu anki görev adının 'teknik koordinatör' olduğu gibi. İş adları geldi geçti, sayın Sümer hep baki kaldı! Şimdi de Ünal Karaman'ın 'sportif direktör' ünvanı! Yarın da bu unvan türdeşleşirse hiç şaşırmam. Önce şunu soralım; bu saygıdeğer insanların üstlendikleri görevler bu kurumun ihtiyacından kaynaklı birer 'İŞ' midirler? Eğer işseler ve bu kulüp kurumsallaşma iddiasındaysa şeffaf olup bu ihtiyacını kurumlarıyla-kamuoyuyla paylaşması gerekmez miydi? Sonuçta tesislere bulaşıkçı almıyorsunuz.

İŞTE TRANSFER GÜNDEMİ

ÜNAL BAŞARILI OLUR MU?
Bu noktada genel menajerlik müessesesinden örnek vermek gerekiyor. Bu görev tüm kulüplerin olmazsa olmazıdır. Başka türlü sahaya bile çıkamazsınız. İşte bunun adı 'iş'tir, buraya adam alınır. Bu işin başında Trabzonspor'da yıllarca bulunan Caner Çuvalcıoğlu kardeşimiz de son derece başarılıdır. Öyle ki bence Trabzonspor'un kulüp istikrarının tek sağlıklı örneğidir. Nedeni-niyesi önce iş. Böylece işe en iyisini bulma şansınız doğuyor. Ama kişi özne olunca yarattığınız iş yapaylıktan, kişi de ne yazık ki tartışılmaktan kurtulamıyor.
Son olarak diyorum ki; işi ortaya çıkarın. Çıkarın ki yıllarca Özkan Sümer için söylediklerimizi bugün de Ünal Karaman için söylemeyelim. En son söz.. Ünal bu görevde başarılı olur mu diye soruluyor. Ben de soruyorum; hangi görevde?