Yıllardır erozyonla mücadele eden TEMA, önceki gün benim de aralarında olduğum bazı gazetecilere, TEMA'nın projelerine destek veren şirketlere ve de toprağı kurtarmak için gönüllü çalışan akademisyenlere ödül verdi.
İşte bu tören sırasında Tekfen Holding'in de üç kurucusundan biri olan namı diğer Yaprak Dede Nihat Gökyiğit, "Biz buna, iş dünyasında iflasa gidiş deriz" diyerek doğaya verilen zararların geldiği dramatik noktaya değindi.
TEMA'nın ödül töreninden çıktıktan sonra düşünmeye başladım. Peki neden bazı konularda bir arpa boyu bile yol alamıyoruz?
Bakın işte egzoz dumanının çevrede yarattığı kirlilik bu kadar netken; elektrikli araçlar konusunda devlet neden aklına hiç vergi teşviğini getirmez, açıkçası anlamakta güçlük çekiyorum.
Düşünün Avrupa Birliği'nin bir çok ülkesinde hibrid ya da elektrikle çalışan otomobil kullanımını teşvik etmek için 5 bin euroları varan vergi indirimleri yapılıyor. Sandım ki Toyota'nın aylardır satışa sunulması beklenen hibrid otomobili Prius için mesela böyle bir teşvik olacak. Ama nerde! Öyle bir vergi yükü var ki otomobilde, satış fiyatı 40 bin euro civarında. Bu otomobil resmen lüks oto sınıfında. Otomotiv yazarımız Ufuk Sandık'la sohbet ediyorum.
Renault'nun Bursa'daki tesislerinde 2010 yılı sonunda Fluence'nin elektrikli modelinin üretileceğini söylüyor.
"Ama" diyor, "Bu otomobil Türkiye'de üretilecek, Türkler binemeyecek. Çünkü hem altyapı hazır değil. Hem de vergilerle ateş pahası oluyor."
Avrupa'da devlet batarya değiştirme istasyonları ya da şarj üniteleri konusunda müthiş kolaylık yapıyormuş. Öyle ya bu otomobili satın aldın diyelim, ya şarjın biterse, al başına belayı.
Ünlü Türk tasarımcı Murat Günak, Türkiye'de bir de elektrikli otomobil üretmek için bir proje hazırlamış. 2011'de de satışa çıkacak olan bu otomobiller vergi indiriminden faydalansa, altyapısı hazırlansa fena mı olur şimdi.
Çevreye karşı yapabileceklerimizin gerçekten daha çok başındayız. Ama hızla kararlar alıp, harekete geçmezsek, gelecek nesillere yaşanılabilir bir ülke bırakamayacağız.