Türkiye'nin en iyi haber sitesi
OKAN MÜDERRİSOĞLU

Karanlıkta atılan tokat

Niteliği tartışmalı, amacı açık bir belge Türkiye'nin gündemini esir aldı. Profesyonel eller, iktidar partisinin laiklik karşıtı eylemler nedeni ile yaftalandığını, Silahlı Kuvvetler'in ise demokratik sisteme müdahale genleri taşıdığını varsayarak kalem oynattı.
Göreve geldiği günden itibaren açıklık ve şeffaflık politikasının mimarı, anayasal sisteme bağlılığın simgesi konumuna gelen Genelkurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ, yaratılan kriz ortamında gerek askeri gerekse sivil cenaha özgüveni yüksek net mesajlar vererek şimdilik durumu toparladı.
AK Parti ve içinden çıkan Cumhuriyet Hükümeti de gerçek veya sahte olduğuna fazlaca takılmaksızın, hukuki sınırlar içinde karşı atağa geçti. Savcılığa sunulan üç sayfalık parti dilekçesinde, "Türk Silahlı Kuvvetleri, Genelkurmay, Harekât Başkanlığı, Deniz Albay" vurgusuna yer verilmeyerek "kurumları çarpıştırma" planı bir nebze etkisizleştirildi. Lakin belgeyle ilgili suç duyurusunun gerisinde, "ikinci kapatma davası" tezgâhını bozma çabasının da izleri vardı. Nitekim kabinenin etkili bir ismi ile Bakanlar Kurulu sonrasında gerçekleştirdiğim görüşme, bu kaygıyı doğrular gibiydi. Benzetme ilginçti:
"Karanlıkta evinize gidiyorsunuz. Kişi veya kişiler yanınıza yaklaşıyor ve suratınıza vuruyor. Yüzünüz şişiyor. Failin kim olduğunu bilmeniz şart değil ki. Siz, bu olayın mağduru durumundasınız. Mağdur olmanız için illa camın, çerçevenin indirilmesi de gerekmiyor. Hakkınızda kötü şöhret oluşturulması ve kamuoyunun bu yolla etkilenmeye çalışılması bile yeterli. Biz, halktan oy alarak iktidara gelmiş bir partiyiz. Halkın iradesinin çarpıtılması girişimini geçiştiremeyiz. Böyle bir belge hazırlanmasına tevessül ediliyorsa, bunun arkası da gelebilir. İş, ikinci kapatma davasına kadar gider. Bize göre ortada bir tertip var.
Genelkurmay Askeri Savcılığı, bu belgenin karargâhta hazırlanmadığı kanaatini açıkladı. Sahte veya gerçek, orada veya burada hazırlanmış olsun, önemli olan iktidar partisini irticai çete olarak gösterme tertibidir. Bağımsız yargı olayı aydınlatmak durumundadır!"

***

İddia olunan belgede yazılan senaryo her ne kadar "demokrasi sınavı"na dönüşmüşse de önümüzdeki dönemde şu riskleri beraberinde getirmiştir:
İşadamlarının ekonominin gidişatına ilişkin samimi düşüncelerini ve dahi kaygılarını dile getirme ortamı yara almıştır.
Türk dış politikasının Kıbrıs, Ermenistan ve Irak'la ilgili hassas alanlarında yorum yapanların bilgi derinliği değil, hangi maksatla yazı yazdığı daha fazla sorgulanacaktır.
AK Parti'nin iç dinamiklerine ilişkin kulislerin aktarılması neredeyse imkânsız hale gelecektir.
Milli Eğitim Bakanlığı'nın icraatına ilişkin değerlendirmelerde hep art niyet aranacaktır.
***

Psikolojik harekât tekniklerini bilen ve kullanan çevrelerin, şu veya bu yönde hedefine ulaşabilmesi, hatırı sayılır taraftar kitlesi bulabilmesi de manidardır. O halde, hem TSK hem de iktidar partisi için atılacak adımlar vardır. Örneğin, özel olarak "istihbarat sınıfı" oluşturan askerler, en küçük birliğinden en stratejik karargâhına kadar uzanan zincirde "kadrosunu, belgesini, bilgisini" kontrol altında tutmak, sızmaları ve demokrasi dışı yollara sapma eğilimini önlemek zorundadır.
İktidar partisi merkez ve taşra teşkilatlarının uyumlu biçimde izlemesi gereken yol haritası olmalıdır...
Farklı yaşam biçimlerini temsil eden kitlelerin kaygıları giderilebilir.
Din eğitimi konusunda yeni bir toplumsal uzlaşma zemini aranabilir. Böylece Milli Eğitim Bakanlığı üzerindeki spekülasyonlar kaldırılıp, mesleki eğitim önündeki engeller aşılabilir.
Bürokraside ve danışman kadroda değişiklik yapılarak, "bizim çocuklar" anlayışına dayalı "tek tip" modelden vazgeçilebilir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA