Türkiye'nin en iyi haber sitesi
OKAN MÜDERRİSOĞLU

Siyasi mayın patlaması

Demokratik açılım süreci, Türkiye'nin yıllarca halının altına süpürdüğü sorunları, korku senaryolarını, kurumlar arası alan paylaşım mücadelesini, dış güçlerin stratejik planlarını bir bir ortaya çıkardı. Demokratikleşme sancısı, zorlu 2010 yılına damgasını vuracak pozisyonları da dışa vurdu. AK Parti'nin yalnız kalsa da yürüyeceği yol, Genelkurmay'ın denklem içindeki yeri, (maalesef) İmralı bağlantılı politikalar, Kürt sorununun çözüm yöntemine kökten karşı çıkan MHP'nin duruşu iyice belirginleşti.

***

Hükümet cephesi, açılımın içselleştirilmesi için yeni bir strateji geliştirdi. Hafta içinde Başbakan Tayyip Erdoğan'ın başkanlığında gerçekleşen "Milli Birlik ve Demokratik Açılım" zirvesinde, gerek provokatif eylemler ve arkasındaki güçler, gerekse halkın sağduyusuna hitap edecek mesajlar masaya yatırıldı. Başbakan'ın, açılımı il il, ilçe ilçe anlatma kararlılığının bir göstergesi olarak, demokratikleşme adımlarının gerekliliği, terörün gerçek yüzü, ülkenin kayıpları kısa filmlerle, spotlarla, broşürlerle anlatılacak. Terörle iç içe geçen ve etnik kimlik farklılığı ile pekiştirilen ayrışma girişimlerine karşı panzehirin "demokratik standartların yükseltilmesi" olduğu teması işlenecek. Farklılıklar bölünme vesilesi değil, ulusal zenginlik olarak sunulacak. Anadolu'da harmanlanan ortak değerler ve birlikte yaşama iradesi ön planda tutulacak.
***

Askeri cepheye gelince... Açılıma dönük bakış açısı 25 Ağustos'ta Zafer Bayramı beyanı ile netleştirilmişti. "Türkiye devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir" ifadesi "TSK, Türkiye Cumhuriyeti'nin ulus-devlet ve üniter-devlet yapısının korunmasında taraftır ve taraf olmaya da devam edecektir" vurgusu ile güçlendirildi. Genelkurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ'un komutanlarla birlikte Trabzon'a çıkarma yapmasını tam da bu açıdan değerlendirmek gerekli. TSK mensuplarının "Ergenekon mağduru" olduğu hissine kapıldıkları bir ortamda, DTP'nin kapatılmasını müteakip şiddet olaylarının alevlenmesi, "askeri çıkışa" kapı araladı. Org. Başbuğ'un, ABD'nin talep ettiği füze kalkanı, Afganistan'a muharip güç, İran tehdidi, Kuzey Irak'taki terör unsurlarına değinmeyip, meseleyi TSK'ya karşı yürütülen asimetrik psikolojik harekâta odaklaması konjonktürden kaynaklandı. Ama bugünkü ortam bile AB'ye tam üye olmayı hedefleyen Türkiye'nin, bulunduğu zor jeo-politik konumda dahi demokratik sistem içinde askerin yeri ve rolünü nerede ve nasıl tanımlayacağı gerçeğini göz ardı etmeye imkân vermiyor.
***

DTP veya yeni adıyla Barış ve Demokrasi Partisi cephesi ise kutsal kavramları erozyona uğratarak tarihi fırsatı tepmeye devam ediyor. "Barış"
, "hakların kardeşliği" gibi açıklamalar DTP'lilerden geldiğinde, ortalama vatandaşın midesi kalkıyor. İmralı'yı denklemde tutma çabası, açılımın önüne mayın döşüyor. Bir anlamda PKK'lıların dağda yaptığını, bazı DTP'liler de siyasi alanda yapıyor. Uzaktan kumandalı, siyasal mayınlar patlatılarak infial yaratılıyor. Bu durumda "parti kapatmalar güçleştirilse" bile terörle, şiddetle arasına set çekmeyen bu oluşumun iflah olmayacağı kanaati kemikleşiyor. Parlamento çatısı altına çekilme kararı alan İmralı yörüngesindeki simalar, çözüme değil çözümsüzlüğe oynuyor.
***

Ve nihayet MHP cephesi... Genel Başkan Devlet Bahçeli, basınla buluşmasını yıllık bazda yapma geleneğini sürdürüyor. Genel Başkan Yardımcısı Tunca Toskay'ın izini taşıyan davetli listesi ve protokol yerleşim planı ise MHP'nin "zihni akreditasyon barajı"nı aşamadığını gösteriyor. Hal böyle olunca AK Parti için söylenecek söz kalmıyor. İçerik bazında bakıldığında, "MHP'nin önceliği, bölücü terörün kökünü kazımaktır. Kandildekiler silahları bırakıp teslim olup bağımsız yargıda hesabını verene kadar onlara bölücü terör olarak bakıyoruz. Bu olayın üzeri şalla kapatılarak 'açılım' deniliyor. MHP bu oyunun içinde yer almayacak" cümlesi her şeyi özetliyor. Lakin "25 yıldır denenen yöntemin başarısızlığı" karşısında yeni bir söylem görünmüyor. MHP'nin varlığı, bir bakıma açılımdan sapmaları önlediği gibi, üniter yapıda karşılanması mümkün olmayan istekleri de törpülüyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA