Türkiye'nin en iyi haber sitesi
OKAN MÜDERRİSOĞLU

Piyasaların ve Başçı'nın erdemi

Küresel belirsizlik ortamı ile ekonomideki içsel riskleri (cari açık, mali uyum, finansal denge vb) aynı anda gözeterek, oldukça özellikli ve esnek para politikası uygulayan Merkez Bankası yönetimi ilgiyle ve dikkatle izleniyor. Şimdilik, kamuoyu desteği de onlardan yana. Başkan Erdem Başçı ve ekibi akademik ağırlıklı kalmalarına rağmen şu ana kadar piyasa sinyallerini doğru okumayı başardı. Şu ana kadar diyorum... Zira bu sıralar, özel sektörden haklı yakınmalar duyulmaya başlandı. Özellikle cari açık sorununu yönetme adına, kredi kanalları öylesine daraltıldı ki uzun aradan sonra şirketler kesimi yeniden sesini yükseltti.
Esasen para politikaları, arkasında güçlü siyasi irade, yapısal reform çabası ve bütçe disiplini olmadıkça netice vermez. Zaten parasal önlemler işin başı değil, sonudur. O yüzden ısrarla "itfaiyeci" benzetmesi yapılmaktadır.

***

Enflasyon hedeflemesine geçildiği andan itibaren bizim Merkez Bankası hem siyasetin hem de piyasanın baskısı altında kaldı. Çoğu zaman bildiğini okudu. Yanıldığı da oldu, haklı çıktığı da. Merkez Bankası'nın aşırı ihtiyatlı tutumu özel kesimi de siyaset sektörünü de pek memnun etmez. Ama bu memnuniyetsizliği ne abartmak ne de hafife almak gerekir.
Piyasa gürültüsüne kapılan para otoritesi hata yaparsa kimse çıkıp, "Bizi dinledin ama olmadı" demez. "Biz bağırırız lakin sen doğru bildiğini yapsaydın" der. Piyasaya sağır olan Merkez Bankası yönetimleri ise ekonominin gerçeklerinden kopar. "Parasal ve finansal istikrarı koruyacağım" derken durgunluk riskini azdırabilir, büyüme iştahını kesebilir, vergi gelirleri ve istihdamda daralma ile sonuçlanabilecek istenmeyen sonuçlara yol açabilir.
***

Bugün için "ayağını hafifçe frenden çekmekte olduğunu" söyleyen Başkan Başçı, doğru olanı yapıyor. Hatta "kontrollü yavaşlamadan" çıkarak, "kontrollü büyümeye geçişin" altyapısını kurması gerekiyor. Eğer dış politik faktörleri (Suriye vs), iç tedirginlik unsurlarını (terör gibi) ve bütçeye ilişkin gelişmeleri (harcamalardaki artış vb) ciddi tehditler arasında görmüyorsa Merkez Bankası ekonomiye takoz olmaktan uzaklaşıyor demektir. Yok, hatırı sayılır oranda stres verileri mevcutsa o zaman "hesap verebilirlik" adına daha açık ve samimi tutum takınması beklenir. Bir kurumdaki yönetici, yetki ve sorumluluklarını kullanırken, hizmet verdiği kitleye gerekli açıklamaları yapmak, onlardan gelen talep ve eleştirileri dikkate almak, gerektiğinde davranış değişikliğine gitmek, başarısızlık halinde sorumluluğu üstlenmek zorundadır. Sadece klişe ifadelerle, çoğunu vatandaşın anlamadığı teknik vurgularla durumu anlatmak, hesap verebilirlik anlamına gelmez. Güven ve istikrara teminat olanlar ya istikrarı bozabilecek olguları cesurca izah etmeli ya da verdikleri kararlarla ekonomiyi olması gerekenden daha güdük bırakmanın bedelini ödemelidir.

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA