Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan ve reel sektör temsilcileri, Merkez Bankası'nın "frene asıldığını" savunuyor ve sert dille eleştiriyor. IMF, "karmaşık" bulduğu para politikasının sadeleştirilmesini öneriyor. Nobel ödüllü ABD'li ekonomist Joseph Stiglitz ise Türk Merkez Bankası'nın kriz döneminde attığı hamlelerin çok akıllıca olduğunu, bu kararların Nobel getirebileceğini söylüyor.
Peki, Merkez Bankası'ndan politika değişikliği beklenebilir mi?
Kuşkusuz, hayır. Nedenine gelince...
Türkiye'de iki kurum var ki sürekli araştırma yaptırıyor, anketlerle nabız ölçüyor. Bu kurumların siyasi olanı AK Parti, ekonomik kimlik taşıyanı ise Merkez Bankası.
Halihazırda Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı ve ekibi, "Ek Parasal Sıkılaştırma" (EPS) modeli uyguluyor. Bu amaçla, bankanın araştırma ekibinin sunduğu verileri dikkate alıyor. Eldeki raporlar, mevcut politikada ısrar edileceğini gösteriyor. Çünkü uzmanlara göre, EPS, geçici fiyat hareketlerinin beklentiler üzerinden enflasyon görünümünü bozmasına engel oluyor. Kur oynaklığını düşürücü etki yapıyor. TL'nin gelişmekte olan diğer ülke kurlarına göre değer kazanmasını sağlıyor. (Bknz: 'Ek Parasal Sıkılaştırmanın Döviz Kurları Üzerindeki Etkisi.' Yasin Akçelik, Ergun Ermişoğlu, Arif Oduncu, Temel Taşkın)