Galiba işin sırrı; "İnovasyon ve tasarım gücü!" Danimarka'yı pek çok AB ülkesinden farklı kılan da bu! Ülke zengin ama yaşlı. 5 milyon nüfus var. Kişi başına gelir 60 bin dolar. İşgücü çok eğitimli. Küresel kriz de bu refah ülkesinin kapısını çalmış. Gerçi krizin izlerini başkent Kopenhag'da, Atina, Madrid, Roma ya da Londra'da olduğu gibi keskin hissetmiyorsunuz ama yine de alınan önlemler dikkat çekici.
Danimarka'da geçen yıl yüzde 1.8 olan işsizlik oranı, yüzde 2.5'e çıkmış. Ülkede 60 bin işsiz var. Yüzde 1.8 olan enflasyon oranı yüzde 3.4 olmuş. Ülkenin en büyük konut kredisi veren bankasına müdahale edilmiş. Hükümet, geçen yılın son çeyreğinde mevduata 2013'e kadar tam güvence vermiş. Konut sektörü daralmış. En büyük gelirin sağlandığı hizmet sektöründe ise toparlanma başlamış.
O yüzden Kopenhag'da kimse Ağustos'ta NATO Genel Sekreterliği koltuğuna oturacak olan Başbakan Rasmussen'in gece yarısı kırılan koluyla ilgili soru sormuyor.
Sadece, "Türkiyeliyim" deyince duruyor. Çünkü bu ülkede 58 bin Türkiyeli yaşıyor. Roj TV yayınını sürdürüyor.
Ülke olarak Danimarka'ya bol bol iç çamaşırı ve çorap satmaya devam ediyoruz. 1 milyar dolar ihracat, 700 milyon dolar ithalat yapıyoruz. Ama aynı gezegende farklı çağları yaşıyoruz. Acı olan bu!