Hırvatistan'ın Dubrovnik kentindeki Rixos Libertas Oteli'nin açılışı, organizasyonu, farklı isimlerin katılımı, eğlencesi ve havai fişek gösterisiyle hoş ve etkileyiciydi.
Gerçi Antalya'daki Mardan Palace kadar dünya starları yoktu ama burada daha ilginç ve anlamlı bir buluşmaya imza atıldı.
Otelin sahibi Türkiye'nin yeni işadamlarından Fettah Tamince... Mekan Hırvatistan'ın tatil beldesi Dubrovnik...
Acaba hangisi etkili oldu ki Türkiye'nin büyük işadamları buraya iki günlüğüne akın etti?
Açılış öncesi birkaç işadamının geleceği söylenmişti ama gün içinde Aydın Doğan'ı, Mustafa Koç'u, Turgay Ciner'i, Ferit Şahenk'i Erdoğan Demirören'i, Cihan Kamer'i, Akın İpek'i Aziz Torun'u görünce şaşırmadık desek yalan olur...
Sadece onlar da değil, çok sayıda Rus, Kazak, Azeri ve Dubaili iş adamı da Tamince'yi yalnız bırakmamıştı.
İşin doğrusu medyanın katılımı da dikkat çekiciydi. Özellikle Doğan Grubu'nun ilgisi bir hayli fazlaydı.
Doğan Hızlan, Güneri Civaoğlu, Mehmet Ali Brand, Sedat Ergin, Reha Muhtar, Yazgülü Aldoğan, Akif Beki, Erkan Çelebi o gruptan katılan gazetecilerdi.
Sabah grubundan ise Nazlı Ilıcak, Şelale Kadak, Ece Vahapoğlu ve ben vardım.
Star Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Karaalioğlu, Akşam Genel Yayın Yönetmeni İsmail Küçükkaya ise birer kişiyle temsil edildiler...
Kısaca hem iş hem medya dünyasının yoğun ilgi gösterdiği ilginç bir açılış oldu...
Düşünsenize Türkiye'nin dününe ve bugününe damgasını vurmuş onlarca işadamı, ayrı ayrı masalarda da olsa aynı mekanda, aynı ismin Fettah Tamince'nin açılışında buluşmaları neresinden bakarsanız bakın anlamlı ve önemliydi.
Bugüne kadar sanıyorum Rixos Grubu çok sayıda yurtiçi ve yurtdışında otel açılışı yaptı ve ünlü konukları ağırladı. Ama ilk kez bu kadar farklı işadamını bir araya getirerek önemli bir zirveye öncülük etti.
Belki de bu nedenle gün boyu birçok masada hep aynı sorunun cevabı arandı...
Acaba ne oldu? Yeni bir süreç mi başlıyor?
İş dünyasının "Dubnovrik zirvesi" neye işaretti?
Gazeteciler bu işaretin anlamını çözmeye çalışırken, genç bir siyasetçi şöyle diyordu:
"Bu Türkiye'nin değiştiğini gösteriyor. Yeni bir Türkiye doğuyor. Baksanıza Türkiye'nin eski işadamlarını Türkiye'nin en genç ve yeni işadamı bir araya getiriyor. Buradan olaya bakarsanız nelerin değiştiğini ve değişeceğini daha iyi görürsünüz. Türkiye iyiye doğru gidiyor..."
Türkiye'nin eski ve yeni işadamlarının Dubnovrik zirvesi, siyasette, ekonomide hatta hayatın başka alanlarında oluşan ön yargılara bir cevap niteliğindeydi.
Bir anlamda siyaseten "dindar veya laik" diye nitelenenleri, ticaretin sihirli gücü buluşturmuştu.
Bu buluşmanın arkasında başka hesaplar arayanlar olabilir ama o manzaraya bakınca yeni bir sürecin doğduğunu görmemek, Türkiye'nin siyasi mahfillerinde kopartılan fırtınanın ne kadar suni olduğunu sezmemek mümkün değildi.
İşadamları turizmde, inşaatta veya başka bir sektörde dünyaya açıldıkça kendi içlerinde örülen duvarlar da yıkılıyordu.
Böyle olduğu için de Dubrovink'te buluşan "dindar veya laik" işadamları, Asena'yı Ziynet Sali'yi keyifle izleyip alkışladılar.
Sonra da sahneye çıkıp nostalji rüzgarları estiren Erol Evgin'i dinleyip dans ettiler.
Rixos Libertas Oteli'nin görkemli açılış gecesi, sadece bir dış yatırım açısından değil aynı zamanda farklılıklarımızın "kıyamet kopartma" gerekçesi sayılmaması gerektiği açısından da anlamlıydı.
