Eğitim sistemimizin kanayan yarasını sınavlar oluşturuyor. Sistem öğrencinin başarısını sınavlara göre ölçüyor. Sınavda başarısız olan öğrencinin hayatı kayıyor. Açıkça belirtmek gerekirse üniversitelere girişte uygulanan Öğrenci Seçme Sınavı (ÖSS) ile Anadolu Liseleri'ne girişte uygulanan Seviye Belirleme Sistemi (SBS)'nde başarılı olmanın yolu dershaneden geçiyor.
Öğrenciler uygulanan sisteme adapte olmak ve başarıyı yakalamak için ikinci bir okul olan dershaneye gitmek zorundalar.
Eğitim sistemimiz öğrencileri bu uygulamaya endeksliyor. İlköğretimin sekizinci sınıfında olan öğrenciler 31 Mayıs'ta Yabancı Özel Okullar, 6 Haziran'da Seviye Belirleme Sınavı'na girecekler. Öğrenciler bu sınavlara 6. sınıftan itibaren hazırlandılar. Hafta sonlarını ve tatillerini dershanede geçirdiler. Test çözerek hedeflerine ulaşmanın yollarını aralamaya çalıştılar.
Bu arada aileler çocuklarının başarılı olması için bütün planlarını onların üzerinden yaptılar. Özel öğretmen tutarak eksik kalan konuları yetiştirmeye çalıştılar. Geçmiş dönemde Anadolu Liseleri'ne ve Özel Yabancı Okullar'a giriş sınavları Orta Öğretim Kurumlar Sınavı (OKS) adı altında tek sınavla gerçekleştiriliyordu. Bu sistem çok eleştirildi. Öğrencilerin "yarış atı" gibi sınavlara hazırlandığı ve perişan olduğu dile getirildi.
Dershaneler dolup taşıyor
Milli Eğitim Bakanlığı eleştiriler karşısında sınav sistemini değiştirdi. Yerine 6.7 ve 8. sınıflarda uygulanan SBS getirildi. Sistemin öğrencileri dershaneye gitmekten kurtaracağı ve tek sınav yerine yapılacak olan üç sınavla seçimlerinin daha adaletli yapılacağı ileri sürüldü.
Nedense bu beklentiler boşa çıktı. Dershaneler dolup taşmaya başladı. Öğrenciler bir yıl yerine 5. sınıftan başlamak üzere üç yıl dershanelere ve özel öğretmenlere gitmeye başladılar.
Okullarda yetiştirme kursları açılmaya başlandı. Yetiştirme kurslarına devam etmeyen öğrencilerin puanları, kurslara katılan öğrencilere göre alt sıralarda kaldı.
Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yapılan araştırmada 6 ve 7. sınıflar SBS sonuçları ile Okul Başarı Puanları arasında uçurum olduğu görüldü. Bazı okullarda bu oranın yüzde 40 ve 50 olduğu gözlendi.
Eleştiri konusu
Okullarını başarısız göstermek istemeyen yöneticiler öğrencilere hak etmediği puanları vermeye başladılar. İsim yapmış okullarda okuyan öğrenciler ise başarılı puan almada zorlandılar.
Ayrıca sınavların çoktan seçmeli ve test usulü ile yapılması ayrı bir eleştiri konusu oldu. Geçmişte OKS aynı sistemle yapılıyordu.
Şimdi ise aynı sistem üç defa tekrarlanıyor. Öğrenci sınav stresini üç yıl yaşıyor. Başka bir olumsuzluk ise bir sınavda başarısız olan öğrencinin bu başarısızlığını iki sınavda gidermesine imkân yok. Öğrenci ne kadar başarılı olursa olsun arkadaşlarının gerisinde kalmaya mahkûm durumda. Bu durum bizim ülkemizin kaderi olamaz. Öğrencilerimizi gelişme çağında test sisteminin içersinde bunalıma sokmaya kimsenin hakkı yok.
Dilimizde bir laf var. "Gelen gideni aratır" aynı duruma döndük. Eski sistemi arar olduk. Yabancı ülkelerde böyle bir durum yok. Öğrenciler dershanelere derslerindeki notu yükseltmek için gidiyorlar.
Okullarda standart bir eğitim olduğu için bölgeler arası farklar yok. Öğretmenler performanslarına göre değerlendiriliyorlar. Her üç yılda sınava tabi tutuluyorlar. Sistem bu yıl uygulanıyor.
Önümüzdeki yıl uygulanacağından emin değilim. Sayın Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu'nun en çok eleştiriyi bu konuda aldığından eminim. Bu sistemi en yakın zamanda değiştireceğini umuyoruz. Bu yıl sınava girecek öğrenciler morallerini yüksek tutsunlar hepsine başarılar dilerim.
