İlk Marsilya maçı öncesindeki basın toplantısı... Futbol görgüsüzleri de orada. Soruyorlar Aykut Kocaman'a, "Yönettiğiniz Avrupa kupası maçlarında çok başarısızsınız. Ne diyeceksiniz?" İlk maç oynanacak, geriye beş tane daha yapılacak. Ama geçmiş rakamları önemli onlar için. O maçlar nasıl yaşanmış, ya da teknik adam yanlışları ile mi puanlar kaybedilmiş, tartmadılar.
"O bir istatistik ve bunu düzelteceğiz" dedi sadece Kocaman...
Beşinci maçı bitirdiler dün... Bekir çizgiye düşen topu içeri değil de, dışarı doğru vurabilse, beşte beş olacaktı. Şimdilik dörtteler... Görgüsüzlerin, kendi standartlarına göre bir övgü hareketi yapmaları lazım esasında. Hadi bakalım; alkışlayın...
Fenerbahçe'ye maçı kazandıran tek neden var; gereğini oynamayı başarmaları. Macerasız düşündüler ve bir üst tur için gereken disiplin ile sahaya çıktılar. Mutlaka galip gelmesi gereken, kendi sahasında oynayan ve orta sahada becerisi çok yüksek oyuncuları olan bir takıma karşı, birbirlerini destekleyerek ayakta kaldılar. Bekir müthiş bir golün sahibi oldu. Fenerbahçe'ye güveni, rakibe paniği getiren dönüm anıydı o dakika... Daha çok risk aldıkları anlarda, Fenerbahçe'nin topu öne taşıması ve üçüncü bölgede tutması gerekiyordu. Sow'un bu sorumluluğu almaması, bu maçı adeta oynamadan geçmesiyle baskıyı kıramadılar.
Amalfi tano ... Marsilya'nın en yaratıcı etkili oyuncusu. Transfermarkt sitesine göre yedi milyon euro değerinde. Diğer kanat oyuncusu Raspantino 1,5 milyon euro. Aynı site Egemen Korkmaz için 7,5 milyon euro değer biçmiş... Yani... Dia'yı büyük umutlarla getirip, gönderen izleme ve menajer ekibi, bu oyuncuları nasıl keşfedemiyor, tavsiye edemiyor ya da beğendiremiyor.
Aykut Kocaman takım parametrelerini değiştirdi, başkalaştırdı. Transfer değerlendirmelerinde de artık başkalaştırma yapması gerekir. Çünkü hedef ülkesi Fransa ise, burada daha iyi ve daha ucuz oyuncular var!