Elazığ'da son derece kalitesiz ve zevksiz bir ilk yarı izledik. Galatasaray bu yarıda oyuna hükmedemedi, tempo çok düşüktü, basit pas hataları fazlaydı. Takım savunması da iyi değildi. Elazığspor hücum girişimlerinde üçüncü bölgede o kadar yetersizdi ki, hiç tehlike yaşanmadı. İşin asıl ilginç yanı Galatasaray'ın net pozisyon bulamayışıydı. Çünkü Elazığspor'un takım savunması büyük arızalarla doluydu. Bu büyük boşlukların kullanılamamasının en önemli nedeni Umut'un çok kötü gününde olması ve Elmander'in fizik olarak ayakta duracak halinin olmaması idi.

İlaç Burak'tı ama...
Aslında bu Elazığ savunmasının en büyük ilacı Burak Yılmaz idi. Buna rağmen Fatih Terim ikinci yarıda tercihini Aydın'dan yana kullandı. İkinci yarıya Galatasaray topa sahip olarak oyun üstünlüğünü ele alarak başladı. Topa sürekli sahip olarak yoğun bir baskı kurdu. Golü de forvetlerin kötü gününde rakibini tehdit eden tek isim Yekta ile buldu. Ardından çok fazla gol kaçırdılar. Son 10 dakikada Elazığspor yapılan oyun değişiklikleriyle tehlikeli ataklar yapmaya başladı. En tehlikeli ataklar da sağ kulvardan geliyordu. Bence Fatih Terim, Amrabat sakatlanınca hazır olmayan ve formsuz Hakan Balta'yı oyuna almakla yanlış yaptı. Son dakikada penaltı ve kırmızı kart geldi. Ve oyuncu değişiklik hakkı bittiği için kaleye geçen Melo penaltıyı kurtarıp gecenin kahramanı oldu.
Elazığspor'da işler kötü gidiyor. Tum, Aydın ve Köksal gibi önemli oyuncular sahada yokları oynadı. Bu kadar formsuz oyuncular varken Yılmaz Vural, Serdar'ı nasıl bu kadar geç kullanır, anlamak mümkün değil. Ayrıca bu tip bir takım savunmasıyla ligde kalma mücadelesinde çok zorlanır.